Şuan tüm burjuva halkının korktuğu ideolojidir. bunlarda işçi sınıfına baskı yaptığı içinde işçi sınıfı korkuyor ve altında kalıyor. Oysaki hep beraber karşı çıkarsak onları yenebiliriz.
bir sorum olacak bu ideolojiyi benimseyen arkadaşlara. daha önce sorduğum insanlar oldu ama net bir cevap alamadım.
marx'a göre sosyalizm bir basamak, geçiş evresi ve komünizme hazırlık dönemi. pekala. sonunda varılacak hedef bir olduğu halde neden "komünizm" ve "sosyalizm" gibi iki ayrı ideoloji var ? işin garip noktası bu iki ayrı ideolojiyi savunan iki arkadaşımın defalarca ateşli tartışmalar içinde bulunduklarını gördüm.
Sınıfsız değil, sınıflar arası geçişlerin ortadan kalktığı, sistemin diktatörlere ve onların belirlediği referans sistemlerinin acınası dişlilerine terk edildiği yapı.
Bir de hem batıcı, hem sosyalist hem demokrat olabilen kavram kargaşasından folloş olmuş mallar yok mu, kendini entel gören işte asıl onların mallıkları yüzünden stalin gibiler milyonları gözünü kırpmadan öldürebiliyor.
insanlığın varoluş biçimidir. eğer evrimsel süreç sonucu ilk insan atalarımız toplum halinde yaşamaya başlamasaydı, yani sosyalizme geçmeseydi bugün ortak atalarımızdan evrimleşmiş maymun türleri gibi topluluk-sürü halinde yaşayan canlılar olacaktık. bilim bugün bu gerçekliğe ilkel sosyalizm diyor.
Üretim araçlarının üreticiler arasında paylaştırıldığı, burjuvanın "bende şu araçlar var, sana bırakıyorum, 100 liralık mal üret 10 lira al, gerisini ben alıyorum çünkü araç benim." Diyemediği sistem.
Sadece Devlet olmasın deyip devlet olmadığında nasıl bir sistem oluşacağını söylemeyen anarşizmden daha bir afilidir.
yanlış tanımlamalara, eksik tariflere maruz kalan ideolojidir. "beş ana başlık üzerinde şekillenen ideolojidir. bunlar: toplum, işbirliği, eşitlik, sosyal sınıf ve ortak sahipliktir. kısaca açıklamak gerekirse:
toplum: sosyalizm, basit bireysel çabalardan ziyade toplumun gücünü kazanarak sosyal ve ekonomik problemlerin üstesinden gelebilen sosyal varlıklar olarak bütünleştirici bir insanoğlu vizyonuna sahiptir.
işbirliği: sosyalistler, sosyal hayvanlar olduğu düşüncesine dayanarak insanların doğal ilişkilerinin rekabetten daha ziyade işbirliği olduğuna inanır.
eşitlik: sosyalistler, eşitliğe temel bir değer olarak saygı duyarlar ve özellikle sosyal eşitliği desteklerler. (sosyal demokraside) fırsat eşitliği şeklindeki liberal inanışlara doğru anlayış değişikliklerine rağmen sosyal eşitlik, ister göreli (sosyal demokratik) ister katı anlamda (komünist) olsun, adaleti ve dürüstlüğü tesis eden pozitif anlamda özgürlüğü genişleten sosyal uyum ve kardeşliği güvence altına almanın esası olarak görülmüştür.
sosyal sınıf: sosyalistler, sosyal sınıfı önemli sosyal tabakaların en derini ve siyasi açıdan en önemlisi olarak görürler. bununla birlikte sosyalist sınıf politikası, iki şekilde ifade edilmiştir. ilk olarak sosyal sınıf analitik bir araçtır. ikinci olarak, sosyalist sınıf politikaları özellikle işçi sınıfı üzerine odaklanmakta ve siyasi mücadele ve özgürlük ile ilgilenmektedir.
ortak mülkiyet: sosyalistler genellikle eşitsizliğin ve rekabetin köklerini özel mülkiyet kurumunda ararlar; burada özel mülkiyetle giyim, mobilya veya ev gibi kişisel sahipliklerden ziyade servet veya sermaye kastedilmektedir."
kaynak ve daha fazlası için andrew heywood - siyasi ideolojiler kitabından yararlanılabilir.
sosyalistim diye gezip ''kimse beni anlamıyor, farklı olmak suç mu'' diyerekten kendini toplumdan ayıran, garip destekçilere sahip düşünce. nadiren tanışma fırsatı yakaladığım fikirleriyle ve duruşuyla sosyalizmi yaşayan arkadaşları tenzih ederim.
keko erkeklerimizin birazda kız ayağına düştüğü düşüncedir, bir bakıma güzel görüştür fakat sağlıklı bir şekilde uygulanmasını beklemek hayalperestlik olur.
seküler bir dayanağı olmasaydı ya da öyle lanse edilmeseydi o zaman insanlığın kurtuluşu olabilirdi. nitekim islam'ın infak ruhuna benzetmek mümkündür sosyalizmi. ama şuraya dikkat, islam sosyalist bir din değildir. son zamanlarda sosyalist müslümanlar denen yırtık dondan çıkmış tipler türedi. hepsinin tipini sikiyim.
tamda siyasi-beşeri coğrafya çalışırken gördüğüm başlık. öncelikle bir kaç kitabi bilgi verelim.
marksist-leninist ideolojiyi temel alan sosyalist ülkeler kimlerdir.
-küba
-vietnam sosyalist cumhuriyeti
-laos demokratik halk cumhuriyeti
-çin halk cumhuriyeti
ilk üç devlet ekonomik ve siyasi yönden dünya da pek sözü geçmeyen ülkeler bu olayın bir çok beşeri, fiziki, siyasi sebebi var elbette. doğal kaynakların az olması, sömürgeci ulusların bu bölgeleri ve bölge halklarını sömürmesi vs vs. ama çin halk cumhuriyeti dediğimiz devlet dünyanın en güçlü ilk 3 devletinden birisi. müthiş bir doğal zenginlik, verimli sulak topraklar, devasa kömür,petrol havzaları... saymakla bitmez.
futbolla pek alakam olmadığı için geçenlerde okuduğum bir haberi olduğu gibi aktarayım.
burak’ın Çin takımı beijing guoan takımına transferi 8 milyon euro bonservise gerçekleşti.
burak yılmaz, beijing guoan ile 4 yıllık sözleşme imzalayacak. golcü oyuncu her yıl için Çin’den 6,5 milyon euro garanti para alacak.
(4 yılda toplam 26 milyon euro)
müthiş paralar dönüyor. bu ülkede insanlar günlüğü 5-10 dolara hatta kayıt dışı çocuk işçiler günlüğü 2-3 dolara çalıştırılıyor. bu mudur sosyalist sınıfsız toplum. çin'in en büyük ticaret ortağı abd. bu mudur anti kapitalist duruş.
eksi vermeyin oğlum kapitalist falan değilim ne babamın pasifikte adası var ne de çölün ortasında bir petrol kuyumuz. burda da sosyalizmi kötülemiyorum sadece bir şeyleri görün istiyorum. kalın salıcakla.