başı ezilmesi gereken ve her dönem ezilen bir yılan.
türkiye'deyse genellikle devlet düzenini yıkmaya yönelik girişim, hümanizm görüntülü kürtçülük ve türk düşmanlığı olarak görülüyor. yukardaki sözde entelektüel arkadaşın dediği gibi ''iyi niyetli'' değil.
Sosyalist fikirler tarih boyunca dile getirilmiş olsa da 19. yüzyıla kadar siyasi bir şekil almış değildi. Bu şekilleniş, sanayi kapitalizmine karşı esnafların çıkarlarını dile getirmesiyle başladı. Fakat kısa süre sonra işçilerin sorunlarına odaklandı...
Değeri bir değer olarak vurgulayan, üretim araçlarının devletin elinde olması gerektiğini, ekonomik faaliyetlerin kârın yerine insanların ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini vurgulayan toplum düzeninde radikal değişiklikler hedefleyen politik öğretim.
ülkemizde bunu destekleyenlerin genellikle hakkında bir bok bilmedikleri, her şeyi geçtim komünizm ile arasındaki farkı bile anlatamadıkları sistem.
gerçi bu onlara özgü bir durum değil, genel problemimiz. hakkında bilgi sahibi olmadığı şeylerde bile atıp tutup kör fanatizmini yapması. sanırım bu şekilde kendilerini tanımlamak, ifade etmek istiyorlar ama yok, olmuyor. patlıyoruz bir yerde. herhangi bir konuda çok şey biliyormuş gibi yanıp tutuşan arkadaşlara sadece 5 dakika tahammül edebiliyorsunuz. oysa o kadar da zor değil, açıp okuyacaksın. ama zor geliyor bu, neden bilmiyorum ama bir noktadan sonra artık oldum moduna giriyor, daha fazla bilginin, sorgulama yapmanın kafa karıştırıcı olduğunu düşünmeye başlıyor, kolayına geliyor yani. genel seviye de zaten yerlerde olduğu için toplumdan bir baskı yemiyor, çünkü normalde batılı ülkelerde sadece o konuda en iyiyseniz bu tür sivri konuşabilir, kendinizi ifade edebilirsiniz. aksi takdirde rezil ederler, insan içine çıkamazsınız. ama burası türkiye, daha doğrusu ortadoğu ve elini sallasan abdurrahman çelebi'ye çarpıyor.
Zannedilenin aksine bir ütopya değildir. Zannedilenin aksine dinsiz bir ideoloji de değildir. Temel olarak ekonomiyi esas alır, sermayenin bir kişide değil halkın elinde olmasını ister.
kaçınılmaz son. toplumların tarihi evrelerinde ilkel komünal toplum-köleci toplum-feodal toplum-kapitalist toplum çemberinin son halkası olacaktır.
kapitalizmin inanoğlunun en uygun sistem olduğunu söyleyen de malın önde gidenidir. tarihten ve iktisattan bir haberdir.
üretim ilişkileri, her geçen gün gelişen üretici güçlere uyum sağlayamazsa yani zorunlu uygunluk yasasına ters düştüğü anda mevcut üstysapının tasviyesiyle sonuçlanır bu süreç. sen kabul etsen de etmesen de sike sike olacak sonuç budur. tarih bunu hep göstermiştir. tıpkı doğa gibi toplum yasaları da karşılıklı çelişki ve hareket ilkesiyle yani diyalektikle hareket eder. ha belki 50 yıl sonra belki 1000 yıl sonra. tarih bunu hep göstermiştir.
hemen bir dipnot: sosyalist olmanın pkklı olmayla bir alakası da yoktur. bir çok sol fraksiyon terör eylemlerini lanetlemiştir.
üçüncü dünya savaşı sonrasında rusya önderliğinde yavaş yavaş dünya düzeni değişerek yönetim sosyalizme doğru gidecektir. Sürekli akımlar çıkar, arkasından savaşlar ve daha sonra yönetimler değişir. Üçüncü dünya savaşından sonraki değişimde azalmış dünya nüfusu ile sosyalizm olacaktır. Özellikle ortadoğu bu savaştan sonrasını göremeyecek.
yapılmaz efenim yapılmıyor yapılmayacak, çünki kapitalist sistemde bilgiye değil işe ihtiyaç var fabrikalarda fazladan 5 saat mesai yapacak insanlara ihtiyaç var. insanların lüksleri olmadan yaşayamayacağının inandırılmasına ihtiyaç var. bir insanı bunlara ikna edebilmek için de cahilliğe ihtiyaç var.
çünki inandırılmış bir alimi bir delil gösterip düşünmesini sağlar ve ikna edersiniz.
ama inandırılmış bir cahili 40 delil gösterseniz ikna edemezsiniz. laf cambazlığıyla içini rahatlatır ancak.
insanların birbirine çıkarı için değil, iyilikleri için yardım ettiği. kendi iyilikleri için değil insanların iyiliği için çalıştığı sitemler bütünü.
bu sözü birine söylediğimde şöyle bir cevap aldım.
nasıl abi ya nasıl niye yardım etsin, başka biri bana para olmadan yada çıkarı kimse kimseye yardım eder mi allah aşkına.
insan kavramakta güçlük çekiyor haliyle, önce bu çürümüş zihniyetin yok edilip medeniyet seviyesine ulaştırılması gerekiyor. e buda mümkün görünmediği için ütopya gibi geliyor insanlara.
sen köylerde cocuğunu okula göndermeyenin, küçük yaşta evlendirmeye çalışanın kapısına daya bakalım jandarmayı, işe yaramaz hizbe öğretmenleri ele, dinamik öğretmek için can atan öğretmenleri ata, yozlaşmış eğitim sistemini bi parlat tozunu al, çocuklara sadece eğitim değil öğretimide ver ütopya nasıl gerçek oluyor.
sözlük tanımı:
üretim araçlarının kamunun, devletin elinde olması, ekonomik etkinliklerin kâr yerine insanların gereksinimlerini karşılaması gerektiğini öne süren, değer olarak emeğe önem veren, toplumun örgütlenmesinde köklü değişiklikler amaçlayan siyasal öğreti.
olmaz ama, eğer bir gün dünyaya hakim olursa güzel olabilir.
insani sistem diyebilir miyiz? ben bunu da düşündüm. bir şey eğer insaniyse insana ait olup insanlar arasında tutuması lazımdı ama kapitalizm geçti. kapitalizmi yenememesini neye bağlayacağız? madem insaniydi o halde insanlar neden kendi öz benliğini inkar edip kapitalizme yöneldi? bunları sormamız gerekir bence.
insanın her zaman öz kimliğinin iyi olduğuna inanmış biriyim, hatta anarşizmin bile insan için gelişim çizgisinde zirve olduğunu da düşünüyorum ama bunların hiçbiri insanın iyi olduğu sonucunu pratikte vermiyor. devletler kötüdür dedik insanlar devlet üstüne devlet kuruyor, şimdi kapitalizm kötü diyoruz kapitalizm dünyayı sömürüyor ama sömürdükçe güçleniyor. bide işin tuhaf yanı bunu savunan insanlar öyle para babaları falan değil bildiğin o sömürünün içinden gelen birisi ve bunu belki hissetmiyor belki umrumda değil. bu sisteme gene de boyun eğiyor veya boyun eğmek olarak bile görmeyip gayet hayatından memnun. yani tüm bunlardan çıkartığım sonuç insanın özüne neyin uygun olduğu fikridir. insanın özü iyi diyenler galiba iyi niyetinin körlüğünün etkisinde kalıyor. oysa doğaya bakınca canlıların birbirini yediği bir alem görüyoruz ve insan doğanın bir parçasıyken iyi olacağına, herkese eşit davranacağına, suçu ortadan kaldıracağına inanıyoruz. bence bu da bir iyi niyetli körlüktür. insanın doğasına uygun falan o yüzden değil. insanın vicdanına uygun olabilir ama insanın vicdanı da zaten doğaya pek uygun değil.
çünkü doğada bir aslan yavru ceylanı yediğinde normalde üzülmememiz lazım çünkü tabiatın kanunu bu ama üzülüyoruz. ee hal böyle olunca gidip aslanın aç kalması normal olacak değil herhalde senin üzülmen anormal olacak.
düşüncelerim bu yönde.
