sosyalizm ve din

entry23 galeri0
    23.
  1. sosyalizmde bireylerin eşitliği temeldir. islamda ise böyle bir eşitlik hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. islama göre peygamber soyundan olmak bir ayrıcalıktır devlet başkanı olmak ayrıcalıktır müslüman olmak bir ayrıcalıktır erkek olmak bir ayrıcalıktır. erkeklere tanınan birçok hak kadınlara tanınmamıştır. islam köleliği yasaklamamıştır. günümüz modern dünyasında köleliğin zaten olmayışına güverek islamı savunabilenler ışidin yaptıklarına bakabilir.

    onun dışında arap sosyalizmi - türk sosyalizmi gibi fikirler 2. dünya savaşının başlamasına sebep olan alman sosyalist partisi sebebiyle hiçbir dünya toplumunda yer bulamaz.
    0 ...
  2. 22.
  3. Dinin sömürü olarak kullanılmasına sosyalizm tabiki izin veremez.fakat her yönden sosyalist ve müslüman önderler varken bağzıları bunu görmemkte ya israr etmekte yada arafatın kaddafinin sosyalist olduğunu bilmemektedir.türkiyede faşist ve sunnileri bitirmenin en büyük yolu kaddafinin arap sosyalizmine bir değinmek yani örnek almak olduğu kanatındeyim bizde kendi kültürümüze uygun sosyalist bir sistem modeli tezi öngermek ve bağzı inançli fakat yobaz olmayan halkın önyargısını sosyalizme karsı kaldırmak zafere giden yolda bir güç olabileceğı kanaatındeyım.
    0 ...
  4. 21.
  5. ufuk açıcı makaleden evrilme kitap.
    0 ...
  6. 13.
  7. lenin'in kitap serilerinden bir tanesi: sosyalizm ve din

    kitaptan kesit; herkes istediği dini izlemek ya da dinsiz, yani genel olarak bütün sosyalistler gibi ateist olmakta tamamen özgür olmalıdır. vatandaşlar arasında dinsel inançları nedeniyle ayrım yapılmasına kesinlikle göz yumulamaz. resmi belgelerde bir vatandaşın dininden söz edilmesine de son verilmelidir. dinsel kurumlara hiçbir devlet yardımı yapılmamalı, hiçbir ödenek verilmemelidir. bunlar, devletten tamamen bağımsız, aynı düşüncedeki kişilerin oluşturduğu kurumlar niteliğinde olmalıdır.
    1 ...
  8. 18.
  9. ortaçağ avrupa hristiyanlığını başlı başına bir din olarak görmemiz mümkün değil. nitekim kral edip kral indiriyorlardı. yani yalnız din değil aynı zamanda siyasi bir kurumdu. bu laik olmayan kurum kendisine uymayanı tuu kaka diyerek kovuyor, asıyor, kesiyor, dinden çıkarıyor, cadı ilan ediyor vs. Fatih'in istanbulu fethetmesinden sonra ortaçağ kapanıyor. istanbulda'ki bilim adamları bir süre istanbul'da kalıp italya'ya gidiyorlar. fatih'den öğrendikleri insanlığı italya'ya taşıyorlar. aydınlanma çağı başlıyor işte; Hümanizm. illuminaticiler'de bunlardan. Bu adamlar kiliseye önceleri çok ses etmiyorlar. bir anda yeni bir fikir ortaya atmak milletin aklını karıştırır, değiştiremeyiz diye düşünüp işlerini gizli yapıyorlar. sonraları martin L. king diye bir adam çıkıyor (yavuz'un ve kanuni'nin desteklediği söylenir çeşitli kulislerde). katolik kilisesi bizi kandırıyor, cennetten arsamı alınır bre koyduklarım. adam gibi insan olun tanrı size bahşetsin diyor. insan olmanın mantığı burdan geçer. ne ki ulan diyor, zenginler cennete fakirler bok çukuruna. isyan bayrağını çekiyor. katolik kilisesi tez ziküle bu dinsiz diyip interpol'e ilan veriyor. bu arada bunların 2'si arasında kalıp dinlerin gerçekliğini sorgulayan insanlar türemeye başlıyor. bunlar işte o bahsettiğimiz hümanistler. diyorlar ki tanrılar işte böyle insanı köle yapıyor. hiç bir şeye inanmazsak daha hür olacağız ve savaşlar olmayacak. peki bu adamlar neden böyle yaptılar diye sorarsak şu cevap karşımıza çıkacaktır. katolikler ile protestanlar arasında çıkan ve yıllar süren insanların katledilmesine neden olan savaşlar yüzünden. tarihten bağımsız sosyal olaylar incelenemez. aşırı katolik olan sosyalistler'de vardır. (bkz: thomas more)

    not: çok hızlı ve basit anlattım. bu konuda tartışmak isteyene bir tost bir çay ısmarlarım.
    0 ...
  10. 17.
  11. para, zenginlik, miras gibi eşitsizliğin temellerini oluşturan konularda din son derece 'kapitalist', ve özgürlüklerin kısıtlanması, erkek üstünlüğü, cinselliğin tabulaştırılması gibi ilkel yaşam fonksiyonlarında da din son derece tutucudur.
    farkları bunlardır, benzer yanlarıysa yoktur!
    1 ...
  12. 16.
  13. sosyalizm sadece bir ekonomik kuramdır.

    din ise insanı ve kainatı yaratanın koyduğu kurallardır.

    uymak uymamak serbest.

    din doğruysa da ben kazanırım din yoksa da.
    0 ...
  14. 15.
  15. sosyalizmin içindeki din tanımı islamı içine almaz. hem marx'ın, hem de lenin'in tanımlarında islam yoktur, hep isevilik ve musevilik baz alınmıştır. dolayısıyla müslümanların bu din tanımlarını kişisel almayarak, kendilerine göre bir sosyalizm anlayışı kazanmalarında bir beis yok. bu bir fetva değil. benim fetva vermek gibi bir yetkim yok. ama sosyalizm, bu bağlamda islama aykırı değildir. bunun için islamı değil, sosyalizmi bilmek yetiyor.

    şöyle bir şey de var, sosyalizmin ekonomik düzeni, islamda zaten vardır. yani sosyalist olmak için, "ben sosyalistim" demeniz gerekmez. hatta böyle yaparsanız islamı burjuvanın, yani arabalarını 24 ayar altınla kaplatan katarlı milyarderlerin eline bırakmış olursunuz. bu yanlış. doğrusu "ben müslümanım" demektir. islamda ihtiyaçtan fazlası israftır ve harama girer. buradaki ihtiyaç tanımı, kişinin mesleğine, eğitim seviyesine, kültür seviyesine, çalışkanlığına bağlı olarak ele alınabilir. misal, bir çocuğun çikolata yemesi israf değildir. fakat sırf keyif için yapılan her türlü harcama israftır. dolayısıyla islam zaten sosyalizmdir.
    0 ...
  16. 14.
  17. sosyalizm in insanları düşürdüğü durum ortadadır, can aksoy denilen kedi katili tam bir sosyalist ve dinden uzaklaşmış bir insandır, müslüman olan kişi asla başka bir canlıya zarar vermez.

    şimdi bazı yarım akıllılar, müslümanlar kurban kesiyor diyecekler ama o dini bir vecibedir ve asla vahşice hisler taşımamaktadır.
    0 ...
  18. 13.
  19. bazı arkadaşlar islam ile sosyalizmi bezner gösterirler.. Af edersiniz ama hasssssiktirin oradan demek istiyorum... hiç mi bilmiyoruz sanki islamın ve şerri hükümlerin ne olduğunu...

    bunu gidip Kabe nin dibine dikilen o devasa otelin sahibine de söylerseniz çok sevinirim....
    2 ...
  20. 12.
  21. hak din islam, sosyalizm gibi bir koltuk değneğine ihtiyaç duymaz. Batıl dinleri bilemem.

    Ben harmanlama yapacağım diye düşünebilirsin. Ama islamın esas hükümlerine, dışarıdan bir damla dahi karıştırsan maya bozulur, elde ettiğin şey artık ne sosyalizmdir ne de islamdır.
    0 ...
  22. 11.
  23. birbirlerine taban tabana zır değerlerdir.

    sosyalizm de ahlak anlayışı zayıftır, bakınız kominizm ile yönetilen ukrayna-rusya gibi ülkelerde kadınlar genelde fuhuş a yönelirler, dinimiz nikahsız birlikteliğe karşı çıkar, haram kılar.

    bir müslüman günahkarların yolunu seçmemelidir.
    0 ...
  24. 11.
  25. --spoiler--
    Herkes istediği dini izlemek ya da dinsiz, yani kural olarak bütün sosyalistler gibi ateist olmakta tamamen özgür olmalıdır. Vatandaşlar arasında dinsel inançları nedeniyle ayrım yapılmasına kesinlikle göz yumulamaz. Resmi belgelerde bir vatandaşın dininden söz edilmesine de son verilmelidir.
    --spoiler--

    gibi cümlelerin geçtiği lenin'in din konusundaki bir sosyalist'in edinmesi gereken tavrı yansıtan makalelerdir. bunu okumadan sosyalizm, komünizm din düşmanıdır demek sadece ve sadece temeli olmayan bir iddia olacaktır.
    1 ...
  26. 10.
  27. viladimir iliç lenin'in, sosyalizm'in dine bakışını özetlediği 1905 yılında yayımlanan makalesi.genelde insanların kendi kafalarına göre yorum yapıp tartışırken içinde boğuldukları "sosyalizm ve din " konusunda lenin'in görüşünü,birinci ağızdan aktardığı için önemlidir.yazının içeriğini şu şekilde özetleyebiliriz;

    insanlar neden dine inanırlar?

    "doğaya yenik düşen ilk insanların tanrılara, şeytanlara, mucizelere ve benzeri şeylere inanmasına yol açışı gibi, sömürülen sınıfların sömürenlere karşı mücadeledeki yetersizliği de kaçınılmaz olarak ölümden sonra daha iyi bir yaşamın varlığına inanmalarına yol açar. "

    yani din insanların sosyal ve ekonomik problemleri neticesinde kendilerinin ürettikleri birşeydir.

    "fabrika endüstrisinin yetiştirdiği ve kent yaşamının aydınlattığı modern, sınıf bilinçli işçi, dinsel önyargıları bir yana atar, cenneti papazlara ve burjuva bağnazlarına bırakır ve bu dünyada kendisi için daha iyi bir yaşam elde etmeye çalışır. bugünün proletaryası, din bulutuna(!) karşı savaşta bilimden yararlanan ve işçileri bu dünyada daha iyi bir yaşam adına kavga vermek için birleştirerek öteki dünya inancından kurtaran(!) sosyalizmin yanında yer alır."

    bireysel açıdan din:

    "herkes istediği dini izlemek ya da dinsiz, yani kural(!) olarak bütün sosyalistler gibi ateist olmakta tamamen özgür olmalıdır. vatandaşlar arasında dinsel inançları nedeniyle ayrım yapılmasına kesinlikle göz yumulamaz" diyerek ateizmden sosyalizmin kuralı olarak bahseder.bununla beraber; sosyalist devlette laikliğin olacağını ve sosyalist düzene geçildikten sonra vatandaşların bir dini benimsemelerine engel olunmayacağı,bunun kişisel bir özgürlük olduğunu vurgular.

    parti açısından din:

    "sosyalist proletaryanın partisi açısından, din kişisel bir konu değildir. partimiz, işçi sınıfının kurtuluşu adına bir araya gelmiş sınıf bilinçli, ileri savaşçıların toplandıkları bir yerdir. böylesi bir birlik dinsel inanç biçiminde ortaya sürülen sınıf bilinci yoksunluğuna, bilgisizliğe ve geri kafalılığa kayıtsız kalamaz ve kalmamalıdır. din diye tanımlanan ve halkın üzerine indirilen koyu sisle, sözlerimizi ve yazılarımızı kullanarak tamamen ideolojik silahlarla savaşabilmek(!) için kilisenin kaldırılmasını istiyoruz. rus sosyal demokrat işçi partisini, işçilerin her türlü dinsel uyutmacadan(!) kurtulması adına mücadele etmek için kurduk. bizim için ideolojik mücadele kişisel bir sorun değil, bütün partinin, bütün proletaryanın sorunudur."

    din-devlet ilişkisi:

    "kiliseye ve dinsel kurumlara hiçbir devlet yardımı yapılmamalı, hiçbir ödenek verilmemelidir. bunlar, devletten tamamen bağımsız, aynı düşüncedeki kişilerin oluşturduğu kurumlar niteliğinde olmalıdır."

    "programımızda ateist olduğumuzu neden açıklamıyoruz? hıristiyanların ve öteki dinlere inananların partimize girmesini neden yasaklamıyoruz?" sorusuna cevap:

    "bizim programımız tamamen bilimsel, dahası materyalist dünya görüşü(!) temeli üzerindedir. bu nedenle programımızın açıklanması demek, din sisinin(!) gerçek tarihsel ve ekonomik kökenlerinin açıklanmasını da zorunlu kılacak demektir. propagandamız kaçınılmaz olarak ateizm propagandasını, gerekli bilimsel yayımların yapılmasını, otokrat feodal hükümetin bugüne kadar yasakladığı ve kovuşturduğu yazıların parti çalışmalarımızın bir dalı haline getirilmesini de içermektedir."

    ama bunun için sadece ateizm propagandası yeterli değildir. çünkü;

    "aşırı baskı temeline oturan ve işçilerin eğitilmediği bir toplumda, dinsel önyargıların sadece propaganda yöntemleriyle yok edilebileceğini sanmak budalalık olur. insanlığın üzerindeki din boyunduruğunun, toplumdaki ekonomik boyunduruğun bir sonucu ve yansıması(!) olduğunu akıldan çıkarmak burjuva dar görüşlülüğünden başka birşey değildir. proletarya kapitalizmin karanlık güçlerine karşı kendi mücadelesiyle aydınlanmadıkça, ne kadar bildiri dağıtılırsa dağıtılsın, ne kadar söz söylenirse söylensin proletaryayı aydınlatmak olanaksızdır"

    " işte bu nedenle programımızda ateist olduğumuzu belirtmiyoruz ve böyle davranmak zorundayız. işte bu nedenle, eski önyargılarını henüz sürdüren proleterlerin partimize katılmalarını engellemiyoruz ve engellememek zorundayız. "

    yani öncelik din sorunu nun (!) asıl kaynağı görülen ekonomik problemlerin giderilmesidir.bu giderilmeden önce insanlar din aldatmacası ndan(!) kurtulamayacaklardır.parti programında ateizm vurgusunun yapılması herhangi bir dini benimseyen kişilerin partiden uzak kalmalarına neden olacağı için istenmeyen bir durumdur.

    not: tırnak içerisindeki cümleler hiç değiştirilmeden makaleden alınmıştır.özetlenirken kişisel bir hata yapılma ihtimaline karşı ilgilenen kişiler,yazının asıl metnini okuyabilirler.
    1 ...
  28. 9.
  29. uzaktan uzağa duyulan hoş bir seda olarak yankılanan, bir araya gelmez kelimelerle oluşturulan, papazın namaz anlattığı başlıktır.*
    0 ...
  30. 8.
  31. lenin'in dini yorumlayış nedeni dinden nefret etmesi değildir, zira bir olgudan nefret etmek zaten çok saçmadır. dini yorumlamıştır çünkü din sınıf mücadelesine zarar vermektedir.nedeni ise diyalektik materyalizmde öne sürülen kavramların tam tersini söylemesidir. bu yüzden dinle ilgili bir makale yazmıştır. bunun hakkında yorumda bulmak elbette serbesttir, yapılan yorumlara saygı duymak gerekir. fakat din alimleri dini dogmatik bir yönden ele alırken, lenin ise bilimsel bir yönden yaklaşır. isteyen istediğini düşünebilir, ister gider din alimine sorar, ister gider lenin'e(tabikide makaleleri, yoksa kendine soramaz).
    7 ...
  32. 7.
  33. http://www.kurtuluscephesi.com/lenin/dintr.html adresinde lenin'in bir makalesi olarak bulunabilecek bilgidir.
    evet, artık ülkedeki din alimleri bitmiş, köklerine kıran girmiştir. bu yüzsen dini lenin'den dinlemek en doğru davranış olacaktır(!)
    1 ...
  34. 6.
  35. Yanyana gelmesi imkansız iki kelime ve bu anlam karmaşalığında oluşan mide bulandırıcı düşünceler. Biri din olarak Yaratıcı'nın ürünü,diğeri sosyalizm olarak yaratılanın ürünü. Dini kabul etmemiş sosyalizm ve materyalist düşünceleri. Satsan beş kuruş etmez.
    2 ...
  36. 5.
  37. Her yerde ve şimdilerde de Rusya'da reaksiyoner burjuvazi, gerçekten önemli, temel ekonomik ve siyasal sorunlardan, yani Rus proletaryasının devrimci mücadelede birleşmesiyle bugünlerde çözümlenmeye başlanmış olan sorunlardan kitlelerin dikkatini uzaklaştırmak amacıyla din adına mücadeleyi kendine uğraş edinmiştir. Bugün kendini Kara Yüzler kıyımlarında gösteren ve devrimci mücadeleyi bölmeyi amaçlayan bu reaksiyoner tutum, yarın çok başka ve çok ustalıklı biçimler alabilir. Biz, durum ne olursa olsun, bu reaksiyoner tutum karşısında serinkanlı, dirençli olacağız ve temelde olmayan ayrımların etkilemeyeceği bir öğretiyi, bilimsel dünya görüşünü ve proleter dayanışmasını öğreteceğiz.
    Dinin devletten ayrılması açısından, devrimci proletarya dini gerçekten kişisel bir sorun durumuna getirmeyi başaracaktır. Ve ortaçağ kalıntısı küflenmiş görüşlerden arınmış, bu siyasal düzende, proletarya, din aldatmacasının gerçek kaynağı olan ekonomik köleliğin kalkması için açık ve yaygın mücadele verecektir.

    Novaya Zihn
    Sayı: 28, 3 Aralık 1905
    1 ...
  38. 4.
  39. Bu soruya verilecek cevap, din sorununun burjuva demokratları tarafından ortaya konuluşu ile Sosyal Demokratlar (Marksistler-b.n.) tarafından ortaya konuluşu arasındaki ayrımı belirleyecektir.
    Bizim Programımız tamamen bilimsel, dahası materyalist dünya görüşü temeli üzerindedir. Bu nedenle Programımızın açıklanması demek, din sisinin gerçek tarihsel ve ekonomik kökenlerinin açıklanmasını da zorunlu kılacak demektir. Propagandamız kaçınılmaz olarak ateizm propagandasını, gerekli bilimsel yayımların yapılmasını, otokrat feodal hükümetin bugüne kadar yasakladığı ve kovuşturduğu yazıların Parti çalışmalarımızın bir dalı haline getirilmesini de içermektedir. Bir zamanlar Engels'in Alman sosyalistlerine verdiği öğüdü şimdi bizim izlememiz gerekebilir: Onsekizinci yüzyıl Fransız Aydınlanma dönemi düşünür ve ateistlerinin yazıları çevirilmeli ve geniş ölçüde yayılmalıdır.
    Ancak, hiçbir koşulda din sorununu burjuva radikal demokratlarının sık sık yaptığı gibi, soyut, ülkücü bir biçimde, sınıf mücadelesinden kopuk "entellektüel" bir sorun olarak ortaya koymak yanlışına düşmememiz gerekir. Aşırı baskı temeline oturan ve işçilerin eğitilmediği bir toplumda, dinsel önyargıların sadece propaganda yöntemleriyle yok edilebileceğini sanmak budalalık olur. insanlığın üzerindeki din boyunduruğunun, toplumdaki ekonomik boyunduruğun bir sonucu ve yansıması olduğunu akıldan çıkarmak burjuva dar görüşlülüğünden başka birşey değildir. Proletarya kapitalizmin karanlık güçlerine karşı kendi mücadelesiyle aydınlanmadıkça, ne kadar bildiri dağıtılırsa dağıtılsın, ne kadar söz söylenirse söylensin proletaryayı aydınlatmak olanaksızdır. Bizim açımızdan ezilen sınıfın bu dünyada bir cennet yaratmak adına gerçek devrimci mücadelede birleşmesi, öteki dünya cenneti konusunda proletaryanın görüş birliğine gelmesinden daha önemlidir.
    işte bu nedenle Programımızda ateist olduğumuzu belirtmiyoruz ve böyle davranmak zorundayız. işte bu nedenle, eski önyargılarını henüz sürdüren proleterlerin Partimize katılmalarını engellemiyoruz ve engellememek zorundayız. Biz her zaman bilimsel dünya görüşünü öğütleyeceğiz ve çeşitli "Hıristiyanlar"ın tutarsızlıklarıyla savaşacağız. Fakat bu hiçbir zaman, yeri olmadığı halde din sorununun birinci plana alınması demek değildir. Yine bu hiçbir zaman, gerçekten devrimci ekonomik ve siyasal mücadele güçlerinin üçüncü sınıf görüşler ya da anlamsız fikirler nedeniyle birbirlerinden kopmasına, siyasal önemlerini kaybetmesine, ekonomik gelişim karşısında bir yana itilivermesine göz yummamız da demek değildir.
    2 ...
  40. 3.
  41. Rus devrimi, bu isteği siyasal özgürlüğün bir gereği olarak gerçekleştirmelidir. Polis yönetimli feodal otokrasiye bağlı memurların başkaldırısı, kilise evresinde bile huzursuzluk, tedirginlik ve öfke yarrattığı için din ve devleti ayırma isteğini gerçekleştirmek konusunda Rus devrimi özellikle elverişli bir ortamdadır. Rus Ortodoks din adamları her ne kadar cahilseler de, onlar bile Rusya'daki eski, ortaçağa uygun düzenin yıkılmasıyla patlayan gümbürtüden uyandılar. Onlar bile özgürlük isteğinde birleşiyor, onlar bile bürokratik uygulamalara ve memur zihniyetine, "Tanrının hizmetkârları"nı zorla polise casusluk ettirmek isteyenlere karşı çıkıyorlar. Biz sosyalistler, bu hareketi desteklemeli, kilisenin dürüst ve içten üyelerine doğru sonuca ulaşmaları konusunda yardımcı olmalı, onların özgürlük isteklerini sürdürmelerini sağlamalı ve kilise ile polis arasındaki ilişkiyi koparmalarını onlardan istemeliyiz. Ya içtenlikli ve dürüstsünüzdür, ki o zaman kilise ile devletin ve kilise ile okulun kesinlikle birbirlerinden ayrılmasından, dinin tamamen kişisel bir sorun olarak kabul edilmesinden yana olursunuz. Ya da özgürlük konusunda bu tutarlı istekleri benimsemezsiniz, ki o zaman da engizisyon geleneklerinin hâlâ tutsağı demeksinizdir; rahat memuriyetlerinize ve hükümet kaynaklı gelirlerinize bağlısınız demektir; silahınızın ruhsal gücüne inanmıyorsunuz ve devletten rüşvet almayı sürdürüyorsunuz demektir. O takdirde de bütün Rusya'daki sınıf bilinçli işçiler size amansız bir savaş açacaklardır.
    Sosyalist proletaryanın partisi açısından, din kişisel bir konu değildir. Partimiz, işçi sınıfının kurtuluşu adına bir araya gelmiş sınıf bilinçli, ileri savaşçıların toplandıkları bir yerdir. Böylesi bir birlik dinsel inanç biçiminde ortaya sürülen sınıf bilinci yoksunluğuna, bilgisizliğe ve geri kafalılığa kayıtsız kalamaz ve kalmamalıdır. Din diye tanımlanan ve halkın üzerine indirilen koyu sisle, sözlerimizi ve yazılarımızı kullanarak tamamen ideolojik silahlarla savaşabilmek için kilisenin kaldırılmasını istiyoruz. Rus Sosyal Demokrat işçi Partisini, işçilerin her türlü dinsel uyutmacadan kurtulması adına mücadele etmek için kurduk. Bizim için ideolojik mücadele kişisel bir sorun değil, bütün Partinin, bütün proletaryanın sorunudur.
    Madem ki durum böyledir, o halde Programımızda ateist olduğumuzu neden açıklamıyoruz? Hıristiyanların ve öteki dinlere inananların partimize girmesini neden yasaklamıyoruz?
    1 ...
  42. 2.
  43. Ne var ki, köleliğinin bilincine varmış ve kurtuluşu için mücadeleye başlamış köle, kölelikten yarı yarıya çıkmış demektir. Fabrika endüstrisinin yetiştirdiği ve kent yaşamının aydınlattığı modern, sınıf bilinçli işçi, dinsel önyargıları bir yana atar, cenneti papazlara ve burjuva bağnazlarına bırakır ve bu dünyada kendisi için daha iyi bir yaşam elde etmeye çalışır. Bugünün proletaryası, din bulutuna karşı savaşta bilimden yararlanan ve işçileri bu dünyada daha iyi bir yaşam adına kavga vermek için birleştirerek öteki dünya inancından kurtaran sosyalizmin yanında yer alır.
    Din, kişinin özel sorunu olarak kabul edilmelidir. Sosyalistler, din konusundaki tavırlarını genellikle bu sözlerle belirtirler. Oysa herhangi bir yanlış anlamaya yol açmamak için bu sözlerin anlamı kesinlikle açıklanmalıdır. Devlet açısından ele alındığı sürece, dinin kişisel bir sorun olarak kalmasını isteriz. Ancak, Partimiz açısından dini kişisel bir sorun olarak göremeyiz. Dinin devletle ilişkisi olmaması, dinsel kurumların hükümete değin yetkileri bulunmaması gerekir.
    Herkes istediği dini izlemek ya da dinsiz, yani kural olarak bütün sosyalistler gibi ateist olmakta tamamen özgür olmalıdır. Vatandaşlar arasında dinsel inançları nedeniyle ayrım yapılmasına kesinlikle göz yumulamaz. Resmi belgelerde bir vatandaşın dininden söz edilmesine de son verilmelidir. Kiliseye ve dinsel kurumlara hiçbir devlet yardımı yapılmamalı, hiçbir ödenek verilmemelidir. Bunlar, devletten tamamen bağımsız, aynı düşüncedeki kişilerin oluşturduğu kurumlar niteliğinde olmalıdır. Ancak bu isteklerin kesinlikle yerine gelmesi halinde, kilisenin devlete Rus vatandaşların ise kiliseye feodal bağımlılıklarının sürdüğü, (bügüne kadar ceza yasalarımızda ve hukuk kitaplarımızda yer alan) engizisyon yasalarının var olduğu ve uygulandığı, insanları inançları ya da inançsızlıkları nedeniyle cezalandırdığı, insanların vicdan özgürlüğünü baltaladığı ve kilisenin şu ya da bu afyonlamasıyla hükümetten gelir ya da mevki sağladığı utanç verici geçmişe son verilebilir. Sosyalist proletaryanın modern devlet ve modern kiliseden istediği, kilise ile devletin birbirlerinden kesinlikle ayrılmasıdır.
    3 ...
  44. 1.
  45. Bugünkü toplum, tamamen geniş emekçi kitlelerin nüfusunun ufak bir azınlığı; yani toprak sahipleri ve kapitalistler sınıfı tarafından sömürülmesi esası üzerine kurulmuştur. Bütün yaşamları boyunca kapitalistler hesabına çalışan "özgür" işçilere sadece kazanç sağlayan kölelerin yaşamını sürdürmeye, kapitalist köleliğin güvenini ve sürekliliğini sağlamaya yetecek oranda geçim olanağı "tanındığından", bu toplum bir köle toplumudur.
    işçilerin ekonomik baskı altında olmaları, kaçınılmaz biçimde her türlü siyasal baskıya, toplumsal aşağılanmaya, kitlelerin ruhsal ve moral çöküntüsünün artmasına yol açar. işçiler ekonomik kurtuluşları adına az ya da çok ölçüde siyasal özgürlük elde etmek için savaşabilirler. Ne var ki, kapital gücü yönetimden yok edilmedikçe ne oranda olursa olsun elde edilecek siyasal özgürlük, işçileri yoksulluktan, işsizlikten ve baskıdan kurtaramayacaktır.
    Başkaları hesabına çalışmaktan, yerine getirilmeyen isteklerden ve yalnız bırakılmışlıktan yılmış halk kitleleri üzerine her yerde büyük ağırlıkla yüklenen ruhsal baskı biçimlerinden biri dindir. Doğaya yenik düşen ilk insanların tanrılara, şeytanlara, mucizelere ve benzeri şeylere inanmasına yol açışı gibi, sömürülen sınıfların sömürenlere karşı mücadeledeki yetersizliği de kaçınılmaz olarak ölümden sonra daha iyi bir yaşamın varlığına inanmalarına yol açar. Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğretir. Oysa yine din, başkalarının emeğinin sırtından geçinenlere bu dünyada hayırseverlik yapmayı öğreterek, sömürücü varlıklarının ceremesini pek ucuza ödemek kolaylığını gösterir ve cenette de rahat yaşamaları için ehven fiyatlı bilet satmaya bakar. Böylelikle din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. Din, sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük