efendim pinocheti ve yarattığı vahşeti sürekli gündemde tutarak halkı bugüne kadar kafalayan şilideki sol iktidar.halk tarafından tasfiye edilmişdir.solun yaptığı tek şey demogoji ve tenkittir. pratiği halkın genelinin menfaatine aykırı sonuç doğurmaktadır.halk da bir süre sonra bunu görmüş ve solcu demogojiye paydos demişdir.
salvador allende gibi bir sosyalist liderin, bakır madenlerini bizzat halka açtığı şili üzerinden ve pinochet üzerinden hiç bir yere varılamayacağı kesin olan iddiadır. madem ki şili üzerinden gidilecek, o vakit allende dönemi üstün körü bir şekilde "sosyalizm zırvası" diye geçilmemelidir. işine geleni "pratik" diye örnek gösterip, işine gelmeyeni yok saymak falan tartışma böyle olmaz.
allende' yi getiren şili halkıdır. halkı kafalayarak geldiği iddia edilen sol iktidar, 1970 de seçimle ve sokaklarda coşkuyla gelmiştir.
allende döneminde şili:
- eğitim ve sağlık hakkı.
- toprak reformu.
- maden ocaklarının ulusallaştırılması.
ve cia' in allende' yi devirmek adına ayırdığı milyonlarca dolarlık bütçe. bunlar söz değil, veridir. ancak allende şili' sini yok etmek adına elinden geleni yapan ve halktan gelecek en ufak destekle bunu başaracak olan egemen güçleri halk nasıl mı karşılamıştır?
" allende bu halk senin yanındadır!"
ardından ne mi oldu? 30000 den fazla ölü, sokaklarda gezen tanklar, ülkeyi bombardımana tutan uçaklar. allende' nin değildi bütün bunlar ve allende' nin eseri değildi tüm bu katliam.
ve şimdi de pinochet döneminden nemalanan sebastian pinera iktidarını, halkın sola karşı tepkisi olarak lanse ediyoruz öyle mi? 17 yıl iliği sömürülmüş ve katledilmiş bir halkın kişiliğinden bahsedebilir miyiz ki, tepkiselliğini öne sürelim ve bunu anti sosyalizmle bağdaştıralım. bunları ben demiyorum efendi, tarih hepsini yazıyor. halkı katledenleri katledenlerle, halkı katladenleri aynı kefeye koyup, koca bir dönemi tüm dinamiklerinden bağımsız, sadece dayanaksız söylemlerle analiz edip, tek boyutlu sosyalizm eleştirisi yapamazsın. kapitalizm eleştirisi de yapamazsın, monarşi eleştirisi de yapamazsın. mevzu budur.
--spoiler--
vahşi kapitalistler halkı yolunması gereken kaz olarak görüyorsa,komünistler; güdülmesi gereken koyun olarak görürler.
--spoiler--
demişiz...sosyalist sözlük yazarı ise sosyalistlerin halk tarafından tasfiyesine dair...
--spoiler--
halkın kişiliğinden bahsedebilir miyiz
--spoiler--
demiş...
halbuki aynı sözlük yazarı pinochet öncesi solun iktidara gelemesini...
--spoiler--
halkı kafalayarak geldiği iddia edilen sol iktidar, 1970 de seçimle ve sokaklarda coşkuyla gelmiştir.
--spoiler--
diyerek ifade ediyor...
yani halk 2010 da solu tasfiye edince kişiliksiz...pinochetten sonra 2010 dan önceki sol dönem veya pinochet öncesi 70 te solu iktidara getirince coşkuludur,güzeldir...
sosyalistlerin sorunu şudur?...
pinochet,salazar vb. sol karşıtı darbeci diktatörleri insanlık namına(!) kötülerken...
misalen portekizde sosyalist generallerin askeri darbesini ve kurdukları sıkıyönetim dikatatörlüğünü karanfil devrimi diye yüceltmektedir...
büyük çoğunluğu oluşturan bu kısım sosyalistin fikir şahsiyetsiyetsizliği bu örneklerden de ortaya çıkmaktadır...darbe kendine karşı olursa kötü...kendi darbe yaparsa iyidir....tıpkı yurdum sosyalistinin 60 darbesini menderesi astığı için sevip,80 darbesini işine gelmediğinden sevmediği gibi...
portekiz' deki karanfil devriminin kahramanlarının en yüksek rütbelisinin yüzbaşı olduğunu bilmeden, sosyalizm hakkında varılmaması gereken sonuçtur. karanfil devrimi adını sosyalistler vermemiştir. devrimin kansız bitmesi, halkın ve ordunun birbirlerini karanfillerle karşılaması sebebiyle bu ad verilmiştir.
ve en yüksek rütbesi yüzbaşı olan "darbeci sosyalistler", şehre hafif mekanize araçlarla girdiğinde, onları sokaklara dökülen halk karanfillerle, hükümet binasındaki generaller ise, tanklar ve savaş gemileriyle karşılamıştır. ancak askerler; generallerinin "vur" emrine uymayıp, diğer tarafa geçmişlerdir. ve ardından ülkeden kaçan "generaller" tarafından yürütülen iki "sağ darbe" girişimi, halk tarafından bertaraf edilmiştir.
ve ayrıca şili' deki seçimlerin oy oranı %52' ye %48' dir. ancak bazı kesimlerdeki alışkanlıktan olsa gerek, demokrasiyi "çoğunluğun diktatörlüğü" olarak görüyorlar ve "ezici zafer" "solun tasfiyesi" gibi yaklaşımlarla olayı yorumluyorlar. ve solu tasfiye ettiği iddia edilen şili' de, son seçimlerde 36 yıldan sonra komünist parti meclise girmiştir. ve evet, pinochet döneminde halkın kişiliği de sömürülmüştür. pinochet döneminde sömürge devleti haline gelen şili' nin, bir dolar milyarderinin büyüsüne kapılmasını, sola tepki olarak değerlendirmek yanlıştır. unutmamalıdır ki, bu seçimlerde oy kullananların büyük çoğunluğu, pinochet döneminde dünyaya gelen çocuklardır, pinochet döneminde büyüyen çocuklardır veya pinochet dönemininden öncesini yaşamayan çocuklardır. biraz mantık, biraz bilgi, biraz da geniş bir bakış açısıyla yorumlamak gerek bazı şeyleri.
o zaman yunanistan da sosyalistleri tepeleyen albaylar cuntası düşük rütbeli subaylar tarafından gerçekleştiğinden bal kaymaktır...neyse söz uzadıkça saçma artmakta...