tren garında askerden sevgilisinin dönmesini bekleyen kızın hüznü gibidir sol kesimin siyasi açlığı bu ülkede, beklerler beklerler... ama sevgili gelmez.
çünkü şehid edilmiştir.
ama sevgili o kadar sadıktır ki beklemeye devam eder.
komünizm parayı bulana kadardır gibi sosyalizmin dahada ileri boyutunun bile parayla kendini kirlettiğini iddia eden bir sözle karşılık verdiğim. türkiye gibi bi ülkede olurunun olmadığına inandığım yine de umut fakirin ekmeğidir diyerek buyrun getirin bide öyle deneyelim diyeceğim 'öngörüdür'
hayalcilik diyenlere tek bir şey hatırlatmak istiyorum. işçi sınıfının mücadelesi inişler ve çıkışlarla doludur.
ekim devrimi-gorbaçov olayı, batista-fidel, ihtilal-paris komünü...
neye ve niçin geleceğinin sorulması önemli soruların başında gelmesinden yeni bir akımın gelmesinin neye yarayacagıın tam olarak bilinmesinin önemli olunacagı bir gerçektir. çünkü her yeni bir akım beraberinde yeni ve zor sorunlar getirir.
tarihi diyalektik üzerinden okuduğumuz zaman kaçınılmaz olandır. nasıl okuyoruz diyalektik üzerinden? en basit haliyle zıtların birbirini beslemesi, kapitalizmin en vahşi dönemi aslında sosyalizme en yakın dönemdir.
ha bir de hepsini geçelim, dünya düzeni korona gibi bir sınavdan geçerken, tüm sağlık sistemini sermayeye peşkeş çekmiş ülkelerin hali içler acısıyken liberal yalanların bir bir suya düştüğüne tanık oluyoruz.
bunu sosyalizm romantikliği yapmak için söylemiyorum ama bugün değilse de elbet bir gün.