ayrıca coca cola burger kıng vb malları kullanan sosyalistlerelaf sokmayın o mallar mecburiyetten kullanılıyor daha iyisini kendi üretemeyen aci devlet utansın. mecburiyetten kullanan sosyalistler değil.
toplumdaki herkesin eşit gelire sahip olmasını isteyen üst sınıfları yoketme amac taşıya evet genellikle fakir insanlardan oluşan görüştür.
mantıklı fakat yapabilitesi çok az insana mahsus birşeydir bunlardan birkaç tanesine örnek için lenin mao ve fideldir dünyada sosyalizmde başarılı olmuş 3 lider bunlardır ne yazıkki leninden sonra stalin gorbaçov gibi mahalle muhtarı olamayacak adamların gelmesiyle sscb çöktü mao ve fidel devam ediyor bakalım he bide kim yong ıl vardı yerine oğlu geçti bozulmazsa iyi.
'Das kapital' adlı anlaşılması çokta kolay olmayan kitabın okudunduktan sonra yorum yapılması gereken ve teoride daha mükemmel bir siyasi felsefenin olmamasının farkına vardıktan sonra beynin işleyişini ve düşünme yöntemlerini değiştiren asil insan.
"Bütün ideolojik ayrılıkların temeli ,devrim isteyip istememeye değil, devrim yapmak için yola çıkmaya, savaşmaya cesaret edip edememeye dayanır. işte bu yüzden, devrim için savaşmayana sosyalist denmez." *mahir çayan
halkçı, toplumcu demektir. bu bakımdan sosyalist=marksist demek değildir. ya da her sosyalist marksist değildir.
öte yandan bunların marksist anlamda sosyalist olanları çok koyu demokrasi düşmanıdır özünde. ama mesela türkiye'de en azılı demokrasi savunucularındandır bunlar. bunun sebebi demokrasinin olmadığı yerde kendilerinin şanslarının olmadığını bilmelerindendir.
gücü eline aldığı yerde karşı görüşleri sindirmeyi görev bilirler. hani şimdi akp, karşıtları tarafından; karşıtlarını yok ediyor, devlet kurumlarının önemli yerlerine kendi adamlarını yerleştiriyor diye eleştiriliyor ya, aynısı bunlar için de geçerli. milliyetçi olan herkese faşist derler sonra faşizmi gayrimeşru bir şeymiş gibi gösterirler, aynı şeyi dincilik konusunda da yaparlar. düşmanlarını da ''gerici'' adı altında tek tipleştirirler. ortaya çıktığı yüzyıldan bu yana siyasi literatürde faşist ve gericiden başka bir şey bilmediklerinden gün geçtikçe azalmakta eğitim ve kültür seviyesinin geliştiği ülkelerde tutunamamaktadırlar. tekrar ediyorum marksist olanları böyle.
sonuç olarak sosyalist özünde faşistlerle aynı mantıkta olan (kendinden olmayanı yok etme) ancak faşistlerin açık sözlülüğünden veya yüreğinden yarısına bile sahip olamayan canlı çeşididir.
ek; bu yazının ana fikri komünistlerin demokrasi düşmanı olmaları değil (thank you captain obivius), komünistlerin çoğunluğu kurduğu yerde kendilerinden olmayı yok etmek isteyen şahsılar olmalarıdır.
gezegenin her metrekaresindeki ezen-ezilen iliskisinin dogrudan ilgilendirdigi insan.o yuzden Yok efendim kürt sorunu yok efendim pkk yalakasi denmesin, okunsun ogrenilsin. (bkz: ukkth)
Kapitalist düzene karşı olan düşüncedir.Siyonizmin bir numaralı düşmanıdır.Gerektiği durumlarda yeterli dozda kullanılması gerekir aksi taktirde yan etkileri olabilir.Beklenmeyen bir etki görüldüğünde en yakın sosyalist kuruma başvurmanız rica olunur.
türkiye deki sosyalistler için pkknın kıçını yalamak olmazsa olmazlardandır. illaki pkklılar yüceltilmeli, onlarla işbirliği yapılmalıdır; aksi halde sosyalist olunmaz, halkların kardeşliği gerçekleşmezmiş.
ota boka faşist diyip anaokulu zeka seviyesinde ısrarla devam ederler. özgürlük sakızını asla ağızlarından düşürmezler. nasıl bir özgürlük ki sosyalizmden başka hiç bir düşünce serbest olmayacak senin savunduğun devrimde. özgürlük, demorkrasi var dediğin; emperyalizme kafa tutuyor diye övündüğün sosyalist dediğin kuzey korede babası öldü, oğlu geçti tahta; bildiğin saltanat bu.
bu ütopyacı dostlar, hegel, marks, engels okumak yerine niçin oturup bir gün düşünmezler: neden abd, ingiltere, fransa, almanya, italya gibi devletlerdeki sosyalistler asla silaha sarılmaz? niçin her zaman devletlerinin yanındadır ? ingiltere gibi dünyanın yarısını sömürmüş emperyalist devletin sosyalist başbakanı neden ülkesine toz kondurmaz;neden bir gün çıkıp da dünyayı sömürdüğümüz ve 2 dünya savaşının çıkmasında parmağımız olduğu için üzgünüz demezler? neden sömürgeciliğin feriştahı makamındaki kraliçesine biat eder ?
türkiye deki soyalistler evlere şenliktir. sürekli aynı kafayı neyle bulduklarını ciddi ciddi merak ediyorum. ayrıca bu sempatik don kişotların soyları tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır, lütfen duyarlı olalım.
topik ve ütopik adlı iki ördek göl kıyısındaki bir kafede bir yandan kafaları çekiyor bir yandan da dünyayı kurtarıyorlardı, kulak veriyoruz:
- biliyor musun topik, benim bir hayalim var.
+ acaba nedir nedir?
- tüm hayvanlar kardeş olsun istiyorum, kurta kuzu aynı pistte dans etsin diyorum.
+ uçak pistinde mi yani?
- öyle değil topik. kardeş olsunlar basbayağı. tüm dünya hayvanları bir olsun istiyorum. karga ile tilki aynı kapta yemek yesin. kaplumbağa ile tavşan aynı hızda koşsun istiyorum.
+ iyice uçtun sen ütopik, kanatlı mıydı senin orkid?
- bak iyi dinle, la fontaine den fetvayı aldım, neden olmasın dedi. beydaba biraz ayak diriyor ama onu da şiirlerle kandıracağız.
+ bilemiyorum, bilemiyorum.
- bilemeyecek bir şey yok, kediyle arslanı aynı kafese koyacağım. eşitlik istiyorum topik. anlıyorsun değil mi?
+ çok içtin sen, hadi ben kaçar
eşitlik demez sosyalizm. herkesten yeteneğine göre herkese emeğine göre der. bakın marx bununla alakalı ne diyor gotha programının eleştirisinde.
"Burada (işçi partisi programının incelenmesinde) uğraştığımız şey, kendine özgü temeller üzerinde gelişmiş bulunduğu biçimiyle değil, tersine, kapitalist toplumdan çıkmış bulunduğu biçimiyle bir komünist toplumdur; o halde, ekonomik, törel, entellektüel, bütün ilişkilerinde, henüz bağrından çıktığı eski toplumun izlerini taşıyan bir toplum."
"... Emek eşitliğinde ve dolayısıyla toplumsal tüketim fonuna katılma eşitliğinde, demek ki biri gerçekte ötekinden çok alır, biri ötekinden daha zengindir vb.. Bütün bu sakıncalardan kaçınmak için, hakkın eşit değil eşitsiz olması gerekirdi"
"... Ama, diye sürdürür Marks, bu kusurlar, uzun ve sancılı bir doğum döneminden sonra, kapitalist toplumdan henüz çıkmış, bulunduğu biçimiyle, komünist toplumun birinci evresinde kaçınılmaz şeylerdir. Hukuk, ekonomik durum ve ona karşılık düşen uygarlık derecesinden hiçbir zaman daha yüksek olamaz..."
"... Komünist toplumun yüksek bir evresinde, bireylerin işbölümüne köleleştirici bağımlılığı ve, onunla birlikte, kol ve kafa emeği arasındaki karşıtlık yokolacağı zaman, çalışmanın yalnızca bir yaşama aracı olmaktan çıkıp, bir ilk dirimsel gereksinim durumuna geleceği zaman; bireylerin çok-yönlü gelişmesi ile birlikte, üretim güçlerinin de artacağı ve bütün kollektif zenginlik kaynaklarının bollukla fışkıracağı zaman; ancak o zaman burjuva hukuğunun sınırli ufku kesin olarak aşılabilecek ve toplum, bayrakları üstüne 'herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinimine göre!' diye yazabilecektir..."
buradan görülüyor ki, sosyalistlerin amacı, üretim araçları üzerindeki yani sermaye üzerindeki özel mülkiyeti sona erdirerek, geleceğin komünist toplumunu inşa etmektir. kapitalizmin bağrından çıkan, sosyalist toplum başlarda eşitsizliği elbette barındıracaktır. çünkü insanlar arasında doğuştan gelen yetenek eşitsizliği sözkonusudur. ama kapitalist sömürü düzeni kalktığında, sosyalizm inşa edildiğinde herkes yeni topluma yeteneğine göre çalışacak ve emeğinin karşılığını alacaktır. üretici güçlerin çok geliştiği ve tüketim maddelerinin değerden düştüğü komünist toplumunda ise devlet sönecek ve insanların gerçek eşitliği vuku bulacaktır.
işçi diktatörlüğünden yana olanlardır. zaten marks da bunu demiştir.
eşitlik der ama insan ve doğadaki hiç bir şey eşit değildir ki. bu bir nevi tanrılığa soyunmaktır, tutmaz. haklar bağlamında insanlar eşit olabilir. bunu savunmak sosyalist yapmaz insanı.
toplumcu dersen ben de toplumcuyum. ancak halkın inançlarına küfrederek nasıl toplumcu oluyorsun, hele bir anlatıver. zaten hata, sosyalizmde marks ve onun materyalist felsefesini öne sürmekle başlıyor.
sosyalist kendisinden başkasının vicdanına inanmaz ve bir sosyaliste asla laf kondurmaz. bu da büyük bir hatadır. çünkü o sosyalist gerçekte bir bölücü, hain, işbirlikçi olabilir. ki türkiye de bölücüleri sosyalistler beslemiştir.
halkların kardeşliği derler ama çoğu azınlık ırkçılığı yapar. bunun yüzlerce örneği vardır. sonuçta türkiyede asla tutmayacak bir ideolojidir. onlarca parçaya ayrılmaları bunun ispatıdır.
aklı bşında bir sosyalistin siyasi tartışmalarda söylediği sözlere kim neyi savunursa savunsun karşı çıkamaz, daha doğrusu içten içe bilir sosyalist kişinin haklı olduğunu. ama ya hayalcilikle suçlanırlar ya da fazla sert olmakla; elbette yıllarca zulüm görenler zulüm karşısında sert bir tabiata bürünebilir ama söyledikleri şeyler asla hayali değildir. bugünkü sistemle dünya eninde sonunda kaynaklarını tüketip bitirecek ve tüketime dayalı bir toplumun feci ama kaçınılmaz sonuyla yüzleşecektir. bu tespite istediğiniz kadar gerçekten uzak diyebilirsiniz ama afrika da mı gerçek değil diye de sorarlar size?
haşarı çocuklardır,
Bu ülkenin mahpuslarına aşinadırlar.
Yoksulları sevmek gibi bir dert edinirler.
on sekizinden yirmi beşine kadar dünyayı değiştirebileceklerine, yeni ve adil bir dünya kurabileceklerine inanırlar.
Yirmi beşten otuz beşe kadar dünyanın büyük olduğuna kanaat getirip türkiye' de devrim yapmaya çalışırlar,
kırk beşten elli beş yaşına kadar yerel yönetimlerde rol almaya çalışırlar,
elli beşten sonra bir üç kısma ayrılırlar, bir kısmı sosyal demokrat olur, bir kısmı alkole başlar, bir kısmı hidayete erer.
"ne yapar eder bulurlar heder olmanın yolunu." (ahmet telli dizesidir.)
ütopiktirler, türkiye' de yarın sabah devrim olacağına inanırlar.
güzel türküler dinler, bağır bağır şiir okurlar.
dürüst insanlardır, çalıp çırpmazlar ve iyi ki vardırlar...