onlara gore sosyalist olmak eylem yapmak yakmak yikmak ahkam kesmek turkiyedeki sosyalistlerin %90 boyledir ha sosyalist dusunceyi benimseyip oyle yasayan insanlarda vardir onlar kral insandir onlara degil bu laflar. *
kapitalist bir dünyada kapitalist bir ülkede yaşayan bir sosyalist için mecburiyettir. yapabileceği en iyi şey; kapitalist gibi kazanıp, sosyalist gibi paylaşmaktır.
başlıktaki ve yukarda bir dostumun bana söylediği hakikat bazılarının bam teline basmıs olsa ki cevap veremediklerinden ağızlarını bozmuşlar. gerçi neye cevap verecek "sosyalistiz diye kötü mü yaşayalım diyerek kapitalist gibi yaşamayı savunan tipler". kapitalistte en azından protestan ahlakı yahut kazancının büyük kısmını yeniden yatırıma kanalize etme azminden ötürü lükse parayı savurmama bilinci var. lakin sende etik değerler,ulvi amaç veya üretim-ticaret gibi bir dert olmadığından,hatta ayıp görmenden, tüm gelirini keyfe yatırman çok akıllıca ve masum gerçekten.
aman bunlara hiç değinmeyin cancağızım. değinmemek denince, ben hiç süreyya aydemir gibi eskiden sosyalist iken rejimin kaymağını yemek adına kemalist olan kişilerden veya fakirken,yeni gazeteci iken atıp tutan hatta sosyalistliğin kitabını yazanların, meşhur olmalarının akabinde hep değişivermediler mi? oda tv gibi karanlık tipler ve saf,çömezler bunlara dair liste yapıyor durmadan. liste epey kabarık. en önemlileri dönmüş çoktan. oda tv demişken, bu zat sermayenin başı aydın doğana uşaklık etmedi mi yıllardır. ayrıca her yere satılan kurtlar vadisinden danışmanlıkla paraları cebe indiren de o değil miydi?
tüm bu komikliklere işkence,hapis,eylem edebiyatı da sos oldu. gerçekten ezilen sanki onlardı. sanki yıllarca sol bu ülkeyi yönetmedi ve her kurumda kadrolaşmadı. cumhuriyet burjuvazisi sol-kemalistlerden oluşturulmadı. askere hep sol kesim alınmadı. başörtülü annesi olanlar mülakatta elenmedi. çok mekan örneği verebilirim:yakın vakte dek tüm villalarda hep sosyal demokratlar oturmazdı değil mi? 1960,1971,1980 ve 28 şubat darbelerinde hemen devirilen iktidar hep sağ partili de değildi tabi. en ezildik dedikleri 1980 de bile "bir sağdan bir soldan asılma" hadisesi olmuş da değildi.
hapis meselesi ile konuyu bitirirsek. hapse girenler osmanlıya isyan edip,akabinde rütbeyi-ihsanatı kapıp devletin emir kulu neferi olanlar gibi hep en üst yerlerle mükafatlandırıldı. askeri,bürokratı geçin hala merkez medyanın duayen ve yönetici kesimi bile eski eylemci sol tayfadan oluşuyor. araştırın inanmıyorsanız. hapiste kalıp mükafatlandırılmayan azınlık kesim ise, türkiye yi almanya,doğu avrupa misali sovyetlere bağlama hevesli, zıvanadan çıkmış,uslanmayan kişilerdir. bunlarda azınlıktır. lakin son 10 yıla dek her darbede ezilen,devlet kurumlarına alınmayan,girmişse atılan,eğitim hakları ellerinden alınan,yeşil sermaye diye,anadolulu diye şirketleri batırılan müslüman-türk kesimdir. gerçekten kimin ezildiği meselesi, çok açık şekilde bellidir.
şu mübarek mayıs ayında, gözlerimi kaşımaktan, burnumu çekmekten yorulmuşken bir de size siktir çekme zahmetine sokuyorsunuz beni.
onları görüyorsun, çünkü onları görmek seni rahatlatıyor.
onları görmek istiyorsun çünkü kendisine sosyalist diyen birinin gezmede tozmada olması işine geliyor.
işkenceden geçenleri görmezsin, çünkü bunu kaldıramıyorsun.
belki bu sana bir nebze insanlığını hatırlatıyor.
çünkü birilerinin direniyor olması, o daldığın bok çukurunun dışında bir şey olduğunu haber veriyor.
ulan tespitinizi yiyim. tüketim kültürüyle alakaları varmış. ulan alakası olmasa onun, senin alakan olmasa, insanlığın alakası olmasa niye mücadelesini versin?
mal mısınız malak mısınız mına koyyim ya.
sosyalizm bir yaşam şeklidir aynı zamanda bir ideoloji değil sadece. eskidenmiş fikirleri uğruna hayatlarını,rahatlıklarını, en büyük varlıklarını görmezden gelip yokluklar içerisinde sadece inandıkları fikirler doğrultusunda yaşayan insanlar. malum düzende hiç kimse "sosyalistimtrak" tan öteye gidemiyor. ama bu kişilerin suçu mu? hayır! bu "düzenin" suçu...
not:"düzen" kelimesini ciddi ciddi her iki anlamda kullandım. ikisi de cuk oturdu.
günümüz ergenlerinin yaşam şekli.sorsan onlardan ala sosyalist yoktur eylemlere bile katılırlar ama mcdonaldstan çıkmazlar ayaklarında converse dillernde hep amerikan hayranlığı.çok yapmacıksınız be.
sosyalistler içkide içmesin, eğlenmesinler,sevgilileriyle de gezmesinler nede olsa onlar bu düzene karşıdırlar dimi.insanları politik olarak eleştirmek yerine neden sürekli bu tarzda eleştiriyorsunuz anlamıyorum dediklerinzde haklılık payı var elbet ama bu bir inanç meselesidir bir şeye ne kadar çok inanırsan o kadar uğraşırsın ve ona göre yaşarsın.benimde var sosyalist arkadaşlarım dediğin gibi, olacaktırda ve gerekli eleştirmeleri yapıyoruz biz onlara zaten ama genelleme yapmak çok yanlış çünkü kimiside varki parasız eğitim pankartı açtığı için halen daha içerde, kimiside var ki faşistlerden yediği dayak yüzünden halen daha hastahanede, kimiside düşünceleri yüzünden okuldan atıldı, çoğu mücadeleleri yüzünden sürekli gözaltılar,soruşturmalar v.s ama biliyorlarki bu dostlar boşuna çekilmedi ve çekilmiyor bunca acılar !
bir adam düşün ki hayatını eziyeti göze alarak geçiriyor
yavşak bir anlayış bunu "parayı bulana kadar" diye özetleyebiliyor.
insan parayı bulana kadar açlık grevinde
parayı bulana kadar hapishanelerde
parayı bulana kadar eylemlerde
parayı bulana kadar ölümlerde. ne güzel memleket.
önemli bir bilgin dostum bana, bu konularda mevzu açılınca hep söyle derdi:
"bunların çoğunu tanıdım,hayat müddet.
fakirken oluyorlar komünist,
parayı bulurlar ise anında kapitalist."
bu ülkede çok görülen bir yaşam biçimidir. aynı anda hem çakma sosyalist hem çakma burjuva hem çakma kemalist hem çakma müslüman olabilerek imkansızı başaran insanlar dolu ortalıkta.
çok eskilerden hatta fi tarihlerinde izmir de bi arkadaş grubum vardı. bunlar sıkı sosyalist ayaklarıyla dolanır dururlar, orda burda eylem yaparak gözaltına bile alınırlardı. yediğimiz içtiğimizde ayrı gitmezdi hani. beraberdik ama eylemlerde topu topu 5 kere yanlarında olmuşumdur. onları hiç tanımayan bir insanla muhabbet ettiklerinde çok iyi konuşmacıdırlar ve nerede nasıl konuşacaklarını bilirlerdi. karşıdakinin de etkilenmemesi namümkündü.
gelgelelim birlikte aynı yatağı paylaştığımız arkadaşlarla davranışlarını sorgulama başlamıştım bir zaman sonra. çünkü 7-24 birşey uğruna savaş yapılıyor ya da yapıldığı sanılıyor ama öğlen 12-1 gibi uyanıp sonra canı ne isterse onu yapan , arkasından akşamları karı kız içki masaları anlam veremediklerim arasındaydı. bir insan hem bu kadar dolu hem de bu kadar boş nasıl yaşayabilirdi. sözüm ona içki içmelerine lafım yok ama süreklimi böyle bir ortam olur. çalışma gibi dertleride yok hani. yan gelip yatayım, nereden geldiği belli olmayan değirmenin suyu. böyle hayatın içine edeyim dedim bir süre sonra yukardaki de sesimi duymuş olacak o gün bugündür sıfırı tükettiğimde yeni şeyler karşıma çıkar. ben böyle mutluyum şu anda onlarda hala aynı şekilde aldığım haberlere göre.
e netice de insanlar tercihleri doğrultusunda yaşarlar.