herşeyin içine ettikleri gibi sosyal medyayı'da bu işin içine katan insanlardır.
bu insanlar erkek yada bayan olsun koloni halinde dolaşıyorlar. birbirlerinden bağımsızda olsalar adeta birbirleriyle tek bir organizmaymış gibi hareket ederler. çok iyi niyetli ve kendilerini ifade etme amacı taşısalarda girdikleri her ortamı bir önceki girmiş oldukları ortam seviyesine indirmekten başka işe yaramayanlardır bu arkadaşlar.
küstahlık ederken düşünüyorum ulan belki sende onlardansın diye. zaten bu grubun en büyük tehlikesi bu. "farkındasızlık". diğerleri ile aynı olduklarını fark edememe. hatta o aynı olduklarından şikayetçi olma durumuna düşme. bu çok kötü bir durum sayı okuyucu, kişi kendini bilmelidir dimi ama.
genelde arak, yazı, haber ve şiir satır araları aforizmalarla kendilerini kabul ettirmeye çalışırlar. sonra bu o grup içerisindeki insanların içerisinde çoğalarak en fazla dinlenen müziğin kaliteli olduğu en fazla izlenen dizinin kalitali olduğu düşüncesi ile uzar gider.
farkında olmadan şu tespitleri yaparlar. e herkes kaliteliyim diyor ama herkes acun izleyip, kuzey güney'i takip ediyor. lara'nın şarkılarını takip ediyor. ooooooooo anam herkes şiir sözü paylaşıyor (lan paylaşırsın, dinlersin, izlersin eyvallah ben çok mu kaliteliyim ama sadece bunun üzerine kurmazsın herbişeyi. yada en iyi bu demezsin dimi!).
bu arkadaşlar genelde bir ortama o ortam popüler olduktan hemen sonra girip cıvığı çıktığında yeni popülariteye doğru giderler ve inanın en iyi korunma yolu kesinlikle girdiğiniz sitenin üyelik başvuru sınırıdır yada ekonomideki dili ile görünmez engellerdir.
misal eskiden sözlük yazarlığı; ulan ben bildiğin bundan 5-6 yıl önce sözlükleri aşırı hayranlıkla okurdum. böyle hayran hayran izlerdim kendilerini. nasıl olsa almazlar aralarına diye üyelik başvurusu bile yapmazdım. şimdi bakıyorum reklam derdi ve benim 30.000 yazarım var demek için ne hale getirildi sözlükler. yazacak birşey olmayan ama yazma heveslisi olan binlerce kişi ile doldu taştı. hatta bu insanlar gerçek yazarlardan bile fazla olup onları bastırınca ortada sadece bunlar kaldı. kalitede tasını tarağını alıp gitti. -miş gibi yapanlar doldu taştı buralar. azınlıklar sevilmez arkadaşlar, azınlık taraftarı olanların bile yeri karşı taraftır.
hele facebook; ulan hatırlıyorum facebook bilinen birşey değildi ki girmekte öyle şak diye olmazdı benim ilk tanıştığımda. bir arkadaşın sana davet gönderecek ki giresin facebook'a zaten yabancı dil vardı. az, öz ve bildiğin arkadaşlık sitesi idi. şimdi ne olduğu belli değil. yiğenlerim, kuzenlerimi çocukları ve liseli aşıklar istilasına uğramış durumda. sadece arkadaşların doğum günlerinin kutlandığı bir yer oldu çıktı. neyse ama bu bahsettiğim grup kitleler halinde face'ten uzaklaşmaya başlamışlar. düzelir umarım.
ve twitter: bundaki yozlaşma yeni yeni. daha tam boku çıkmadı ama ayaksesleri duyuluyor. bakıyorum bazı aforizma canavaları türedi bile. geçen birini fark ettim; bi eski sevgiliye şerefsiz diyor, sonra bakıyorsun aşk cümleleri sıralamış yeni aşık olmuş gibi. sonra ben çok güzelim herkese pas vermem tweetleri sonra yazmış birine arkadaşım ben evliyim edepli ol!!!!!!! oha o yazdığın onca saçmalık neydi lan? öyle güzel gördüğü herbirşeyi kendiside yazıyormuş, bunların sayılarında gözle görülür bir artış oldu ya neyse.
sonuç olarak. sonuç yok kardeşim yeni birşey kurulacak ne kadar erken keşfedip istilaya uğramadan şerbetinden yerseniz o kadar kardasınız.
Sosyal medyada popi olmak için obey yazılı şapkalarını ters takarak sıkılıyorum yazan erkekimsi kız ve kızımsı erkek tayfasıdır . Bunları meydanlarda kaykay ve paten ile görmeniz mümkündür . Kısa şort ve kaykayı elinde tweet atan gençlerimiz sosyal medyanın içine en iyi şekilde dışkılarını bırakanlardır .
