bazı devletlerin yanlış anladığı devlet şekli (bilmiyorum artık hangi devletse).
hacım sosyallikten bahsettiği hiperaktiflik değil. yok şuraya gidelim yok gezelim tozalım. hiç durmak yok, sürekli gezeceğiz olayıda değil. spor yaptırmak gibi bir amacı da yok.
işte diyorum ya yanlış anlamışsınız siz. "sosyal devlet" asosyal bireyleri sosyalleştirelim hareketi değildir! kaldı ki ben asosyal değilim.
sosyal devlet; sosyal adeleti ve sosyal güvenliği sağlayan devlettir. sen bunları sağlayacaksın hacım. sağlayacaksın ki ben de yukarıda saydığım dört adet kuruma (sgk, bağ-kur, hastane, sydv) gitmekten kurtulacağım. o zamana diyeceğim ki devletim beni önemsiyor.
tamaam bu sorunu çözdük. şimdi kaldı tapu dairesi, vergi dairesi ve belediye.
bunları halletmek için de "sosyal hukuk devleti" ibaresindeki "hukuk" kısmını sağlayacaksın.
ben de;
-"keşke avrupa'da yaşasak"
-"değerimiz bu kadarmış"
-"arkadaş, tbmm üyeleri niye acıbadem'de sağlık hizmetlerinden yararlanıyor?"
-"niye vergi borcunun faizi bankalar ile yarışıyor"
-"milletvekilleri kıyak emekli oluyorlarda, benim annem niye ölüm aylığı alamıyor?"
-"ben bu durumda milletime nasıl faydalı olabilirim?"
-"bu yaşadıklarımız insanı kanunsuz şeyler(rüşvet vs) yapmaya teşvik etmiyor mu?"
-"benim mi devlete borcum var, devletin bana mı borcu var?"
-"ben içtiğim suya bile vergi verirken niye ödediklerimin hiçbiri bana dönmüyor?"
gibi cümleler kurmayacağıma and içerim.
büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. saygılar.
5. Madde Devletin Temel Amaç ve Görevleri
Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk Devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
kapitalizmin ellerinde maddi ve manevi olarak eriyen insanların kurtuluş reçetesi olarak sunulan formüldür. denildiği gibi sscb'nin karşısına bir anti-tez olarak konulmuş; "bakın bizde hem liberalizmin getirdiği özgürlükler sonuna kadar yaşanıyor, hem de insan hakları sonuna kadar korunuyor" denilmiştir. tarih bize bu manevranın başarılı olduğunu göstermiştir.
günümüz türkiyesi' ndeki yorumu; kendilerine muhtaç bıraktıkları insanlara kömür. Bulgur, makarna, nohut dağıtmak olan ilke. Uyuşturucu bağımlısı gibi kendilerine bağımlı hale getirilmiş fakir fukaraya oy karşılığında verilen rüşvettir.
2. dünya savaşından sonra avrupa ülkeleri başta olmak üzere ülkelerin kendilerini sosyalizme doğru kaydırmasına bir tepki olarak kapitalizmin beşiği abd tarafından geliştirilen bir önlemdir.
günümüzde sosoyalizmin esamesi okunmadığı ve bir tehdit arzetmediği için sosyal devlet ilkeside yavaş yavaş terkedilmeye ve kapitalizmin eski düzenine geçilmeye başlanmıştır.
inanmayanlar zengin-fakir arasındaki farka.
işsizlik oranlarındaki artışa bakmaları yeterlidir.
bunlarladamı yeterli gelmiyor sizi ikna etmek için.
çevrenize, ailenize, arkadaşlarınıza, komşularınıza bir bakın.
onların yaşam koşullarını bir irdeleyin.
2. dünya savaşı sonrası, sovyet tehlikesi ile irkilen abd, ikiye bölünmüş almanyanın batı tarafını -komünist rusyanın avrupayı ele geçirmesini engellemek amacıyla- güçlü ve liberal bir devlet haline getirmeye çalışmıştır.
sosyal devlet ise ikinci dünya savaşından çok daha önce avrupanın bir çok ülkesinde uygulanan bir sistemdir.
yani bunların hepsi amariganın oyunu falan güzel tabi..
özel hastahanelerin acil servislerine gidildiğinde para talep edilmesi halinde şikayet edin diyen devletin, devlet hastanesi acilinde devlet memurlarınca para talep edilmesi, sosyal devlet anlaşıyla uyuşmamaktadır.
başbakan'ı ve cumhurbaşkanı ülke ülke gezen, milletvekilleri ve bakanları tweeter'dan ayar veren, cumhurbaşkanı facebook'a üye olup kar fotoğrafları paylaşan türkiye cumhuriyeti'nin sosyal olmadığını kimse söyleyemez.