marksist temellere sahip düşünce biçimidir. enternasyonalistler özellikle paris komününün yenilgisinden sonra bu işin* gelişi güzel olamayacağını düşünmeye başladılar. bu yüzdende sosyalist devrim için işçileri örgütleyecek bir partiye ihtiyaç duyulmaya başlandı. ilk olarak almanya'da örgütlenerek Alman Sosyal Demokrat Partisi'ni kurmuşlardır. kurucuları arasında friedrich engels ve karl marx vardır. daha sonra tüm ülkelerde devrimciler sosyal demokrat partiler altında örügtlendiler. 20 yy. başlarında sosyal demokrat partiler içinde ve enternasyonalde ayrışmalar oldu. bir takım sosyalistler devrimin gereksiz olduğunu ve evrimle sosyalizme geçileceğini savunurken, bir takım sosyalist ise devrim olmadan hiçbir şey olmayacağını söylüyordu. özellikle 1. dünya savaşının başlamasından sonra tam bir ayrışma yaşandı sosyal demokrat partilerde. bolşeviklerin rusya'da devrimi gerçekleştirince devrimi savunanlar komünist ismini aldı ve komünist parti isminde partiler kurdular ve sosyal demokratları revizyonist olarak nitelendirdiler. bolşeviklerin fikirlerine karşı olan sosyal demokratlar ise devrimci olmaktan vazgeçip, mevcut rejimi daha eşitlikçi hale getirmeye çalıştılar.
almanya'da yenilgiye uğrayan sosyal demokratların prestiji sarsıldı. fakat 2. dünya savaşında faşizme karşı kurulan halk cephelerinde bulunuarak savaş sonrası eski prestijlerini tekrar elde ettiler. 70 sonrasında iyice güçlenen sosyal demokratlar sonraları eski güçlerini kaybettiler ve neo-liberalcilerle işbirliği yapmaya başladılar. fakat son yıllarda özellikle sosyal demokratlar bu politiklarından vazgeçip eski kökenlerine dönmeye çalışmaktadırlar.sosyal demokrasi kapitalizm içinde sınıf uzlaşmacı tavrıyla devrimcilere göre sağcı kalsalarda, kapitalizme karşı sol tarafta dururlar.
Şiddete başvururak bir işçi devrimi yoluyla değil, demokratik yöntemlerle işçilerin haklarını almasını, yaşamlarının iyileştirilmesini savunan ideoloji. Özellikle kıta avrupasında yaygındır. Kapitalizmi toptan ortadan kaldırmayı değil, sosyal devlet, regülasyon ve benzeri yöntemlerle, kapitalizmin yarattığı zenginliğin daha eşit bir şekilde dağıtılmasını savunur. Yüksek vergileri ve yüksek devlet harcamalarını savunurlar.
Fakat özellikle Sovyetler birliğinin yıkılması, Avrupa'nın görece eşit hale gelmesi ve sendikaların eski gücünü kaybetmesi nedeniyle artık ekonomik politikalardan zira, dış politika, çevre, çokkültürlülük ve azınlık hakları konularında kendilerini diğer partilerden farklılaşmaya çalışmaktadırlar. Dış politikada daha korumacıdırlar, uluslararası işbirliğinden yanadırlar. Azınlık hakları konusunda daha duyarlıdırlar. Fakat, bu durumun istisnaları da vardır. Çokkültürlülüğün ise başlıca savunucusudurlar.
Seçmen tabanını ise genelde, mavi yakalı çalışanlar, azınlıklar, göçmenler oluşturur. Kırsal kesimlerde ve ortaüstü-zengin bölgelerde genelde başarılı olamazlar.
Sonuç itibariyle, Avrupalı siyasetçi ve düşünürler tarafından kendi sorunlarına yönelik olarak oluşturulan bir programa sahiptirler. Türkiye ve diğer bazı gerikalmış ülkelerde bu siyaseti uygulamayı düşünenler varsa da, bunar genellikle toplumun zengin ve kentli kısmıdır. Batıya gittiklerinde etkilenip, bu siyaseti uygulamaya çalışırlar. Fakat, kendi ülkelerindeki gerçeklerle çoğu zaman bu siyaset uyuşmaz. Bu nedenle, garip bir anamoli oluştururlar.
kapitalist cehennemin ateşini azaltmaya çalışmaktır. kapitalist düzenin devamı için, bilimsel sosyalizm marx ve engels tarafından ortaya atıldığı zamanlarda yaratılmıştır. o zamanlar işçiler günde 15 saatten daha fazla çalışıyor ve çok az para alıyorlardı.
sembolü güldür. avrupa'Da bu ibareyi veya sosyalizm (marksist anlamda bir sosyalizm söz konusu değil tabi ki) ibaresini taşıyan birçok partide gül figürü bulunur.
en insancı, en insana dönük sistem olmasına rağmen ülkemde hitap ettiği kesim tarafından bir türlü desteklenmemiştir. ne bir işçiyi ne bir çiftçiyi ne de ezilmiş vatandaşı arkasına alamamıştır. sürekli dinsizlik olarak akıllarda yer tutmuştur. oysa islamın özünde olan paylaşmak ilkesi, komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen peygamberin mesajından çok da farklı birşey içermez. sistemin savunucuları da maalesef dinsizlik imajına sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. bu sistemin savunucularının tek başarısı ve de arkalarında durduğu şey türban yasağı gibi absurd komik şeylerdir.
kadıköy'de, okmeydanı'nında duvarlara yazı yazarak devrim yapma hayali ile yanıp tutuşan kürt milliyetçilerinin pek haz etmediği ideolojidir. sosyalizme parlamento vasıtası ile geçmeyi amaçlayan uygulanabilir (şimdilik) en mantıklı ideolojidir.
proleterya-burjuva savaşının ortadan kaldırılmasını isteyen, temelde çıkarları birbirine uymayan iki sınıfı uzlaştırma çabası içinde olan ideoloji. marxizm le uzaktan yakından alakası yoktur.
marxin tanımına göre bir nevi sosyalist burjuvalardır. modern toplumun bütün gereksinimlerini kendileri için isterler. diyalektiğin en önemli çizgilerinden biri olan sınıflar arası çelişkileri ve bu çelişkilerin çözümü olan devrimci teorileri reddederler. proleteryası olmayan, burjuvazinin egemen olduğu sistemi kurtuluş olarak görürler.
şimdiki zamana baktığımızda ise, gördüğümüz bu durumdan pek farksız değil. ana temelde kurmak istedikleri sistemler çok farklı olan grupların uzlaştırılması söz konusu. fakat, diğer yönler toplumun içinde bulunduğu şartlara, maruz kaldığı etkenlere bağlı olarak değişiyor tabi ki.
sosyal demokrat ideoloji kavramı Marksizim den sonra tarihsel bir sentez olarak ortaya cıkmıstır.Bir yandan liberalizmin getirdigi siyasal demokrasinin kazanımlarını hicbir zaman gozardı etmemis;ote yandan emegin savunuculugunu ustlenmis ve toplum yararının ozel cıkarlarının ustunde olmasını gozetmistir.Sosyal demokrasi devlet ile pazar,toplum ile birey arasında saglıklı bır denge kurmaya calısır.(kaynak:SIYASET(mumtaz er turkone))