pandemi sürecinde fragmanını gördük. sosyal bilimleri önemsemeyip sadece fen bilimlerine önem veren ülkeler, sosyal bilimlerin olmazsa olmaz olduğunu acı tecrübeler edinerek öğrendiler. sosyal bilimleri önemsemeyen ülkenin geleceği boktur.
genel olarak pozitif bilimleri (fizik, biyoloji, ve diğerleri) siklemeyen, ama kerameti kendinden menkul kelime oyunlarından başka hiç bir anlamı olmayan sosyal falcılığa "bilim" gibi isimler takıp gereğinden fazla önemseyen ülkelerinki kadar berbat olmayacak bir gelecektir.
iki ayaklı kültürel maymunların birbirinin götünü niye kaşıdığı veya ne gibi duygularla ne dalavereler çevirdiği üzerine kafa patlatmak bilim değildir. bu bilgiyle ne uzaya çıkılır, ne atom altı aleme dair fikir edinilir, ne de geleceğe dair elle tutulur herhangi bir malzeme yaratılır.
sosyal, anandan babandan ve toplumundan arta kalan korkular ve safsatalar ile lüzumsuz oyunlar oynanan bir alandır. abartılacak bir şey yok.
Düşünce içeren her cümlenin ardından "bana felsefe yapma lan!" "bana edebiyat yapma lan!" cümlelerinin savrulduğu her ülkenin geleceği gibi olacak gelecektir.
ne yazık ki taze zihinler ilk etapta "ilerde nasıl çok para kazanırım" sorusuyla yoğrulduğu ve sayısalcı öğrencinin zeki, başarılı sıfatlarıyla donatıldığı, bu sebeple diğer öğrencilerin tamamen gözardı edildiği bir sistemde pek de parlak görünmeyen gelecektir aynı zamanda.
sosyolojiye önem vermeyen bir ülke gelişemez. bir çok bilim dalını bünyesinde barındırır sosyoloji. toplum bilimi dahası var mı yahu. sen buna önem verme, sayısal önemli diye insanların aklını karıştır, düşünceden ırak tut ve gelişim bekle o toplumdan. baba filmden küfür öğrendim modunda bir nesil olur. e çocuk olmuş mu?
