"boynundan tutup kızarmış yanaklarına dayamak isterdim yüzümü." diyerek kendinden geçmiş çocuktur. açtır işte. açlığın ve sefaletin sınırı mı var? insan şair olur alimallah, kendinden geçer açlığını gidereceğin hayaliyle.
soslanmış ve kızarmış hindinin öyle sıradan sokaklardaki lokantalarda bulunmayacağı bir realitedir. bulanacakları restaurantlar ise öyle dışardan bakıldımı görülecek yere yemek koymazlar. ihtimal ki bu çocuk o restaurantta yeni çalışmaya başlamış bir bulaşıkçıdır. hatta o iş yerindeki ilk günüdür. bakışlarındaki anlam ise "ulan akşama kadar satılmasa da işçilere verseler yemesi için şu hindiyi" bakışıdır.