köpekler bizi içimizde kemik olduğu için mi ısırıyorlar? tipik bir velet sorusudur. çizgi filmlerden köpeklerin sadece kemik yediklerini zannetmelerinden kaynaklanır.
yapılması gerekenler;
önüne bozulmayacak ve kırılmayacak kadar sağlam bir oyuncak koymak,
çocuğu çaktırmadan boş bir odaya kitlemek,
sert bir cisimle kafasına vurarak bir süreliğine bayılmasını,daha da iyisi tamamiyle susmasını sağlamak.
dünya hakkında pek bi' bilgileri olmadığı için öğrenmeye çalışan veletlerdir. saçma sapan sorularına bile cevap verilmelidir ki hep sorsun, daha çok öğrensinler.
hic cocuk olmamis ve gezegene uzaydan dusmus elemanlari "baydiran" cocuklardir. cocuklarin dunyayi tercihen yazilim yuklemesi yontemiyle ogrenmesini bekleyen, bir cocugun dogal merakina bile tahammul edemeyen, sorularini yanitlayabilecek bilgi, olgunluk ve donanim duzeyine sahip olmayan modelleri bunaltirlar. ayni modeller ramazanda oruc tutup "sabretmeyi ogreniyoruz" diye hava atar, bir ayda ogrendigini onbir ay boyunca uygulamazlar.
karşı atak yapıp siz soru sormaya başlayarak üste çıkabilirsiniz bunlara karşı. genellikle neden diye sorduğunuzda "işte" diye cevap verirler ama sizin "işte" demenizi kabul etmezler.
(buradaki velet 5 yaşında)
-kaç yaşındasın
+25
-niye
+???
+ nasıl niye 25 yaşındayım işte
-hıııı senin adın niye paronayak
+ hadi eve git sen artık akşam oldu
-niye akşam oldu
+piskopatmısın ya çık git
şimdi efendim ericsson'un psikososyal kuramına göre bu çocuklar -ki 4 ve 6 yaş arasıdır- "girişimciliğe karşı suçluluk" dönemi içindedirler. bu yüzden her yerde ve her ortamda soru sorma, öğrenme merakı içindedirler. bastıramadıkları bir konuşma eğilimleri vardır. eğer bu dönemde çocuklara yeterli açıklamalar yaparak bıkmadan usanmadan cevaplar vermeye çalışırsak özgüven sahibi ve girişken bireyler yetiştirebiliriz. ancak susturarak, azarlayarak ya da kurtulmak için saçma sapan cevaplar vererek geçiştirirsek -ki sussun diye ingilizce cevaplar vereni biliyorum*- bu durumda da suçluluk duygusuyla büyüyen ve özgüven eksikliği, aşağılık kompleksi yaşayan bireyler yetiştirmiş oluruz. kısacası her şey bizim elimizde diyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.