hande yener'in "bakkal müziği" derken yaptığı hakareti kesinlikle hak etmeyen ender bakkallardan biridir bu.. delikanlıdır, merttir, liyakat sahibidir..
zira "mahalle bakkalı" olarak nam salmış kimi küçük esnaf, toplumun üzerine yüklediği sorumluluğun altında ezildiğinden midir, genel bir eziklikten midir bilinmez, kendini tapu kadastro genel müdürlüğü'nün yetkili, imza hakkına haiz, taşaklı bir bireyi olarak adledip hayatının geri kalanını toplum mühendisi olarak geçirmeyi uygun görüyor..
şu durumda da mahalle sınırları dahilinde herhangi bir adres/tüzel kişilik sorulduğu takdirde nokta atış yapar gibi, kendinden emin bir tonlama ve bozuk bir diksiyonla "şu şuradaydı da bu buradaydı" diyerek muhattabının ona karşı borçluluk hissetmesini, teşekkürden-ev alışverişine kadar geniş bir skalada karar alarak uygulaması vicdani sorumluluğunu edinmesini ve ömrü boyunca bu külfetin altında ezilip kalmasını salık veriyor.. üstelik de o denli tok, kendinden emin bir ses tonlaması ile buyuruyor ki bunu tarife uyup da oraya kadar gittiğiniz ve aradığınızı bulamadığınızda ortalığı dağıtma, tarumar etme hakkınızın saklı olduğunu işliyor beyninize..
ulan bilmiyorsan "bilmiyorum" de.. ne diye küfürü çağırıyorsun zorla! ne diye önce moralimi, sonra fiziki kondisyonumu, sonra da ağzımı bozduruyorsun, noluyoruz?
hatta ve hatta biliyorsan bile, sorduğum adres/şahıs senin üst katında ise bile "bilmiyorum.. muhtar mıyım lan ben, adam akıllı al da gel adresi o zaman" de.. şaşırıp kaldım mı; "yürrüü, düdük makarnası senii" de..
yap bunları.. belki tutar da cevap veririm sana..
evet, tekme tokat dayak yemeyi arzuluyorum bu aralar..
- abi megapol sineması nerde
- şimdi oluum burdan yukarıu cık saga dön karsıya geç ilerde dersanenin karşısında metropol var ona git napacan megapolu .. gibi *