açık oturum programlarında soru sorması için mikrofon verilen üniversite öğrencisidir. heyecandan mı artık nedir bilemiyorum lakin bir türlü soramıyorlar. ya orayı miting alanı sanıp, bağıra çağıra bir şeylerden bahseder. ya kem küm bir şekilde cümleyi bitiremez, ne dediği anlaşılmaz. ya da güler falan. ama sonra da her yerde ahkam keser, şuna korum şuna oturturum, şu ideoloji böyle, şu öyle diye. bu tavırları oldukları için kızıyorum aslında. yoksa herkes uber sorular soracak diye bir beklentim yok. ya da sırf üniversite öğrencisi diye.
lisede test çözmek için hayattan kopan öğrencidir, üniversiteye geldiğinde ise hocaları ideolojik düşüncelerini dikte ederler. kendi düşüncesi yoktur, başkalarının düşüncesini savunur.
okulda "konuyla ilgili sorusu olan var mı?" diyen hocaya sorular sorma gafletinde bulunmuş, ancak hem dersin bir an önce bitmesini isteyen arkadaşlarının, hem de "o kadar anlattık neden anlamadın beyinsiz" edasıyla cevap veren, hatta üstüne bir kaç soru da kendisi patlatan hocanın eseridir. ayar manyağı ola ola soru sorabilitesi, katılımcılığı minimuma inmiş, anlamış gibi yapıp evde notlardan ordan burdan öğrenme kapasitesi artmıştır.
katılımcı ders işleme sistemini benimsemiş hocalar, sabırlı sınıflar tenzih edilmiştir elbette...
