her şeye doymanın türkçesi.arada soluklanmak için virgül lazımdır, bitirmek için noktayı basmalıdır, ayrıştırmak için noktalı virgül koymalıdır, kalbin atışını duymak için ünlem çatmalıdır...bütün bu imlayı yaşamak soru işaretinden soğutur insanı ki zaten cevapsız sorulara harcanan soru işaretleri çoktan anlamsız kılmıştır, imla haritasında onu.üstelik salak gibi yaşamanın imgelerindendir bu.soru yoksa sorun da yok soru işareti yoksa düşünce de yoktur.arkamdan birisi seslenip şöyle diyor:soru işareti kullanmadan yaşamak serserilik, bohemlik, köleliktir.
zaten felsefe en gerekesiz ders değil mi efendim...
soru işareti kullanmadan yaşamak aslında yaşamamaktır.çünkü yaşamın en büyük belirtisi düşünmektir ve düşünmek soru sormayı gerektirir.en sorunsuz insanın bile kendisine ya da başkalarına sorması gereken sorular vardır ki bu durumda sorunsuz insan bile sorusuz insan anlamına gelmez.
hayatı lüzumsuz detaylar ile boğmamaktır..zorlaştırmamaktır..doyasıya derin nefes almaktır...
hayatın sayfaları ne kadar çok soru işareti ile doldurulursa aranan cevapların fazlalığı, içinden çıkılmazlığın girdabı ile devamlı dibe çeker kişiyi..
peki sonuç!? koskocaman yalnızlık...
tabiki yaşam süresince soru işaretleri olacak.. olmalı da.. ancak sadece gerekli yerlerde..
özellikle yanlış cevapların verileceği durumlarda; bile bile ısrarla, sürekli soru işareti kullanma tercihinin kazandırdıkları ise sadece bunalım, depresyon, mutsuzluk...
"lüzumsuz yere soru işaretinin fazlalığı; insanı yakıp kavuran şüphe ateşini heran canlı tutmaktır..."*