ben gerçek acıyı ilk bu şarkının klibinde gördüm. yani ilk üzüntümü bunu izleyince yaşadım. "allah ım" dedim "bir insanın sevgilisi nasıl ölür gencecik yaşta lan" dedim. şaşakalmıştım. dehşet içindeydim. hatırlıyorum. kızın, öldükten sonra sevgilisi tarafından kucaklanırken oraya buraya savrulan sarı saçlarını hatırlıyorum.
klip bitince oturdum ağladım. neyse ama sonra alıştım. şimdi sevgililer mafya tarafından taranır oldu, yüzlerine gözlerine toprak doldurulur oldu. bende hissiyatın h si yok.
video klibi gerçek bir hikayeye dayanmaktadır bu şarkının,çok duygusaldır,çok anlamlıdır.Rafet El Roman,yalnızca sesle sanatçı olunamayacağını,söz ve müzik üretmenin şart olduğunu göstermiştir bir nevi.
durup dururken aklıma gelen rafet el roman şaheseri. bir dinledim iki dinledim döngüye alıp dinledim. kendime baktım, sanki kamerayı gözümden alıp yukarıdan beni çeker gibi görmeye başladım.
çok büyük potansiyeli olan ama kaybeden vasfında biri olduğunu gördüm.
yalnız.
yalnızlığından mutlu olduğunu sanan bir aciz. aciz ki ne aciz. birkaç dostu olduğunu sandı aciz. kandı çakallara. oysa maddiyatmış gerisi yalanmış.
geri zekalı biriydim ben. o benim ufkumu açmıştı hep, hep o destek olmuştu. yememiş içmemiş benim rahat etmem için belki istediği şeyleri ertelemişti. canım annem. o gidince ben çöktüm. en büyük hırsları olan, başaramayacağı şeyleri onun sayesinde başarmış olan ben.
sen artık yoksun. ama senin aldığın hırka var üzerimde. nedense senin elin değimiş şeylere sarılınca kendimi iyi hissediyorum.
ilkokula gidiyordum o yıllarda 5 falandım heralde. ne çok etkilemişti şarkı beni o zamanlarda. hala daha öyle. iyi şarkı. daha doğrusu bir hüzün melodisi ve sözler bütünü.