günün birinde bu da nasip olacakmış bana. o da ne diyecek olanlara hemen söyleyeyim: ilk defa bir uuserın başlığını açmak bana nasip oluyor. mutluyum, gururluyum. bu kişimiz de aramıza katılmış, hoşgelmiş. aramızdaki süresinin uzun olmasını ve bu süre içinde bu başlığı açan kişinin yazılarını da daha sık okumasını temenni etmekteyizdir efendim. *
uludağ sözlüğe girmem konusunda beni teşvik eden, saygı duyup korktuğum, hatta çekim çekim çekindiğim, fakat en kısa zamanda avam kelimesinin anlamını öğrenmesini ümit edip benden özür dilemesini beklediğim zat-ı muhterem.
adına açılan başlığı görünce, başlığın açıldığı günü doğum günü ilan etmiş ve duygu denizinde boğulmuş yazarımızın gerçek doğumgününü de kutlamayı kendimize bir borç biliriz. umarız şimdi de bir boğulma tehlikesi yaşamaz.*
bana böyle futbol entryleri gidecek adam lazım. sadece bana değil aslında tüm sözlüklerde bundan 3 tane olsa yeter. tebrik etmesini bilmesi ayrı bir güzellik.
günde yüz tane içi boş entari girmek yerine bekleyip bekleyip turnayı gözünden vuran, okunası yazar. acaba daha sık yazsa yine de bu kadar güzel yazabilir mi?
My love becomes a mange dyeing autumn in its leaves
When it broke me in the branch where my antlers come to feed
And I swam a hundred days in the bosom of this filth
Carry on this drought as I tighten this belt
[Chorus:]
This deceit has no arms
Bended will take what's yours
This deceit has no arms
Bended will take what's yours
Calling me
She's calling me
This it may have come to falter
We have become these pleads
In a field of balding marble where the medicine awaits
The hourglass pokes at the ribs of my cage
At half rations I'm finished
At half rations the minutes
All that happens was given
Coil and embrace
muhteşem buckethead parçası. 9.04'lük süresinin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. birbirinden ilginç, zor, ve harika soloları barındıran bu parça buckethead'in sadece tavuklara tapan bir idiot olmadığı, en azından gerçek bir virtüöz olduğunun apaçık kanıtıdır.
şarkıyı dinlerken, aklınızdan, gitara şefkatle bakıp onunla sevişmakte gelir, gitarı pecereden atıp onu paramparça yapmakta. buckethead böyle bir şaheser yapmıştır.