sonsuzluk kavramının ucunu bucağını, başlangıcını bitişini ya da herhangi bir bölümünü düşünürken insan beyninin error vermesidir. fazla kurcalandığından illaki akla yatmayan bazı şeyler bulunur ve üstüne gidilirse, kuyruğunu kovalayan kediden farkı kalmaz insanın.
Sonsuzluğu çok düşünmek senin akli konularda mavi ekran vererek sonunu hazırlayabilir, bu yüzden beyin savunma mekanizmasını devreye sokuyor ve tam o an da diyor ki; haayaaaaaat beni nedeeen yoruyosssuuooonnn.. bu seferde neden Serdar Ortaç var gibi akıllara zarar bir soru akla düşebiliyor, yapmayın etmeyin gençler, beyinlerimizi rahat bırakalım, hem beyin bedava diye böyle harcanmaz.
sonsuzluğu düşünüp, küçücük de olsa onun bir parçası olduğunu düşünmek çok güzeldir, sonsuzluk okyanusunun bir damlasıyım ve benim her zerrem de o sonsuzluğun bir unsuru. havale geçirmek ne kelime insan hazdan 1500 köşe olur.*
yani düşünün mesela cennete gitmişsin , ama anne-baban cehenneme gitmiş diyelim.. cennette anne babanı görmek istiyorsun , sana simülasyonunu yolluyorlar. doğal olarak arkadaşlık, dostluk gibi şeyler anlamını yitiriyor. orada insan ilişkilerinin hiç önemi yok.. bu dünyadaki her şey anlamını yitiriyor. sanki bütün insanlar akıl tutulması yaşıyor , sanki orada tek başına gibisin , ve sonsuzlukta sıkışıp kalmışsın. herşeyi elde edebiliyorsun doğal olarak hiçbir şeyin anlamı kalmıyor.. ve sonsuzluk , ve sonsuzluk , ve sonsuzluk....