benim küçüklüğümde sokağa yeni bir araba geldi mi "kaç basıyor lan bu?" denilip yanına gidilir ve cama el dayanarak arabanın kaç bastığı öğrenilirdi.
babamın bir 90 model doğan slxı vardı o zamanlar. 98 yılıydı. her apartmanda taş çatlasa 3 araba olurdu ki arkadaşım eneslerin arabası kartal, sametlerin arabası ise opel astra ydı. o gün üçümüz birden dışarı çıkıp tek tek arabalarımızı yarıştırmıştık.
callofcu: olum bizim araba 200 basıyor. kartaldan daha hızlı. doğan olum bu. bu arabayı araba yarışlarında en iyi araba olarak kullanıyorlarmış. enes: hadi be sallama. bizim araba da 180 basıyor ama araba yarışlarında yok. samet: olum bizim araba bu apartmanın en iyi arabası. 220 basıyor olum. hepinizi geçer. babamın dediğine göre ışık hızıyla gidiyormuş olum. callofcu: vay be ışık hızı da ne ki? ışık hızı kaç basar 100 var mı? samet: kaç basar bilmiyorum ama 100 e 3 saniyede çıkıyormuş. callofcu: turbo takıyorlardır olum, geçenlerde bizim emre abi var ya işte o serçeye tutbo taktırmış serçe gerçekten uçuyo lan. ben nah bu gözlerle gördüm.
böyle muhabbetler alır başını giderdi. gel zaman git zaman samet lerin opel astrasının altında iyice ezilmiştik.
günlerden bir gün babam akşam eve gelince vişne çürüğü renkli doğan arabamız yerini gümüşi fiat tempra ya bırakmıştı. hemen o akşam evin önüne çıkıp yeni arabamız olan tempra nın kaç bastığına baktım. gördüğüm manzara beni acayip şaşırtmıştı. her zamanki saat şeklindeki hız göstergesi bu arabada yoktu. neden yoktu lan acaba? o akşam sabaha kadar bunu düşündüm. sabah olduğunda evin önündeki yeni arabayı gören enes ve samat bizim evin kapısını çalıp şöyle dediler:
samet: ooo yeni araba almışsınız. callofcu: evet ya almış babam. enes: araba güzel de ben daha çok rengini sevdim. gri rengi çok severim. callofcu: gri değil olum o gümüşi. yani grinin daha iyisi. enes: farketmez olum sonuçta gri sayılır. gel hadi bakalım kaç basıyor diye. callofcu: tamam gidelim.
arabanın yanına gidilir sabahın yedisinde. babam arabayı evin yanındaki boş arsaya parketmişti.
hemen gittik, kaç bastığına baktık.
samet: eee olum nerde yazıyor kaç bastığı. enes: bu araba basmıyor lan ehehehehe. callofcu: ne basmaması sonsuz basıyor olum bu. o yüzden sınır koymamışlar. samet: vayy be gerçekten sonsuz basıyor. enes: bence de sonsuz basıyor. çok iyi araba olum bu. callofcu: ne sandınız bizim araba sonsuz basıyor eheheheh.
__________________________________________________________________
tanım: hız göstergesi elektronik olan arabayı sonsuz basıyor sanmaktır.
__________________________________________________________________
tekerli olan modeli varmı bilmem ama genelde 4 kollu olarak üretilen ve dünyadaki hız ölçü birimleriyle ölçülemeyecek kadar yüksek hızla yolcusunu sonsuza taşıyan bir vasıta biliyorum. hemde binebilmek için herhangi bir ücret ödemenize gerek yok sadece sabredin.
ayağı gaza basıp çektikten sonra random olarak dünya nın bilmediğiniz bir yerinde olmanıza sebep olacak durum.
-bi bas çek hacı.
+tamam sıkı tutun.
-nere la bura?
+madrid.
-bas bi daha.
+aaaaann.
-peki bura?
+pekin.
-hmm sen kiev i bulana kadar bas aq.
+aaaaannnn.....