yazin dinleyince, 'sonbahar gelse de asik olsam, sonra ayrilsam, sonra da bu sarkiyi dinleyip aglasam... ' dedirten sarkidir. sonbahar geldiginden, harekete gecilmelidir...
-kanatları var ama uçamıyolar,
sen uçabilen kuşlardan mısın?
aslında burda otobüs beklicek birine benzemiyosun
araban yok mu ,kanatlı bi araba mı istiyosun...-
Kaybedişi içinde barındıran hüzün esintisi, sararıp solmuş bir iç kimliğin dışa yansıması.
Ağaçlar yapraklarını, kuşlar yeni diyarlarını, faniler sonsuzluğu seçiyor.
Güneşin gülümseyen yüzü düşüyor.
Gidiş oluyor önceleri, topluyorken izlerinden yalnızlığı...
Şemsiye korunakları tek kişilik oluveriyor birden, titreyen bedenin ceketsizliği alakadar etmiyor kimseleri.
Ellerini avuçlarında saklayan yabancılaşıyor, ısıtmak ellerini ceplerine düşüyor.
Bir rüzgâr esintisinde beliren tanıdık koku, ardı sıra yürütüyor.
Sonra üşütüyor...
***
Durmaksızın çalıyor bu şarkı, sözlerinde yaşanmışlıklarım sahneleniyor. Bu film benim. Kaybedenin ta kendisiyim.
Geçmişe gömülü ruhum, karanlığa hapsoldu. cılız bir ışık göründü uzakta, lakin ulaşılması güç.
an itibariyle dinlediğim, her saniyesinde hüznüme hüzün katan, mümkünse yıldırım gürses'ten dinlenmesi gereken muhteşem şarkı..ağlamaya meylettirir insanı hatta ağlatır.budur..