Belli ki benimsemiş her aşık olan insan, sonbaharı aşk ile özdeşleştirmeyi. Ayrıca belli ki sevmiş aşkı sonbaharda yaşamanın tadını alanlar. Nedendir bilinmez, her andığında onun adını, sanki bir mevsim daha geçecekmiş gibi geldi aşık olanlara.
ilkbahar, yaz ve sonbahar! Ah o güzel yaz, yaz aşkı, yaz günleri ve geceleri... Bitmesi de başlaması kadar çabuk ve acısız. Bir anda senindir bütün yazın sıcaklığı ile, bitmesi istenmez, büyütülür hep. Ama yaz günleri çabuk geçer. Hani bir heves vardır hep içimizde, derinliklerde, soğuk ve karanlık kışın sanki örtü gibi kapladığı o aslında yanıp tutuşan heyecanımızda. Ve bir türlü bitmek bilmeyen o kış sona ermiştir, baharın ılıklığı ısıtmaya başlar vücudunu, hazırlar seni yaz aşkı için. Çok beklediğin için çabuk biter bu sıcaklık. Ama sonbahar? Sonbahar başkadır, başkadır sonbahardaki aşk. Yazın sıcaklığını onun içinde görmek istersin, içinde biriktirdiğin o sıcaklığı yaymak istersin son kalorisine kadar. Kor olmuş kalbin sonbaharda alev alır, yazın sıcaklığı bile yetmez bu kadar yakmaya seni. Aşıklar dolaşır etrafta, bütün güçleriyle ateş yayarlar etraflarına, yakarlar çevrelerinde ne varsa. Neden sonbaharda ağaçların yaprakları sanki yanmışcasına sararır ve yere düşerler biliyor musunuz? Artık biliyorsunuz...