Ghost Whisperer'in da yapimcisi olan Sander/Moses Productions dizinin yayin hakkini satin alabilmek icin ay yapim ve atv ile masaya oturmus. benim dusunceme gore amerika dizi standardinda yayinlanmis tek diziydi. ister yayin suresi olsun, ister senaryosu olsun. ayrica ilk defa bir turk dizisinin yayin haklari satin aliniyor. yakisir diyorum.
sonunu aşka değil de, daha yaratıcı bi sebebe bağlasalardı efsane dizi olabilirdi aslında. Ama finali basit kaçtı. Yine de türk dizi kalitesinin üstünde bi yapımdı. Senaryosunu abd ve rusya almış. Reyting rekorları kırıyormuş.
Hayat tek bir sebepten noktalanmaz. Noktalanacak çok konu vardır, dolmuştur, birikmiştir.. Tutunacak dal kalmamıştır. Ya da tutunulmak istenmemiştir. Üzülmeyin.
ibb şehir tiyatrolarında sergilenen yeni oyun. oyun distopik bir dünyada geçiyor. george orwell'den esintiler bulmak mümkün. özellikle o meşhur romanından. oyunculuklar muazzam. özellikle aslı şahinin oynadığı karakter, monologları, akrobasi hareketleri ve söylediği şarkı beni kendine aşık etti. gidin izleyin efendim. muhsin ertuğrul sahnesinde yer yokluğundan sandalyede izledim. ama gaziosmanpaşa sahnesinde maşallah oranın kesiminin tiyatroya ilgisizliğinden salon bomboştu resmen. özellikle şu an referanduma evet demek isteyen arkadaşların bu oyunu izlemesini öneririm. sistem dinamiklerine bakış açınız değişiyor.
şu an sizinle oradayız, sonda..
buraya temelli kalmak için gelmedim başında,
neden burada olduğumu yazdıklarımı okuyup, görebileceksiniz ortalama bir ıq ve farkındalık düzeyine sahip iseniz.
bu yazı dizisi sizin, şimdiye kadar girdiğim entirilerdeki her karakter.
hesabımı sildirmeyi düşünmüyorum. ister miras olarak alın, ister öğreti isterseniz de gülmeli yazılar.
geri geleceğimi sanmıyorum bu bok çukuruna tekrar.
ama beni taklit eden özenti orospu çocukları da çıkacaktır yokluğumu fırsat bilip, şaşırtmazdır.
sadece beni yaşatırsınız, sahibinin öğrettiğini tekrarlayan papağandan fazlası olmazsınız.
burada yaptığım şeyi hayatını benim gibi yaşayan kimse yapmaz, bırak bu kaybetmiş organik atıklarla uğraşmayı der açıkcası..
suistimal ederseniz de sizin basitliğiniz, atacağınız boklar da sizi ilgilendirecek beni değil.
yazdıklarım normal yazılmadı, okurken sıkılmamanız için eğlenceli bir dilde yazıldı.
benim burada kullandığım üslup gerçek hayatta kullandığım olabilir de olmayabilir de..
'bu herif gerçek hayatta da böyle konuşuyo yeaa ' diye düşünecek olursanız,
tebrikler dalyarrak sana.
eğer dış dünyada karşılaşırsak yolda yürüyen iki yabancı olarak, sen beni tanıyamayacaksın yanımdan yürüyüp geçeceksin.
bense seni iliklerine kadar, senin kendini tanımadığın kadar seni tanıyıp gülümseyeceğim.
yazdıklarımı her okuduğunuzda farklı anlamlar bulacaksınız, farklı bakış açıları kazanacaksınız.
aranızda buna değer olanlar, sebebini belki hiç bilemeden değişecek.. hayatları da istediği yönde hiç tahmin etmeyeceği kadar değişecek.
alışması zaman alır, tırsaklık yapmayın biraz taşşaklı olun o yüzden.
diğerleri , kişiliklerini filmlerde gördüğünüz kadar mükemmel şekilde yapılandıracaklar ve kendi hayatlarının iplerini ellerine alacaklar. (artık vaktidir)
bazılarınız hayatta hiçbirşey için üzülmemesi gerektiğini anlayacak..
asalak-aciz kesimse her zamanki gibi sadece tombul taşşaklarımı alabilecek. sizden bir sik olmaz demek istemiyorum ama olmaz, acı gerçekler everywhere..
her son yeni bir başlangıçtır, sevdiğim bir söz var
albert söylemiş zamanında:
' delilik, aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemektir.'
çıkarabileceğiniz anlamları çıkarın benim çalışkan işçi karıncalarım.
şu an olduğunuz alt yaşam formu kalarak, farklı bir hayat yaşamayı beklemeyin ahmaklar.
"Yaşadım, iyi ki de yapmışım" demek için sonları sevmeyi öğrenmeliyiz belki de
Kabul edelim ki tüm sonlarımız arızalı; buna yıllarca sezon sezon izlediğimiz dizinin en son bölümü de dahil, bıraktığımız iş de ve ayrıldığımız sevgili de..
Sonları seversek öncesi yaşanmış olur oysa.
Yayınlandığı zaman harcanan para ile gündem olmuş levent kırca filmi.
Hep ünlü olma hayali kurmuş her türlü tehlikeyi göze alan bir dublör, yıldızı sönmüş ve yeniden bir çıkış yolu arayan ama kanunlarından hala taviz vermeyen eski bir yıldız ve paranın olduğu her yerde bir dalavere bulabilen kaşarlanmış bir dolandırıcı, herşeyini kaybetmiş bir yönetmen. Yolları bir gün kesişir ve bir film fırsatı geçir ellerine.
Hikayenin başlangıcı ve tesadüfler oldukça ve zaman ilerledikçe film bildik Levent Kırca skeçlerinde ki abartılara maruz kalıyor. Espriler tam tadında. sık sık ünlüler dünyasına yapılan göndermeler ise filme cuk oturmuş. Rus muhabbetti ve prodüksiyonun yaratıcılığı çok iyiydi. Puanı çok düşük gibi görünse de aslında izlenmeyi hakeden ve izledikten sonra pişman etmeyen bir film.