cahil bir perspektif tespitimsisi. birincisi "popülasyon" dediğiniz kişiler de birer insan. inançları gereği türban takıyorlar. veya şu ya bu nedenden takıyor da olabilir, bu kimseyi enterese etmez. sen top sakal bırakıyorsun veya mini etek giyiyorsun diye hesap mı veriyorsun birilerine?
kapanmak gericilik falan değildir, bu yaklaşım "mini etek giymek orospuluktur" ile eşdeğerdir ve bu yola girilirse çok sakat neticeler çıkar ortaya. kimseyi tercihi öyle diye yargılayamazsın. baskı yüzünden türban takanlar belki var ama iradesiyle takan çok daha fazla. baskı mı dediniz? modern bi plazada türban takın bakalım bir gün de görün baskı neymiş...
bu insanlar şimdiye kadarki mevcut kemalist baskıdan dolayı en temel hakları olan eğitim dahil hiçbir haktan yararlanamıyorlardı. hala da tam anlamıyla yararlanıyorlar diyemeyiz. akp'nin bazı uygulamaları sayesinde artık kimi haklarına kavuştu türbanlı kadınlar. artık eğitim görmek için gaz odası misali ikna odasına girmek zorunda değiller, peruk takmak zorunda değiller.
hani kadınlara daha çok önem verilmesi? hani onlara eğitim hakkı? hani iş dünyasında daha fazla yaşam hakkı? başına türban takınca bu haklardan mahrum mu olsun türbanlılar?
ha, eğer araç kullanmaksa kasıt, bana kalsa türbanlı-türbansız tüm kadınlara araba kullanma yasağı gelsin. bak sadece bu yasağa hayır demem, aksine desteklerim. trafikte %90'ından fazlası tehdit kardeşim, din iman farketmiyor*.
artan türbanlı populasyonu değildir. artan türbanlıların sosyal hayattaki rolleridir. sadece artık evlerinden çıkmaya başladılar. siz yok saysanız da onlar hep vardılar.
öncelikle şunu belirtmek gerekir: bu ülkenin özellikle doğuda yaşayan insanları hep muhafazakardı. abdullah gül de geçmişte sırf türbanlı oldukları için otobüse falan binemeyen kadınlar olduğunu söylemişti. akp bu tür insanların rahatlamalarını sağlamış olabilir. kaldı ki doğuda zaten çoğu kadın kapalı. istanbul ise 13-14 milyonluk hayvan kadar bir şehir. artık istanbul'da başörtülü kadın oranı yüzde 40-45'e kadar ulaştı. ama ankara'ya bakarsanız mesela bu oran yüzde 10 falandır. türkiye'nin resmi istanbul'dur aslında.
evlenince karısına kapan diye baskı yapan erkeklere gelince; madem dindarlardı o zaman neden ilk başta flört ettiler o kadınlarla? bu durum totaliter dindarlık değildir. bu durum, evlendiğim kadına kimse bakamasın, saçına bile bakamasın zihniyetidir. dindarlık ise bunun etiketidir, yani bahane gibi birşeydir.
ama uzun lafın kısası bu ''kapanma'' olayı kadınların bir ''mal'' olarak görülmesidir. kadınların da kollarının, omuzlarının, boyunlarının, saçlarının vb. yerlerinin de normal bir insanın organları yerine tahrik unsuru kabul ediliyor. bu erkekler de bu yüzden cahiller. hiç amerika'da, fransa'da, ingiltere'de, almanya'da, avustralya'da, ispanya'da falan olur mu böyle şeyler? olmaz. onlar kadınlara normal bir insan olarak bakmayı öğrenmişler. bizim erkeklerde demek ki kadın saçı gördüklerinde içlerinde o saçları düşünerek 31 çekme isteği oluşuyor ki eşlerine böyle kapan diye baskı yapıyorlar.
türbanı daha uzun süre bozulmadan kalabilen bir örtünme şekli olarak kullanan insanları da barındıran topluluğun ekosistemde baskın tür haline gelmesidir.
saman alevi tarzında bir modanın mensubu olan popülasyondur. lakin kafa kapalıdır ama altta dar etekler, taytlar, dar kotlar, düşük bel pantolonlar, çizmeler, ince çoraplar, amlar, götler, memeler...
akp'nin baskısının sonucu değildir. mahalle baskısı diye bir saçmalığın eseri de değildir.
akp ne derse tersini yapan zihniyet o zaman anasını satıyordur. düz mantık kurarak nereye varabilir ki insanoğlu.
türban, başörtüsü veya mini etek. amınıza koyim lan işiniz gücünüz milletin giydiği, soyunduğuyla ilgili. burası sözlük değil ahır sanki. milletin ağzı hayvan pisliğinden daha leş halde. yazık yazık.
Sadece tercih meselesi değildir. Aile baskısıla takıyor bir çoğu yani ALLAH korkusu olduğu için değil. Kimin ne olduğu karakter meselesidir. Kimisi türbanlı ama ibadet etmez kimiside türbansızdır fakat ibadet edebilir. Mesele türban meselesi değil ruh meselesidir kanaatimce.