Kisilerin evlenecekleri kisiyi evlenmeden once suya batirip cikarmamalaridir.
Bir baska sebep ise;
"beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyorsunuz"
kadının ekonomik özgürlüğünü kazanıp erkeğin götünü yalamayı bırakmasıdır.
Hal böyleyken kadını mal sanan erkekler rahatsız. Artık hatalarınıza olsun çocuk var, olsun yuva yıkılmasın diyecek mallarınız yok. Kadın bir birey ve istemediği bir evliliği sürdürmek zorunda değil. Aile kavramı kadını rahatsız ediyorsa da kutsal falan değil, boktur. Önce bireysel mutluluklar. Toplum çok daha sonra ya da hiç.
Güvendir efendim. Çevrenizde boşanan çiftlerin boşanma sebeplerine bakın en az %75'inin sebebi budur. Ne diyelim,allah arada kalan çocukların yardımcısı olsun.
Tek sebebi vardir; eşlerin gözlerini birbirlerinde acmamalari yani evlenmeden önce baskalariyla aşk ve kari koca hayati yaşamalaridir. Ozellikle kadinlar ilk aşk ve kocalarini unutama lar. Iki gönül bir olunca samanlik seyran olurmuş derler.
ilişkideki heyecan kaybı olabilir. Afedersiniz her bok evlilik öncesi anlatılıp birde tensel temaslar o esnada kaçamak olduğu için evlilikte pek de tad bıraktırmıyor. Çiftler kaçamakları daha çok sevdiği için özgürlük daha şevk kaçırıcı gibi düşünüyor olabilirler ve bunun sonucunda isteksizlikler, sıkılmalar felan başlıyor.
Evlilik merakı. Evet tam olarak bu. Tam güvenmeden, sevmeden, aşık olmadan sırf evlendi desinler diye hayatlarını birleştiriyorlar. Eee sonuç? "Sıkıldım, boşanalım."
Genelde ilişkilerde kavgalar 3. Kişilerden çıkar, çocuk, kayınvalde, sevgili gibi. Daha sonra maddi sıkıntı, sadakatsizlik beraberinde saygısızlığı getirir. Çok duydugum bir konuda kumar ve erkeklerin birine kefil olmaları sonucu varlıklarını kaybetmesidir.
1.si erken evliliktir 13-20 yas arasındakı kızlarımız evlendırılıyor ya da kacıyorlar 13-20 yaşındaki kızlarımız akıl olarak tam buyumemıstır yasıtlarına gore daha farklı hayat yaşarlar insanlar gün geçtikçe büyüyor ve değişiyor o yaslarda tam karakter oturmuyor maalesef. 2. birbirlerini tam olarak tanımadan evlenıyorlar ya da sırf evli çiftlere ozenerek evlendıklerınden. 3. sacma salak duygulara kapılıp aşık olarak evlenmektır mantığını değil sırf duygularıla hareket edip yanlıs ınsana asık olup yanlıs ınsanla evlenmektır. 4. daha buyumemıs eline mesleğini alamamıs bır erkekle evlenmektir. 5. ılıskıye 3. şahısların fazla mudehale etmesıdır. 6. kendisini ıyı tanımaması psıkolojık rahatsızlıkları olmasıdır. 7. nefs
-saygının yitirilmesi. sen bilmem kaç yıllık eşini olduğu gibi kabul etmiyorsan, huyunu suyunu bilip de aksi davranışlar sergiliyorsan ve karşılıklı saygı yitiriliyorsa yazık edilir.
-fedakarlık yapılmaması. madem evlendin, eşin için fedakarlık yapmayı bilmen gerekecek. evlilik tek kişilik bir kurum değil çünkü.
kadınların kendi ayakları üzerinde durmayı başarmaları.
bir tarafa (ki genelde kadın olur bu) yada her ilki tarafa da zarar veren birlikteliği sürdürmenin bir anlamı yok, olmuyorsa olmuyordur.
Tüketim çılgınlığı.
Sevgiyi de tükettik ,
saygıyı da,
vefayı da,
sabrı da,
sadakati de,
...
..
.
ilişkileri ayakta tutan ne varsa tükenme hevesine yok olup gittiler. Yetinmeyi unuttuk mesela. "Ne derler?" uğruna kimbilir nelerden ödün verdik ? Ve asıl mesele, evlenmek değil o evliliği sürdürebilmek. Birçok kişi sürdüremeyecegi evliliğe bile bile girişiyor."Aman ne olacak, anlaşamazsak ayrılırım" diyor. Böyle kolay düşünülmemeli bu ihtimal. Eskilerin evlilikleri çok mu süperdi de mezara kadar devam ediyordu? Kesinlikle değil. Artık insanların zorluğa tahammülü yok. Çözümu kolay yolda arıyoruz.
sosyal medya üzerinden tanişirsin , onunla bulusmaya 500km uzeri yol gidersin , o da sana gelir , sonra birbirinize gider gelirsiniz karsilikli ( anladiniz siz onu ) bu git gel olaylari sonunda tam cozemediginiz kisiyle evlenirsiniz ve malum son a dogru gidersiniz...