kurtuluş savaşı yıllarında bıçkın bir istanbul kabadayısı olan yandım ali, ülke sorunları ile ilgilenmekten çok çapkınlıkları ile söz edilmektedir. ancak düşman zalim, düşman acımasızdır. evli sevgilisi defne ile kaçarak evlenme planları yapan yandım alinin yolu bir gün mustafa kemal ile kesişir. işte bu andan itibaren bambaşka bir yandım ali kimliği gelişir. artık sadece vatanını düşünür. ülkenin bağımsızlığı için çalışır. cumhuriyetin yapısına çok önemli tuğlalar koyar.
kaç yıl geçmesine rağmen hala müziklerini dinlerim bu filmin. her biri bir birinden güzel. filme gelirsek, film çok çok güzeldi. aslıdan güzel olan senaryosuydu. efektler gerçekçi olmayabilir, oyunculuklar da problem olabilir ama olsun. yine çok keyifliydi izlemek. kenan-cansu ikilisinin de ilk projesiydi ki sonraları ezel'de döktürdüler.
ayrıca bıyık bırakmamda ki yegane sebeplerden birisidir bu film.
bir garip film. müzikleri çok hoş olmakla beraber; fena gaz vermektedir.
tabi bu benim gibi bünyelere oluyor.
ayrıca kenan imirzalıoğlu bildiğin burnuyla öpüşüyor lan. hatunları engelliyor adam. burunman.
izlediğim en güzel yerli filmlerden biridir ama memleketim insanının ve özellikle sözlük yazarlarının hepsi sinema eleştirmeni olduğu için kötülediği film.
düşünce paylaşmak güzel birşey ama abartmayın amk bu kadar da.beğenmemek ile farklı olmaya çalışan ergenler sizi.
çizgi roman uyarlaması olduğu için tarihi gerçeklik aranmıyor fakat film vasatın üstünde olmasına rağmen konusunun altında ezilmiş.
filmin geçtiği dönem ve yer alan tarihi kişilikler konusunda o kadar hassasız ki ister istemez beklentiler çok yüksek oluyor bu filmde sıradan bir film olmasına rağmen konusunun altında ezilmiştir.
cocuklugum sirasinda bol bol takip ettigim yeni bir kara murat,karaoglan tiplemesi olarak karsimiza cikan lakin umdugu basariyi birak hemcinslerine gosterilen ilgiyi bile yakalayamamıştır.
gerek senaryo, gerek oyuncular acisindan tam bir fiyaskodur. gercek anlamda hala savaş ve aksiyon filmleri icin gerekli teknik donanim buna bagli olarak da efektten yoksunlugumuzu gostermistir.
ilk slow motionun kullanildigi film olmasi karin doyurmuyor. onemli olan gişedeki basaridir. insanlarda yarattigi etkidir. devam filminin cekilmesinin sadece yerli izleyicinin cebini yolmaktan baska bir amaci yoktur. ulkemzide hala etki nsenaryo yazilmadigi gibi oyuncu kalitesizligi ve teknik donanim yetersizligi kendini ele vermektedir.
saygin ve ad birakacak yapim sadece gişe basarisi degil oyuncusundan teknik ekibine kadar yolunun acilmasini saglar.
yapimcilar bunu anlamak yerine az koyup cok hasilat kaldirma pesinde olup kalitesiz filmler ile izleyiciyi sinemalara cekme egilimindedir.
umutlarla gidilen fakat hayal kırıklıklarıyla dönülen filimdir.
öyle ki film kurtuluş savaşı öncesi , yandım ali nin superman durumları ve sex hayatı arasında sıkışıp kalmıştır. şanlı tarihimizi anlatıyorsun, bununla beraber tarihi yaratan sayısız kahramanlardan birini işliyorsun, be kardeşim boşver bu kahramanın kimlerle yatıp kalktığını anlatmayı. destan anlat, halkı tam anlamıyla işle. bırak rus, fransız hatunlarını.
oyunculuk vasatın üzerine zor çıkmış. bir dizi havası seziliyor. tarihsel öğelerle izleyiciyi sürüklerken aniden durağanlaşan ve tekrar sürükleme çabalarına giriyor filmimiz. sinemasever ile senaryo arasında bir kopukluk sezildiği anlarda birkaç milliyetçilik duygusu önplana çıkarıldıktan sonra bu duygu bir iki gözyaşı ile makyajlanıp film ile tekrardan bağlantı kurma çabasına giriyor yönetmenimiz..
elbette kenan imirzalioglu nun hakkını vermek gerekiyor. osmanlı tokatı nasıl atılır, nasıl iyi öpüşülür, nasıl karpuz fırlatılır gibi derslerine iyi çalışmış. tebriklerimi iletiyorum.
Rahmetli dedemin hayat hikayesiyle tam olarak örtüşmesede yandım aliye büyük benzerlik gösterdiği, aynı ebatlarda,aynı bıyıklara sahip olan ve aynı giysileri üzerinde taşıdığı bir fotoğrafı bulunan bir karakterdir yandım ali.kenan imirzalıoğluna hem heybeti hemde kendi karakteri bakımından çok yakışmıştır bu rol. ondan başkasıda bu rolü kaldıramazdı.