son günlerde odağını tamamen israil saldırısı üzerine yoğunlaştıran medyamızın kıyı köşe bucağında yer alan ve pek de fazla dikkat çekmeyen (ya da derinlemesine incelenmeyen); olası bir gündem boşluğu hâlinde üzerine fazlasıyla gidilebilecek gariplikte olaylar patlak verdi. Bunlar sırasıyla;
1. Gerçek ismi Mustafa Ebu el- Yezid olan El Kaide'nin 3 numaralı ismi Şeyh Said el Masri'nin Pakistan'daki operasyonlarda öldürülmesi,
2. iskenderun'da Anadolu Katolik Kilisesi Episkoposu Luigi Padovese'nin, şoförü tarafından öldürülmesi,
3. Hrant Dink suikasti davasının müdahil avukatlarından Hakan Karadağ'ın, Cihangir'deki evinde ölü bulunması olayları idi.
yanısıra birkaç ufak çaplı durumla daha karşılaştık. bunları da;
sabancı holding ceo'su Ahmet Dördüncü'nün grupla yollarını ayırıp, yerine Akbank'ta Genel Müdürlük, vesaire görevlerde bulunmuş Zafer Kurtul'un gelmesi,
ve google'a getirilmek üzere olduğu iddia edilen (ip ayarlarından da bahsediliyor elbette) yasak şeklinde özetleyebiliriz.
bu olayların gündemde neden fazla yer bulamadığını anlamıyorum.