kalbinizde boşayamadığınız sürece neye yarar boşamak kağıt üzerinde. hele bir de o kağıda imza atmak için zorlandıysanız. bir imza karşı tarafı özgür bırakacak; ve gönderecekse eğer sizinleyken aşık olduğu kadına.
bunu bilerek boşayabildiyseniz sessizce; ama ciğerlerinizden kan damlayarak. boşanma diyebilir misiniz buna sizce. koparılmasıdır bu sevdanızın içinizden doğmamış bir bebeğin katli gibi.
son celsede boşanılmıyor aşklar, eğer o son celse için boyun eğdirdilerse size. bir imza atarsınız sadece. yürür gidersiniz. kalbiniz onunla kalır o istemese de. söküp sizi o atar yüreğinden, ama siz kalbinizi istediğiniz kadar yırtının; alamazsınız ondan.
sonrası mı?
beyninizle yaşamayı öğrenirsiniz zamanla. ve aşka inancınızı yitirmişlikle.
aşkım... son celsede boşayamadım seni. benim son celsem mahşer günü. seni orada bekliyor olacağım. ihanetinin sebebini itiraf ederken tanrıya ve bana.
edit:ve yıllar sonra bu satırları okuyunca ne kadar anlamsız geldi bu duygu yoğunluğu. yok yere ne çok çaldırıyoruz hayatımızdan.
size bir öğreti: "insanların peşinden koşmayın, hayallerinizin peşinden koşun."