kurtuluş savaşına katılmış 3 gazinin hikayesini anlatan belge ve belgesel niteliğinde ki sinema filmi. filmde gazi yakup satar (süvari çavuş), gazi veysel turan(sıhhiye onbaşı), gazi ömer küyük(nişancı er) hikayesi anlatılmaktadır. filmin şu an sitesinde yayınlanan küçük tanıtım filmi gözlerin dolmasına, tüylerin diken diken olmasına, göğsümüzün gurula kabarmasına ve imanla dolmasına sebep olmaktadır.
en son gazimizi nisan 2008'de kaybetmiştik. cenazeye devletn dolayısıyla devleti yöneten hükümetin duyarsız kalması yürekleri parçalamıştır. aynı dönemde fransada 2. dünya savaşı gazisi fransız vefat etmişti. fransız devleti hükümeti en üst düzeyde cenaze protokolü uygulamış, katılım göstermiş, fransa cumhurbaşkanı sarkozy gazi için özel bir konuşma yapmıştır.
bunları düşündükçe filmin önemi ve milletimize verebileceği ders ve duygular dahada önem kazanıyor. 24 ekim 2008'de gösterime girecek olan filmin recep ivedik'in rekorunu kırması dileğiyle...
29 ekim'de mustafa yerine gösterime girmesi gereken film iken ne yazık ki medyada gereken ilgili göremediği için ileri bir tarihe ertelenmiş film. izlemek gerek.
(bkz: yakup satar)
(bkz: veysel turan)
(bkz: ömer küyük)
az önce fragmanını seyrettiğim ve gözlerimin dolmasına sebep olan filmdir. bir ulusun kurtuluş mücadelesine katılmış 3 ihtiyar delikanlının (tanrı rahmet eylesin)hikayesi. fragmanda özellikle helallaşmaları ve bir gazinin digerinin sakalını taraması etkiledi beni. nesli çölgeçen sponsor bulamamış filme zorluklarla çekilmiş dün habertürkte izledim. doğru üç gazi bir recep ivedik etmez degil mi?
özellikle çocukları ve gençleri seyretmeleri için can-ı gönülden teşvik etmemiz gereken gerçek kahramanların belgeseli. artık onlar yoklar. bari anıları, görüntüleri,ülkemizin bağımsızlığı için yaptıkları ve cesaretleri zihnimize kazınsın. *
akıbetinin 120 filmi gibi olmasına bu defa müsade etmeyeceğimizdir. bugün gösterime girecek.
hedef kitle bana göre öncelikle geleceğimizin varisleri * olmalıdır. 120'yi ivediğe feda ettik, son buluşma mustafanın gölgesinde bırakılmamalıdır. *
''Nesli Çölgeçen Türk sinemasının esrarengiz figürlerinden biridir. Züğürt Ağa filmiyle Şener Şen'e, Atıf Yılmaz'ın Değirmen'i ve Yavuz Turgul'un Muhsin Bey'iyle birlikte en iyi üç rolünden birini, Türk sinemasına da en iyi komedilerinden birini hediye etmiştir. Çölgeçen'in hayatta kalan istiklal Savaşı gazilerine ilişkin bir belgesel yapması fikri bile ilginç. Hele de Züğürt Ağa'nın çok üzerinde durulmayan, gizli temalarından birinin yaşlılık, Learvari bir kocamışlık, dolayısıyla iktidar kaybı fikri olduğu düsünülürse... Son Buluşma'ya da bu yüzden en azından Mustafa gibi paketlenmiş gıcır bir TV belgeseli azmanı görmeyeceğim umuduyla gittim...
--spoiler--
...Ne yazık ki sadece bir nevi çocuklaşmış ihtiyarlık fikrinin, yakın çekimlerle çoğaltılması gerçekçiliğinden (ve matraktır. Lear'in kızlarına benzeyen bir sürü de yaşlı kadından!) başka bir şeyle karşılaşmadım. O kadar ki filmin akışı içinde bu antropolojik naturalizm yerine daha geleneksel belgesellerin eski fotoğraflarına, belgelerine zumlanmayı, hatta hatta Mustafavari bir anlatıcı sesinin kadifesini özler oldum. Ne gazilerden ne Cumhuriyetten yana bir bilgi, bir izlenim, bir yönetmen görüşü edinemedim.''
--spoiler--
(kaynak: türkiye manzaraları... - fatih özgüven - radikal gazetesi)
nasıl bir filmdir ki fragmanını izleyeleri bile ağlatır?
onların güldüğü sahnelerde buruk bir gülüş yerleşiyor içinize. vizyona girdiğinden haberimiz bile olmadı bu filmin. niye? sponsor bulamamış da o yüzden.
ermenileri katletik deseydi oscar alırdı muhakkak. tarihi çarpıtsaydı koç-sabancı falan sponsor olurdu kesin!
yönetmenin yaptığı sadece onları ekrana getirmek olmuş. yorum yapmamış, kendi fikrini iliştirmemiş. sadece üç gaziyi bir araya getirmiş. yani tarihi saçma sapan anılardan değil doğrudan yaşayanlardan aktarmış.
bu filmin ne sanatsal içeriği aranır ne çekim açıları. yalandır bu filmde sinema eğitimi. bu filmin özü vardır sadece o da anlayana.
çoluk çocuk gidilmesi gerekn bir filmdir.
sonlarına yetişsemde sarıp sarmaladı bu film.
şimdi pişmanım bu filmi daha önce seyretmemiş olduğum için.
harikaydı tek kelimeyle.
beni en çok ömer dede etkiledi o son sözüyle.
şu anda trt 1 ekranlarında, gözlerim dolarak, ağlamamak için kendimi zor tutarak izliyorum. vatan hainleri özellikle siz izleyin, izlerken imralı da yatan liderinizle gazi dedelerimiz arasındaki milyonlarca farkı bulmanız zor olmayacak!
dedelerden biri anlatıyor: "kürt bir çavuş vardı. 10 tane düşman öldürmeyen adama asker demem" derdi.
şimdi o vatanı koruyan, düşmanı denize döken kürtlerle bir şekilde biz düşman edildik.
dış ülkelerin oyunlarına ne çabuk geliyoruz. şaşırmamak mümkün değil.
filmin finalinde dedelerin ölüm tarihleri ve ömer dede'nin son sözü insanı kahrediyor.
akşam akşam ağlattınız ya beni ne diyeyim bilemedim.
anlamını, geride bıraktıkları millet adına burukda olsa, cennette elele, gönül gönüle buluşarak yerine getirmiş olan vatan kaharamanlarının, son buluşmayı gerçekleştirmeden hemen önce bizlere hatıra olarak bıraktıkları, insanı burka burka gururlandıran trt yapımı.
şehitlerimiz ve gazilerimiz son buluşmalarının ardından asıl son buluşmaya hazırlanıyorlar.
birgün gelecek bu millet her ferdi ile, taçlandırıldıkları son mekanlarında vatan kahramanlarıyla son kez ve sonsuza dek buluşacak.
sonlara bu açıdan baktığınızda, insan o son an için içten bir sabırsızlığa kapılmadan edemiyor.
üç kurtuluş savaşı gazisini, üç vatan evladını, üç gerçek kahramanı anlatan belgesel niteliğinde filmdir. yakup satar, veysel turan ve ömer küyük. bu nur yüzlü üç dedenin anılarını ve ölmeden önceki son hallerini görürsünüz bu yapımda. anlayan için çok ders çıkarılabilecek bir yapımdır. hele ki, birbirleriyle buluştukları sahneler var ya, ağlamaklı eder hatta ağlatır adamı.
bu yapımda emeği geçen herkese tek tek teşekkür etmek boynumuzun borcu. yetkili biri olsam, bu yapımı izlememiş kimse kalmayana kadar tv kanallarında yayınlattırırdım. ruhları şad olsun.
(vid:#54872)
kansızlerin ve şakirtlerin izlememsi gerek belgeseldir çünkü türkiye cumhuriyetinin gazilerini anlatır, onların atalarının denize dökmüş kişileri izlemek kanlarına dokunur.