klişe bir tabir ile, ''doğru insan''ı bulduğunuz da söylenmesi gereken söz. zira her doğru bazen yanlış yollara sapabilir, söylemeden önce çok iyi tartmak vacip gelir.
ferhat göçer bahar şenlikleri için gelmişti benim güzel üniversiteme. ^^cennet'in^^ her tarafta bangır bangır çalındığı zamanlardı. gittik eğlendik sahne performansı çok iyi olan bu adamla. zamanla medyada çok yer alması, kendi kasetlerini satın alması şuydu buydu derken çok soğudum bu adamdan. ta ki bu şarkının şu kısmını dinleyene kadar.
''sen son aşkım, son ümidim olacaksın
kalbimde her zaman tek kalacaksın
ruhum dudaklarında hayat buluyor
yaşadığım en büyük aşk sen olacaksın.''
keşke sevdiceğim yanımda olsaydı da şu şarkıyı ona bakarak söyleseydim diye üzülmeme sebep olmuş şarkıdır bu.
kendisinde pek hazzetmesem de, söylemiş ve de yapmış olduğu birkaç parçasıyla gönlümü fethetmiş olan ferhat göçer in duyduğum andan itibaren kopamadığım son güzidelerinden. çok sevdim ikimizi gibi megaloman bir yaklaşım taşıyan son albümünün inci tanelerinden birisidir, ki bir de bu parçayı, mayıs ayında, yeni yeni doğmaya başlayan güneş altında dinlemek lazım; o zaman başka olur tadı.
deli oluyorum
belki de aklımı çoktan kaybettim
artık benim olmasan da ömrümü sana tükettim
seveceğini bilseydim
yalvarır sana ne olur dön derdim
döneceğini bilseydim
yoluna milyonlarca gül sererdim
zamansız geldin biraz, ben de tam ağlıyordum
elimde bavulum burdan çekip gidiyordum
yanımda bana aldığın ufak oyuncağım
sorma neden diye
sen anlamazsın
son aşkım olacaksın
canımdan kopuyorsun
geceler uzadıkça gündüzü yok ettim
sana anlatamasam da
gururumu hapsettim
zamansız geldin biraz, ben de tam ağlıyordum
elimde bavulum burdan çekip gidiyordum
yanımda bana aldığın ufak oyuncağım
sorma neden diye
sen anlamazsın
son aşkım olacaksın
--spoiler--
Arabaya bindikten sonra, "Ne çok özlemişim seni, pürüzsüz tenini ve bana her baktığında beni benden alan o gözlerini," diyerek elini saçlarımda gezdirdi. Ben de ona sarılmayı, evet ben de, ben de seni çok özledim demeyi istiyordum ama bunu yapmamak için kendimle çok mücadele etmem gerekiyordu. Ona baktığımda eriyip gidiyordum. Ona dokunmamaya nasıl dayanabilirdim ki? Ayrılacak olsak da son kez olsun sarılayım dedim. Ve o araba kullanırken daha fazla dayanamadan başımı omzuna yasladım. Sağ elimle ona sıkıca sarılıp, sol elimle de saçlarını okşuyordum. Hiçbir şey söylemiyordum ama hareketlerim ona duyduğum sevgiyi ve onu ne çok sevdiğimi anlatıyordu. O benim bu davranışlarımla çok mutlu oluyordu. Yine de yüzünün ifadesi kaygılı olduğunu ele veriyordu. Sanki ona söyleyeceklerimi hissediyor gibiydi.
--spoiler--