inek tip değildir aslında o. sınav sonuna kadar kopya umudunu ya da Allah'tan gelecek bir mucizeye olan inancını kaybetmeyen öğrencidir. candır, ciğerdir.bitanedir.
inek olan ilk bir saatte kağıdını doldurur çıkar. neyini düşünecek yarım saat?!
Bir de sınavdan en erken çıkan öğrenci tipi vardır. Sınavdan çıkarken bir de kollarını havaya kaldırmak sureti ile sırıtarak sınıfı selamlar ki asıl gıcık olunan tipler bunlardır.
kimisi inekliğinden kimisi de sınav stratejisinden bekler. sınavın sonlarına doğru çoğu hoca yumuşar, rahat bırakır kopya çekebilirsiniz başkasına bakabilirsiniz. yada hoca imana gelir son dakika yardım eder bikaç soru söyler falan... sınavın sonuna kadar beklemek iyidir. *
inek olan zaten sınavın sonuna gelmeden yapar çıkar kardeşim, inek olmayan sınavın sonuna kadar kalır ki ordan burdan bişeyler araklayayım diye. hal böyleyken onlarda kopya sayesinde ineklere yakın oranda not alabilmektedirler.
hayır efendim ne ineği kabul etmiyorum etmiyeceğimde. geçen hafta aflı ortalama yükseltme sınavı vardı daha önceki sınavda yaptığım hatayı tekrar yapmayıp sınıfta tek kalana kadar bekledim, ve beklediğim olay gerçekleşti hocalar soruları çözmeme yardımcı oldu velakin son dakikaya kadar beklemek kesinlikle ve kesinlikle ineklikle bağdaştırılamaz. kimi zaman, çıkar, içinde olabilir.
sınav süresinin sonlarına doğru, salonda bekleyen gözetmenin de yavşamasından ötürü "kopya çekerim böylelikle bir soru daha yaparım" diye düşünen tip de olabilir. olmayabilir de.
en mükemmelini yazmak, en dolu kağıdı vermek için götünden ter akan tiptir.
sınav basittir, soru sayısı azdır. 15 dakikada bitirirsiniz. sağa sola bakarsınız kimsenin çıkmaya niyeti yok. sizi bir stres alır ki akıllara zarar. tekrar kağıda bakarsınız ne atladım lan ben acaba diye.
üniversitede nevilerini görmenin mümkün olduğu tiptir.
ben de bir kez bunlardan biri olmuştum. * ama benimki ineklikten değil sığırlıktandı.
birinci sınıf. hukuk felsefesi diye bir ders var. ben ve benim gibi iki arkadaşım finalden önceki akşam berabermişiz. bırak çalışmayı, daha sınavın konusunu bile bilmiyoruz, o derece kötüyüz yani. neyse sınavdan önce sözleştik; dedik ki baktık yapamıyoz siktir edip çıkalım ortaköy'e gidelim, orda yazarların evi diye bi mekan var, birer duble yuvarlayalım.
girdik sınava işte, bi baktım konu hegel. ben de zamanında hegelle ilgili bi makale mi okumuşum ne, aha dedim koyduk çocuğu. arkadaşlardan biri 10 dakika içinde çıktı, diğeri 15 dakika falan dayandı. ama gerizekalı ben kafaya koymuşum o sırada bütünlemeye bırakmayacam o dersi.
bir buçuk saat falan yazdım, sonra çıktım bunları aradım falan. bunlar mekana geçmişler. yanlarına gittiğimde arkadaşlar bana bi temiz kaydılar. ben de boş durmadım, artizlik yaptım "hoca ben biliyom hegel'i yea" falan diye. neyse o gün konu kapandı.
bir hafta falan sonra sonuçlar açıklandı: bu iki salak 15 almış, ben 25. haliyle hepimiz kalmışız. o gün bugündür ne zaman konusu açılsa hayvan gibi dalga geçer bu pezevenkler benimle.