Somuncu Baba, durumunun anlaşılması üzerine; "Sırrımız fâş olup, herkes tarafından anlaşıldı." diyerek, Bursa'dan gitmek istedi. Bir sabah erkenden, Gavas Paşa Medresesinden birkaç talebeyi yanına alarak yola çıktı. Somuncu Baba'nın Bursa'yı terketmekte olduğunu işiten Molla Fenârî, koşarak bir çınarın yanında arkasından yetişti. Gitmeyip Bursa'da kalması için çok yalvardı, ricâlarda bulundu. Fakat kabûl ettiremedi. Sonunda, Bursalılara duâ etmesini istedi. Somuncu Baba, bu çınarın yanında Bursa'ya yönünü dönerek, feyizli, bereketli bir şehir olması ve yeşil olarak kalması için duâ etti ve vedâlaşarak ayrıldılar. Bursa'da bu çınarın bulunduğu bölgeye"Duâ çınarı" denildi.
Türkistan'daki Buhara şehrinden yola çıkarak Mekke - Medine'yi dolaştıktan sonra 1389 yılında Bursa'ya yerleşen Muhammed Şemseddin, gösterdiği kerametlerle bir anda halkın sevgisini ve saygısını topladı.
Yıldırım Bayezid'in kızı Hundi Hatun'la evlenen Muhammed Şemseddin halk arasında Emir Sultan adıyla anılır oldu. O, halkı din yoluna çağırırken Padişah'ı da bazı konularda uyarıyor, O'na yardımcı oluyordu.
Bu arada, Emir Sultan'dan önce Bursa'ya gelip yerleşen ve her gün çarşıya gelip:
-Somun var müminler, somun var!
diye ekmek satan bir ulu kişi daha vardı ama halk, "Somuncu Baba" dediği bu zatın kerametlerinden habersizdi.
Günlerden bir gün, Yıldırım Bayezid'in damadı Emir Sultan hazretleri, elindeki çömlekle birlikte bu zatın fırınına çıkageldi! Ekmeklerle birlikte çömlekteki yemeğin de pişirilmesini istiyordu.
Somuncu Baba, küreğin üzerine koyduğu çömleği fırına sürmeye çalıştı ama, nafile! O küçük çömlek fırına bir türlü girmiyordu!..
Somuncu Baba, geride durup seyreden Emir Sultan'ın yüzüne baktı ve yüzünde beliren tatlı bir tebessümle konuştu: "
-Anladım... Bu işi ancak sen başarabilirsin!
Emir Sultan küreği aldı ve kolayca içeri sürmeyi başardı. Ama fırının içinde ateş yoktu ve soğuktu. Soran gözlerle ama tatlı bir tebessümle Somuncu Baba'ya baktı. Somuncu Baba yine aynı eda ile konuştu:
-Bekle... Az sonra pişer!
Karşılıklı gösterilen kerametlerden sonra iki ulu kişi birbirlerini tanıyıp dost olmuşlardı.
Niğbolu zaferinin anısına Bursa Ulu Cami'yi yaptıran Yıldırım Bayezid, açılışı damadının yapmasının uygun olacağını düşünmüştü. Cuma günü, kalabalık cemaatin önünde seslendi:
-Ya Emir! Kapıları sen aç ve cemaata vaaz edip namaz kıldır. Veli kişi olduğun için bu şeref sana aittir!
Emir Sultan cevap verdi:
-Hayır Sultanım! Bu şerefi Şeyh Ebu Hamideddin-i Aksarayi hazretlerine vermelisiniz!
-Bu zat kim ola ki?
-Belki duymuşsunuzdur Sultanım... Somuncu Baba derler bir ekmekçi koca vardır. Ulu Cami işçilerine de ekmek satmıştır. işte bu zat O'dur!
Somuncu Baba:
-Ne ettin Emirim, bizi ele verdin!
diyerek bütün alçakgönüllülüğüyle camiyi açtı, kürsüye çıkıp vaaz ve nasihatlerde bulundu. Herkes O'na hayran olmuştu.
Rivayete göre Somuncu Baba camiin her kapısından aynı anda çıkmıştır.
emir sultan bir gün kendisini fınınında ziyarete gitmiştir pişirilmeye hazır toprak kapta yemek ile. somuncu baba emir sultan' ın yemek kabını küreğe koyar ve fırına verir ve bir süre sohbet ederler ayaküstü, derken somuncu baba yemeği kürekle fırından çıkartmak isterken yemek bir türlü küreğe gelmez ve emir sultan a dönüp gel yemeğini kendin çıkar der ve emir sultan küreği alıp fırına daldırır yemeği çıkartır çıkartmasına ama yemek el değmeyecek halde sıcak ve pişmiş olduğu halde fırının içinde ateş olmadığını görür ve o zaman somuncu baba' nın bilgisinin derinliğini sezmeye başlar. ulucami açılışında da emir sultan' a ilk hutbeyi okuması için ricada bulunulmuştur fakat o somuncu baba' yı işaret ederek : "o varken bana ilk hutbeyi okumak düşmez" demiştir.
Sözlükte somuncu baba nickiyle at koşturup kendisini efsane ilan eden bi yazar. Yazmasa daha iyi aslında ama malesef yazar.. yazmaması ümidi ile esen kalın efendim.
malatya'nın ilçesi olan darende'deki türbesi aynı zamanda çok şahane piknik ve gezi alanları ve huzur veren adeta büyüleyici ortamı ile tam ziyaret edilesidir.
bursa ulu camii'nin açılışında ilk hutbeyi okuyan kişi olduğu söylenen evliya.. fatiha suresinin yedi ayrı anlamını açıkladıktan sonra çıkışta ulu camii'nin her kapısından çıkanlarla el şıkışmış ve milletin duruma uyanması üzerine bursadan ayrılmıştır..
bursa / ivaz paşa semtinde türbesi olan, 1999 yılında deprem esnasında mucizevi bazı şeyler görülmesini sağlamış islam din büyüğü. savaş sırasında bir metre karelik küçük bir fırından bursa askerlerine ekmek yetiştiren farklı güçleri olduğuna inanılan kişi.
küçücük fırınında yaptığı ekmeklerle ve bereketiyle tüm kenti doyurduğu rivayet edilen hazret. fırını ve yanındaki dergahı bursa'da dağın eteklerinde bir yerlerde. kürekleri de hala durmaktadır.