Ortalama 105 tl civarındaki kilogram fiyatıyla artık nerdeyse ham petrolün varil fiyatının 3 te 1 ine denk gelen rakamlarda (42.54 x 7.75 = 329,69) satılan ithal ve pahalı olan bir balık türü. Rengi de baya güzelmiş..
tencerede buğulama ya da fırında dilim patatesle birlikte pişirilmesi makbul olan lüks balık.
ismini bu et renginden almış olan pembe turuncu beyaz karışımı renktir ayrıca.
sağlam pahası olan, egzersiz sonraları için ideal protein geri-toplayıcı ve aynı zamanda mantaliteyi anti-depresif geliştiren bir balıkcıktır. dünyaya gelen en faydalı şeylerdendir. omega-3, zengin aminoasit, folik asit ne ararsan var.
seramik ya da teflon tavaya biraz zeytinyağı dökülür. üzerine tuz, karabiber, ve zencefil eklenir, yarım limonun biraz suyu sıkılır. somon balığı üzerine koyulup her iki tarafı da bu yağa bulanıp kısık ateşte kapağı kapatarak pişirilir.
sonra da afiyetle yenilir. he yanına üzerine limon sıktığın havuş salatası yapabilirsen daha iyi olur.
somon balığı omega yağları bakımından zenginliği sebebiyle bayanların tercih etmesi gereken, ateşi uzaktan görünce dahi pişmeye başlayan, hem pratik hem lezzetli bir balık türüdür.
buralarda kesfettigim balik turu. yani gunun her saati yersiniz. salata da olur firinda olur. davetlerde somon havyar ikilisi vazgecilmez zaten.
hem faydali hem lezetli. *
fakir olmasam her gün bunla beslenmekten usanmayacağım yiyecek. bir de norveçtense tadından yenilmez hayran hayran izlenilir kokusu içe çekilir. yemeye kıyılamaz off. bazen zengin olmayı isteme sebebi tek başına bu balıktır.
en sevdiğim balık türü, sanılanın aksine en güzel somonu norveç'te değil, türkiye'de yedim. çünkü norveç'te balıkları donduruyorlar, bir kaç ay sonra pişirdiklerinde taş gibi oluyor, balığı bıçakla kesmek bile zorlaşıyor, ama vikingler kese kese ustalaşmışlar o ayrı.
SOMON
Yumurtadan çıktığındaki ıslaklığı özleyen
Sorunsuz bir somonsun;
Salkımına tutkun bir çitim,
Çitimine borçlu bir üzüm tanesi...
Taşın çimende boğulduğu gün
Binlerce can üflemişti annen
Tortu ve ay karışımı otlaklara,
Ve sen unutamıyorsun hâlâ
Aşkla delilik çarpışmasını
Şimdi, daha güzel şey var mıdır
Yatık şarabın keyfiyle
Kolay bir adada uyumaktan,
Nasılsa hüzün turnalara kayıtlı
Ateşi sınamak da akrebin gözlerine,
Haydi, şu çorba kasesine koy da hırkanı
Bir dağlı masalıyla avunadursun
Sen de, incinmeyen sedef bıçaklar gibi
Nereye istiyorsan, oraya sokulursun
Bunları söylerken bilmiyordum:
Gözlerin göç yollarında bir uzunçalar;
Zorlamada kepenklerini rahat tımarhanenin
Yeni karnıbaharlar açacaksa kovuklarda
Kınından sevinçleri taşıman var.
Bilmiyordum, gizli yerlerinde çiçeklenen hıncı
Yosunlu bir kiliseye sığınmak için
Parlatmanı onurlu pullarını...
Bu ırmak romanın ilkisin:
"Kendi imkansızlığında Yeşeren Menekşe"
"Öp" ve "anlat"larla geçiyor ünsüz ölüler
Çerçevelerden taşan ikinci yaşamlardan,
En çok körebeyi oynamıştır güvercin de
boynunu vurdurarak alkışlı törenlerde,
Sen de geçebilirsin istersen
Vitraylar kırarak kubbeleri
Ama unutma;şehri şakağına dayayıp
Camlara adamalısın gölgeni