someone like you

    82.
  1. sözlerinin ingilizceden doğrudan tercümesi aşağıdaki gibi olan şarkıdır:

    Nikahına beni çağır sevgilim
    istersen şahidin olurum senin
    Bu adam kim diye soran olursa
    Eski bir tanıdık dersin sevgiim
    Hayaller kurardık biz yıllar önce
    Hiç yoktu hesapta ayrılık bizce
    Bilirsin ne kadar görmek isterdim
    Beyazlar içinde seni öylece

    Garibin biriysem sevemezmiyim
    Aşkla karın doymaz diyen benmiyim
    Şimdi çok zenginsin ben ayrı garip
    Sana bir buket gül veremez miyim
    Nikah masasına oturdun işte
    Dayanmak çok zormuş böyle sevince
    Sana mutluluklar sözüm kardeşçe
    At artık imzanı git biran önce
    21 ...
  2. 5.
  3. mükemmel ötesinde bir derecede, kişiyi anında darmadağın edebilecek etkiye sahip bir adele şarkısı. sözleri ve linki de verelim tadından yenmesin.

    &feature=player_embedded#at=219

    --spoiler--
    I heard that you're settled down,
    That you found a girl and you're married now,
    I heard that your dreams came true,
    Guess she gave you things I didn't give to you,
    Old friend, why are you so shy?
    Ain't like you to hold back or hide from the light,

    I hate to turn up out of the blue uninvited,
    But I couldn't stay away, I couldn't fight it,
    I had hoped you'd see my face,
    And that you'd be reminded that for me it isn't over,

    Nevermind, I'll find someone like you,
    I wish nothing but the best for you, too,
    Don't forget me, I beg,
    I remember you said,
    "Sometimes it lasts in love,
    But sometimes it hurts instead,"
    Sometimes it lasts in love,
    But sometimes it hurts instead, yeah,

    You know how the time flies,
    Only yesterday was the time of our lives,
    We were born and raised in a summer haze,
    Bound by the surprise of our glory days,

    I hate to turn up out of the blue uninvited,
    But I couldn't stay away, I couldn't fight it,
    I had hoped you'd see my face,
    And that you'd be reminded that for me it isn't over,

    Nevermind, I'll find someone like you,
    I wish nothing but the best for you, too,
    Don't forget me, I beg,
    I remember you said,
    "Sometimes it lasts in love,
    But sometimes it hurts instead,"

    Nothing compares,
    No worries or cares,
    Regrets and mistakes, they're memories made,
    Who would have known how bittersweet this would taste?

    Nevermind, I'll find someone like you,
    I wish nothing but the best for you,
    Don't forget me, I beg,
    I remember you said,
    "Sometimes it lasts in love,
    But sometimes it hurts instead,"

    Nevermind, I'll find someone like you,
    I wish nothing but the best for you, too,
    Don't forget me, I beg,
    I remember you said,
    "Sometimes it lasts in love,
    But sometimes it hurts instead,"
    Sometimes it lasts in love,
    But sometimes it hurts instead.
    --spoiler--
    17 ...
  4. 12.
  5. şunları yazarken dinlediğim, eskimeye yüz tutmuş ama anıları taze adele eseri.

    seninle bir hayatımız olsa, muhtemelen saçma sapan olurdu. ben gitme yanımdan diye türlü şebeklikler yapardım sen şımarıklığıma göz yumar, "bak canım"lı cümleler kurardın. ben laftan anlamazdım. bir gün sokak ortasında bağıra çağıra kavga eder, akşamına balkonda sarılır çay içerdik. eğer, seninle bir hayatımız olsaydı.
    şu an seninle bir hayatım var ama hayatımız yok. yakında bir zamanlarda o da olmayacak. dün seni rüyamda göremedim mesela. zamanla her şey unutulur bunun altını çizecek değilim ama o zamanla alıp veremediğim çok, koskoca bir savaş hazırlığındayız. muhtemelen o kazanacak, bir nevi ben sensiz kalacağım. zaten öyleyim ya olayı resmiyete dökeceğiz. ne kötü. bir hayatımız olamadı. "ben seni çok severdim ya" deyip gözlerimi büyüttüğümde gözlerine doğru. "ben de seni çok severdim" dememiş olsaydın bir hayatımızın olamayacak olması bu kadar acıtmazdı. aynı düşünüyor ama ayrı kalıyor insanlar burada. ben o insanlardan sadece biri, en savunmasız, en 'sadece istiyorum seni' diyebileni. sen öyle değilsin ama yepyeni hayatının arifesinde, alışkanlıkları bilmenin güveniyle, emin adımlarla, dik duruşlarla. "güzel bir hayatımız olacak." diye fısıldayacaksın bu eylül güzel bir kadının kulağına. o senden daha mutlu, çok daha aşık olacak belki. "evet biz seninle bu şehre doyacağız, birbirimize asla!" kabilinden cümleler kuracak sana. ben sana/size uzaktan bile bakamayacağım. birkaç cümle var elimde bir süre yetinmem gereken, birkaç bakış, birkaç tat, birkaç da gülümsemen takılı kaldı aklımda. onları da hafızamdan silmek zorundayım. yetinmeyi bilemeyeceğim için unutmam gerekiyor. oysa bambaşka hayallerin peşindeydim, o kadar hazırdım ki varlığına. yokluğunun bu kadar rahatsız edeceğini bilemeyecek kadar çok hazırlanmıştım. her gördüğüm anı hafızama kazır, her cümlenin içine düşer, hiçbir söylediğine mantıklı cevap veremez, aptal aptal yüzüme su çarpardım o saçma sapan merdiven altında. "çok dalgınsın, sorun yok değil mi?" sorusunu tutar "seni önemsiyorum, kendine iyi bakabiliyor musun bakıyım sen?" olarak anlardım. (seni severdim, pek çok severdim artık sevebilirdim diyorum. ihtimal cümlesi değil ki bu, bitti gitti çok geç kalındı evresi.)
    bir gün tuttun "ben bir şey yapmadım ki" dedin. hiçbir şey yapmadın evet, ne varsa hepsini ben yaptım duvar örer gibi bir bir dizdim tuğlaları. ama sen hiçbir şeyi bozmadın, izin verdin, bıraktın, rahat ettim. bozacağın anı beklediğini bilemedim. duvar bitmişti tam da, tuttun bozdun tek bir cümleyle yerle bir ettin. öylece kaldı bir süre her şey. çok güçlüydün tozu bile kalmadı ortalıkta ama ben öyle olamadım, hepsini aldım yığdım bir kenara. tekrar birleştireceğim. herhangi bir yerinde sen olmayacaksın. o duvara iki sevgili oturacak bir gün. on bir on iki yaşlarında, ellerinde gazoz şişesi, gözlerinde güneş, kulaklarında da "amie" olacak. usulca toprağa değip birbirlerine güzel laflar edecekler. erkek kıza dönüp "seni çok seviyorum" dediğinde kız şüpheyi atıp gözlerinden, "seni çok seveceğim" diyecek. geleceğe güvenen ve geçmişi mutlu hatırlayabilen insanlar olacak hep hayatta. ben onları uzaktan izleyeceğim yine. sana kahvaltı hazırladığım ama senin sadece çay içtiğin günü hatırlayacağım. tek şekerli ağzını, yorgunluktan sızlayan ellerini hatırlayacağım sonra parmakların benzerliklerinden bahsettiğim anları. ama yüzünü unutacağım çünkü yüzünü unutmadıkça başka yüzleri göremiyorum. bu yalnızlık demek bu büsbütün kimsesizlik demek. sensizlik de bu demek. ama onca insanı bi kalemde yok sayarsam ilerde senli hayallerde, senli ve yanındaki güzel kadınlı düşüncelerde kendimi hiç sevmediğim bi duygu nefesimi keserken, sensizlik canımı acıtırken, yanındakileri kıskanmaktan kendimi kaybederken bulur, o karmaşada boğulurum ben. seni bu gece unutacağım ve sonsuza kadar.
    12 ...
  6. 163.
  7. 11. Nesil caylak.

    Bana da misir verin de bir film acalim bu konu da kapandi.
    10 ...
  8. 161.
  9. 9.
  10. 137.
  11. bazen kendimce türkçeye çeviriyorum,

    aman neyse ben de senin gibisini buluruuuğğğuumm uğuuum
    sana da hayatta en iyisini diliyoruuuummm
    yalvarırım sanaaaa.. beni unutmaaaa

    baktığın zaman çok basit aslında. di mi? işte yabancı dil... bir lisan bir insan iki lisan iki insan... matbaanın geç gelmesi.. hep bunlar etkili.
    10 ...
  12. 20.
  13. Nevermind, I'll find someone like you.
    I wish nothing but the best for you too.
    Don't forget me, I beg, I remember you said:-
    "Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead".
    7 ...
  14. 16.
  15. adelenin muhteşem ötesi şarkısıdır.rolling in the deep şarkısından daha hoştur bana göre.bugün en az 10 kere dinlediğim şarkı.
    6 ...
  16. 8.
  17. gece gece insanın aklını alan, defalarca kez dinlenmeye sebep olan adele'nin muhteşem şarkısı. kesinlikle tavsiye etmem, hele de bu saatte.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük