"banane" diyorum, benim karnım tok, daha yeni kahvaltı yaptım. ama yine de insanın gözüne batıyor dünyanın -her ne kadar küre şeklinde olsa da- yaklaşık olarak ortasından gelen açlık haberleri ve yardım kampanyası anonsları.
insanevladının pis karakterine ve kendisini sürekli tekrarlayan davranış kalıplarına aşina olduğum için aklıma ilk gelen soru "bu ülkelerin doğal kaynakları nedir?" oluyor. ülkelerin ve dünyada savaş ve katliamı meşru kılabilen zenginlik kaynaklarının ingilizce isimlerini arama motoruna yanyana koyunca bazıları mutlaka sonuç veriyor.
yarım saat içinde bu üç ülkenin halkını nesiller boyunca rahat yaşatacak kaynakların varlığı ve kimlerin bunlarla ilgilendiği hakkında bilgi ediniyorum.
benim yarım saat içinde edindiğim bu bilgi nasıl oluyorda unicef, kızılhaç, kızılay gibi yardım kuruluşları ve büyük haber kuruluşlarına "hava çok sıcak, kuraklık ve kıtlık ortamın içine sıçtı" olarak yansıyor, bilmiyorum.
yalnız ya yeraltı kaynakları yeterli seviyede değildir kimse ilgilenmiyordur. ya da zengindir, biraz beklesin, önce diğerlerini bir sömürelim burası yastık altı olarak kalsın, ayrıca halkı açlıktan sefillikten inletelim sonra da gelince oley büyük amerika büyük avrupa densin diye bekleniyordur.
Başka da bir açıklaması yoktur. ancak bu durum oradaki açlıkla mücadele eden gariban halka yardımı da engellemeli.
bu kaynakların peşinde benim kısa araştırmamdan farkettiğim, a.b.d., avrupa, çin ve suudi yatırımları var.
ve bu sadece doğu afrika'daki 3 ülke hakkında. geçen sene açlık haberlerinin geldiği(*) batı afrika'daki nijer ise zengin uranyum kaynaklarının kurbanı.
açık dünya haritasında afrika'nın en ortada olması o yüzden anlamlı görünüyor. dört bir yandan ziyaretçileri eksik olmuyor.