Hiçbir şey. Nasıl olsa 10 gün sonra unutacak kadar boşvermişiz her şeyi. Sadece tvden seyredip üzülüyoruz hoş bazıları onu bile yapacak cibilliyette değil ama ne söylesek boş. iktidar, oc taşeronlar, 300 500 lira daha ödememek için çocuk isci calıstıran işletmeler,reddedilen soma önergeleri, tuzluktan farksız sendikalar(!) Vs hepsi masum göreceksiniz. Suçlu sedyeye çizmelerini koyup o sedyeyi kirletmeyeyim diye mahçup ve mazlum maden işçisi aslan kardeşim ve biziz! Yersen. Her şey bir yana Ama şunu öğrendim: maden işçileri ne mükemmel ne onurlu insanlar. Onları çok seviyoruz. Bu devlet onların hakkını ve çizmelerindeki emeği Asla ödeyemez. Ben pis işlerde, milletin horlayarak baktıgı üst başla ekmek parası kazanan bir insan olarak söylüyorum bunları.
Ekmeğini canını ipotek ederek kazanan insanların ülkesindesiniz günaydın!
Millet iradesi diyenlerin milletin gerçek katili olduğunu öğrenmektir. Daha en büyük galeriye girilemediği halde 245 vatandaşımız ölmüş! Bu kayıpların, bu ayıpların hesabını kim verecek?
Nolur bu dramatik şeyi ululaştırmayın. Nasıl bir bokun içine battığımızın resmidir bu. Alçakgönüllülük, büyüklük değil bu! Kelimenin tam anlamıyla zavallılık, ezilmişlik, sindirilmişlik... Günde 12 saat yer altında 900 liraya, sosyal haklarından mahrum bi şekilde çalışmaya mecbur kalan; olayda 300 civarı mesai arkadaşını, can dostunu kaybeden bir emekçinin canını zar zor kurtardıktan sonraki sözleri bunlar olmamalı... "Sedyenizi seveyim, bizi bu hale düşürenlerin de anasını seveyim." derse belki bir şeyler değişir.
türkiye.
şöyle dört madenci öldüğünü sandığımdan hiç araştırmadım. bugün öğrendim 3 şey.
bir;
artık alıştım bu ülkede bir şirketin, herifin karı, destanı için insanların bir bir ölebileceğine, artık sayısı çok değilse sınavlardan başımı kaldırıpta bakmıyorum, bakmadım. 4 kişi 4 aile 4 yetim doğal bu ülkede.
iki;
238 kişi ölmüş. son hatırladığım tüm rakamlardan fazla. çıkmışlar hala savunuyorlar, kader diyorlar. şu insanların kader kavramına hastayım. mağdur edebiyatlarına hastayım. gezicilere vatanın malına zarar verdi demelerine hastayım.
madencinin 12 saat çalışıp sonrada karbonmonoksitli, göçük altında bir kaderi varsa şayet size göre
rabia diye tutturduğunuz şey de mağdur edebiyatı yapma hakkınız yok, madenci gib paşa paşa kader olaraktan yaşasınlar, ölsünler. ölürken sedyeyi de kirletmesinler.
ya da bu hak yeme olayı putunuza ve çevresindekilere göre farklı mı gözünüzde.
üç;
her zaman ki gibi zalimler, şakşakcıları ve ezilenler.
Bu gibi olaylarda bir birimize kenetlenmemiz gerekirken, malesef su parti, bu parti diye bir birimizden uzaklastigimizi ogretmistir. Ne uzucu bir durumdur...