Umutlarım var benim,
Çocuklarım var.
Karım kızım,
Mutluluklarım var.
Ardımda ağlayacak bir anam var,
Göz yaşına kurban olduğum biri.
Karanlığa gömüldü sanki,
Farklı bir karanlık.
Evet oydu kömürün karanlığına takıldı,
Işığım, umutlarım karım, kızım mutluluklarım.
Çocuklarım var elinde oyuncak,
Anam var gözleri yaşlı.
Herkes mutlu olsun şimdiden,
Işığım takıldı kara paranın ortasına.
Karanlığa umut bağlamış bir baba
Evinde bekleyenleri de karanlıkta
Bir oy bir ton kömür ediyor ama
Yiten bir can;
bir torba kömür kadar değerli değil anla...
Gözlere düşmüş sis perdesi
Yanaklardan süzülüyor çiğ tanesi
Yıldırımlar kadar hiddetli
Fırtınalar kadar asi...
Bir çocuk ağlıyor
Göğsünde birikmiş göçüğün tüm kasveti!...
Karanlık içinde, sesim duyulmaz:
Ben bir maden işçisiyim...
Cennetin içinde cehennemdeyim:
Her yer karanlık, ölüyorum!
Sesimi duyan,
Sesimi duyan yok mu?
Direniyorum, daha çok göreceğim gökyüzünü...
Direniyorum, ölmemek için!
Direniyorum, nereye kadar?
Hayatım bu kadar değersiz mı?
Bu kadar kolay mı ölmek?
Vefat haberinizi LCD televizyonlarımızda,
süslü koltuklarımızda otururken izledik.
Siz yaşam mücadelesi verirken biz,
ellerimizde sizin bir maaşınız kadar olan telefonlarımızla paylaşımlar yaptık.
Tuzumuz daha kuru olduğu için
akşam yemeğinde yediğimiz rostonun fotoğrafını paylaştığımız sayfada
taziyelerimizi sunduk size.
Acınızla dertlenip yaktık bir Marlboro.
"Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?"
Doğalgaza geçtiğimiz için unuttuk kömürün karasını, kokusunu, eziyetini.
Siz yerin 200 metre altında ekmek parası için çabalarken,
bizler yerin metrelerce üstünde, teras katlarda yemekler yedik.
Duyarsız kaldık halinize.
istemesi çok anlamsız ama hakkınızı helal edin..
belki yarınlarımız aydınlıktır
ama hepimiz eminizki bu günümüz karanlık
belki soba başında kestane pişiren çocuklardık
fakat 'soma' başında bekleyen biz değil oğullardı
karanlik , o kadar karanlik ki
kamer elini cekmis semadan
ne mehtap var ne de meltem
inanin
siz birer birer gittiniz
biz biner biner eksildik
bir ulkeyi yasa bogdunuz
bayraklari yariya indirdik
ekranin sagina kurdelede koyduk
peki
neden yoksunuz
basin acikamalari , taziyeler boşuna
çünkü siz yoksunuz
vardınız
daha dün burdaydı kemal , mahmud
yada bugün heryerde sizi goruyorumdur
peki evlatlariniz , kariniz
onlar ne olacak
bu kadar kolay mi alin terini kurutmak
bu kadar kolay mi birakip gitmek
hayir
siz bir öldünüz
biz bin doğduk...
Siyahlarla kuşandım umutlarımı,
Sevgim karım kızım vardı.
Siyahta Kaybolan,
Ve yine kaybolmuştu kömürler içinde hayaller.
Belki de hayallerin ölümüdür soma.
Ne içindi bütün bunlar? Hepsi hepsi bir avuç
kömür..
Yıkıldı onca âile, bitti onlarca ömür..
Durmak ve doymak bilmeyen zâlim, devâm et,
sömür!
Ne de olsa yoksul ve mazlûm, biri doğar biri
ölür!!
Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor,
Yanımda ölü arkadaşlarım.
Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım.
Buraya kadarmış çocuklarım, hoşçakalın,
Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım.
Işığım azalıyor, hoşçakalın..
Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğinde
Tek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum,
Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum,
Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum.
Işığım söndü, işte gidiyorum..,
Ah, en çok da şimdi, bir bilseniz
Nasıl da bulutları, ağaçları, gökyüzünü özlüyorum.
Işığım söndü.. hoşçakalın, arkadaşlarım çoktan gitti,
Artık ben de gidiyorum...
--spoiler--