peygamber hayat hikayeleri ile süslenecek konuşmalardır.
ayrıca kur'an "diriler" hayatta olanlar için ışık ve hidayet kaynağı olduğunu söylemesine rağmen, kur'an-ı ölülere okumak, ölünün arkasından kur'an okumak, insanlara "yutturulan" din'in geldiği noktayı gösterir.
allah; "ölülere bir şey işittiremezsiniz, sizi duyamazlar demesine rağmen, ölen kişinin mezarının başında tüyo veren hocalara sahip bir din;
+ bak birazdan melekler gelecek sana soru soracak
+ rabbin kim?
+ peygamberin kim?
gibi el altından kopya vermeye çalışan "kelleler" din'i ne hale getirdiniz.
şimdi de soma olayı. ne zaman sıkışsanız, ne zaman başınız ağırsa allah'ı hatırlıyorsunuz, o hatırlamayı bile yapamıyorsunuz, müşrikçe bir allah inancı.
kendi çıkarları için allah'ın ayetlerini kendi menfaatleri doğrultusunda kullanan insandan daha zalim kim vardır?
yapılabilir tabi ancak devletin birincil görevi ölen arkasından kuran okutmaktan ziyade sorumluları bulup benzer olayların tekrar yaşanmasını sağlamaktir. din ile göz boyamaya lüzum yok.
abi eyvallah bak inancına saygılıyım, duanı da oku, kuran da oku, dine dair istediğini yap tek laf etmem, ateistim ama çıtımı çıkarmam, bu senin manevi dünyandaki en büyük hakkın.
ama bak tevekkül bile diyor ki, cüzi iradenle yapabileceğin her şeyi yaptıktan sonra allah'a sığın. insan sormadan edemiyor, materyalist çerçevede yaptığı şeylerin yeterli olduğuna gerçekten inanıyor mu hükümet? bak yapmadı da demiyorum ama yapilabilecek her zaman daha fazla şey vardır, bu resmen elimizden geleni yaptık geri kalan allah'ın işi demektir. o yüzden güvensizlik ortamı yarattığını düşünüyorum.
'akıl yoksulları çoluk çocuk madenlere gönderdi, din de karanlıkta can verenlerin ardından ilahiler söyleyerek kalanları teselli etmeye koyuldu. böylece ertesi gün yine madene inebileceklerdi. indiler... '
--spoiler--