bir sabah kalkarsınız ve sokağınızdaki dev meşe ağacının akşamki rüzgara dayanamadığını görürsünüz. gövdesinin bir yerinden kırılıp gitmiştir. anlayamazsınız neden olduğunu.
"yeşil, dallı, yapraklı ağaç, kalın gövde, nasıl oldu ki bu?!"
o gün durağa giderken karşı kaldırımdan yürür, ağacın yanından geçersiniz. o gövdeye baktığınızda, dışı yeşil ağacın içinin kurumuş olduğunu farkedersiniz. yıllar içinde, azar azar, dışarıya göstermeden...
hani bir yıldız kayarya gecenin karanlığında,hani bir dilek tutmak istersinya, hani yüreğin daralırya nefes alamadığını hissedersinya, hani bazen çarenin çaresiz kaldığını hissedersinya işte öyle birşey.
(bkz: canım annem seni özledim)