-halkın en temel yaşam gereksinimlerine yapılan zamların hesabı sorulmaz, verilmez.
-gençlik içerisinde dehşet verici boyutlara ulaşan işsizlik gerçeği kanıksanmış hale gelir.
-sırf binlerce kilometre ötedeki bir devletin siyasi ve ekonomik çıkarları öyle gerektiriyor diye, komşu ülkelerle savaş haline girilebilir, hesabını sorulamaz, verilme gereği duyulmaz.
-330 bin tl'ye odasını restore ettiren devlet adamı el üstünde tutulmaya devam eder.
-ülkenin en güzel, en büyük şehrinin en tarihi meydanı bir adamın ağzından çıkan emir gereği, köstebek yuvasına çevrilir.
-toplumda çoğunluğu temsil eden dini ve etnik kimlikler, diğerlerine karşı kendini üstün tutma ve onları aşağılama hakkını bulur.
-yürüyüş, basın açıklaması, miting gibi en temel demokratik haklar, yine kendini eski zaman padişahlarına benzeten bir liderin tavrıyla bir anda yasaklanabilir.
-gazetecilerin, yazarların, aydınların hapse girmesine çoğu zaman gerek duyulmaz. zaten kürsülerden edilen hakaretler ve aşağılamalar neticesinde halkın gözünde bir güzel küçük düşürülür ve siyasi lince tabi tutulurlar.
-saçma sapan davalarla, düzmece delillerle toplumsal muhalefet sindirilir. "şu iktidardan bi kurtulamadık gitti" diyen milyonlarca insan, milyonlarca olduğunun farkına varamaz. bir araya gelemez.