küçüklüğümüzde vaktimizin büyük bir bölümünü ayırdığımız, delikli bir tablası ve ufak piyonları bulunan, amacın piyonları dama misali birbiri üzerinden atlatarak tablada en az taşı bırakmak olduğu; bıraktığınız piyon sayısında göre gerizekalı, aptal, zeki, kurnaz, bilgin seçilebildiğiniz bir oyun, bir çocukluk efsanesi.
iki adet bardağın üzerine bardakların üstünü kaplayacak ve arada buz koyabileceğimiz bir mesafe bırakacak kadar tuvalet kağıdı gerip, sabitleyecek birşeylerin bardakların üstüne denk gelen tuvalet kağıtlarının sıkıştırılması ile oluşturulan gergin kağıt üzerine alabildiğine buz parçaları ekleme ve buz s.çmamamıza rağmen tuvalet kağıdı üzerindeki artan buzu taşıdıkça testi yapan gerzek çocuğun kikirdediği testtir. soolo solo..diye de bir jingle'ı vardı..maalesef.
en kötü sonucu alana oyunun kutusunun üzerindeki puanlama tablosunda budala deniyordu.kafasında huni olan bir adamla özdeşleştirilmişti.
(bkz: huniyi şapka olarak kullananlar)
bir piyonu diğer piyonun üstünden atlatıp onu yiyerek sürekli en az piyona indirmeye çalışarak oynanan oyundur.kalan piyon sayısına göre zeka seviyesi testine tabi tutulursunuz.puanlama şu şekilde yapılır:
paşabahçe nin bir ara özel üretim yaptığı oyun. ürün tasarımı güzeldi ve gayet dekoratifti. yuvarlak, camdan oyun alanı ve mavi bilyeleri vardı. ayrıca her yaştan insan için gayet güzel bir hediye seçeneği olabilirdi. küçük kuzen kırınca yenisinden almak istedim ama bir daha paşabahçe de göremedim.
eksik parçanın yerine başka bişey koyulunca, * insanın göz zevkini bozup sinir eden, hemen ardından, çıkan taşla o materyalin yeri değiştirilen 80 kuşağı çocuk oyunu.
yanlış hatırlamıyorsam 4'de bıyıklı bi amca vardı, başarılıydı,
1'de einsteine benzer bilgin sıfatlı amca vardı hatta boğazı guatrlı gibi kat kat boğum boğumdu
3te aptal görünümlü ama kurnaz yazan bi genç vardı, kurnaz ne ola ki derdik. 2yi hatırlamıyorum. 5 normaldi. en çok 5 çıkınca uyuz olurdum, vasıfsız vasat ve sıkıcı, ''normal'' ne alaka
6-7-8i de hatırlamıyorum, sonuncusu beyinsizdi sanırım, kafasında huni resmi vardı, ben en çok bunu severdim sevimliydi bu
ha bir de gerizekalı vardı galiba, yoksa yok muydu
bir de oynaken alttan bi darbe gelince hepsi saçılırdı bok gibi kalırdım
özgüven düşmanı bir oyun. çocukluğumu karartan oyun olarak da bilinir.
cunyır otep shamaya (uğraş, didin, ter dök): heyo bitirdim hem de büssürü çividen sadece sekiz tane kaldı mutluyum heeey du bakiim sekiz tane bırakınca ne oluyomuşum ben kesin nobel alıcam* hehehehe-
-gerçeğin surata tokat gibi çarpması-
-nöy? gerizekalı mı? bühühühü bu ne ya benim gözlüğüm bile yok ki? üüü... (alet çantasından çekici kapıp solo testi plastik yumağına çevirme süreci)