askerlik kağıdı geldi mi ve artık tecil hakkın kalmadı mı ister sağ ister sol ister g.tcü ol, gideceğin yerdir. ha çürüksen ya da daha sonra pembe teskere aldıysan tamam.
(bkz: sscb'nin ordusunun olmaması)*
bi' de tanım olsun. solcuları askere gitmekle eleştirirken batı demokrasilerindeki vicdanî ret hakkından nefret eten bir baasçının davul zurnasına meze edilmiş zoraki gidiştir.
normal bir durum çelişki nerede burada anlayamadım. Sol demek sömürü mekanizmasıyla çelişmek ve hesaplaşmaktır fakat devlet gibi bir düzeni olan bir kurumla çelişmek, hesaplaşmak anarşizmdir. Solun bir ileri hali sosyalizmle bağlantılı bir fikirdir bu. "Sol" cu olan bir Türkün askere gitmesi normal ama kendine anarşist diyen bir Türkün askere gitmesi işte o sözü edilen konudur. Yani başlık solcuyum diyen değil de anarşistim diyen insanın askere gitmesi olmalıdır.
askere gitmek gonullu bir davranis olarak sayilmadigindan normal durum. Kaldi ki solcu ayni zamanda vatanini sevdiginden vatan savunmasi gorevini yapmaktan geri durmaz. ancak bir de sagciyim diyip askerden kacan zihniyet var ki o iste tam evlere senliktir.
devlete yalnızca anarşistler değil sosyalistler de karşıdır. iki düşüncenin bu karşı duruşundaki temel ayrım ise sosyalistler devletin bir burjuva devleti olduğu ve işçi sınıfının devleti ele geçirmeleri gerektiği ve de işçi sınıfının ancak bu şekilde refaha kavuşacağı düşüncesindeyken anarşistler devletin zaten başlı başına bir burjuva yapılanması/kurumu olduğunu ve işçi sınıfı tarafından ele geçirilse dahi bunun yozlaşmaya, işçi sınıfı (ve sosyalistler) içinde kastlaşmaya neden olacağını yani devleti ele geçirmenin işçi sınıfına bir faydası olmayacağı gibi merkeziyetçi bir diktatörlüğün işçi sınıfına daha çok zarar vereceğini, bu nedenle devletin tümden yıkılması gerektiğini söylerler. kaldı ki tüm dünya devletlerinin anarşist eylemle nasıl yıkılacağı kısmı muamma olmakla birlikte zaman sosyalistleri değil anarşistleri haklı çıkarmıştır.
bu noktayı açıklığa kavuşturduktan sonra devam edelim solcuların askerlik yapma mevzuuna. solcu olan, kendini solda tanımlayan herkesin askere gitmesi kendi içinde bir çelişkidir. lakin türkiye'de askerlik zorunludur. ne demek bu? eğer vicdani reddinizi açıklarsanız önce tck 318'den sonra da askerden firar etme teşebbüsünden yargılanırsınız. hele bunu basın toplantısı gibi bir yolla yapmaya kalkarsanız ceza arttırılıyor. ayrıca iş yargılanmayla bitse ne ala. bugüne kadar vicdani reddini açıklayanlara yapılan işkencelerin, muamelelerin biri bin para. yani bu adi(l) düzenin yasaları ve uygulamaları insanları son raddeye kadar zorluyor.
diğer bir deyişle askere gitmek gitmemekden çok daha kolay ve zahmetsiz.
peki n'apılıyor? kişinin maddi imkanı varsa ve şartlar da uygunsa mecburen bedelli askerlik yapıyor ya da açıköğretim de olsa bir üniversite bitirip yedek subay veya 6 ay cephe gerisi askerlik yapıp geliyor, varsa torpili olan ve askerlikten kaçamayan ise istanbul, ankara gibi yerlerde yapıyor askerliğini. para vermeyi de, torpili de, askerlik yapmayı da reddeden birçok genç, soluğu yurtdışında alıyor, ''bu devlet bana ne verdi ki ben bu devlet adına öleyim?'' düşüncesiyle (ki yerden göğe haklıdır) başka bir ülkenin vatandaşlığına geçiyor. tüm bu imkanlardan faydalanamayan gariban halkımın gençleri ise genelkurmay başkanı büyükanıt paşa yatıyla mavi tur yaparken dağlarda, -20 derecede ve ölümle burun buruna nöbet bekliyor, yumruklarını ve dişlerini sıkarak, ''adaletin bu mu dünya'' şarkısını mırıldanarak bi taraftan...