ezilenden, mazlumdan yana olmaktır. insan haklarıdır, kardeşlik ve eşitliktir. Ülkemizde artık içi boşaltılmış olsa da vicdan sahibi olmaktır. Yaşam şeklidir. Kültürdür. Önyargısız olmaktır.
ne yazikki sol; muhafazakar kesimlerce anlasilamiyor.hakikate goz yuman bu muhafazakar denilen insanlar solculugu dinsizlik olarak goruyorlar.bunun sebebi chpnin sol olarak gorulmesi.ama gozardi ettigi birsey var bu insanlarin.chp sol degil.chpnin zihniyeti solcu bir zihniyet degil.bu insanlara da hak vermemek elde degil ama insan hakikati kendi iradesiyle bulur.chpye bakarak degil.chplilere kalsa chp sol bir parti ve kendileri solcular.ama degil!ha bir de su var tabi.islamdaki sol anlayisiyla siyasetteki sol anlayisinin farkli gorulememesi.yazik bu insanlara..
içinde bir yığın fraksiyona bölündüğü için ne yazık ki bir türlü birleşemeyen ideolojidir. fakat aynı zamanda insanlığı ileri götürebileceğine inandığım daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu olan tek ideolojidir.
iyidir, güzeldir, doğru yoldur fakat artık çoğu lise öğrencisinin kız tavlama taktikleri arasına girmiştir.
lise öğrencisi : + / kız: -
("lise öğrencisi okulda slogan atar...)
+kahrolsun akp emperyalizmi! kahrolsun akp emperyalizmi! yanke go home! vs vs...
-aa ne yapıyorsun sen "lise öğrencisi"
+slogan atıyorum kızım, sen karşı çıkmazsan, ben karşı çıkmazsam, kim çıkacak söyle ha söyleeee...
-elindeki coca cola ne peki sen söyle ha sen söyle hayvan.
+zönk.*
Kesin olarak sosyalizm anlamına gelmeyen ideolojidir.19. yy da avrupada yayılan sol sağ fraksiyonu şöyle ortaya çıkmıştır:
Fransa o dönem meclis ve kralla yönetilir.Meclis karar alır ancak kralın alınan kararı reddetme hakkı vardır.Tıpkı Osmanlı Devletinin meşrutiyet dönemi gibi mecliste de kralın atadığı vekiller ve halktan çıkan vekiller vardır.Doğal olarak halk haklarını savunanlar halk içinden çıkan vekillerdir kralı savunanlar ise kralın atadıklarıdır.Bu vekiller mecliste karışık biçimde oturmazlar tıpkı şimdiki meclisimizde olduğu gibi.Halk vekilleri sol tarafa geçer kral vekilleri ise sağ tarafa.O günden bu yana bu isimler gelenekselleşir.
Bundan çıkarılacak sonuç ise sol fraksiyonun varolan sisteme karşı olmasıdır yani soyalizm anlamına gelmez.Sağ fraksiyon ise varolan sistemi korumaya çalışır.
(bkz: Sol sosyalizm ise SSCB yönetimine karşı koyan partizan adlı sol örgüt nedir??)
dünyanın diğer ülkelerinde bulduğu anlam itibariyle; yoksula yakınlık, zenginden alıp fakire vermek,anti-kapitalizm,anti-emperyalizm,hümanizm, zulmün karşısında mazlumun yanındalık vs. gibi ulvi öğeleri barındırsada ülkemde durum biraz farklıdır.Türklere has olarak ülkenin kodaman diye tabir ettiğimiz diğer adıyla kaymak tabaka solculuğu garip bir şekilde sahiplenmiş ve çoğumuzun farkında olduğu üzere bu sahiplenme pekte teklifsiz bir anlam barındırmamıştır..özel ve kamu üst kademelerinde bulunmakta olan kodaman beyefendiler sanırsınız hepsi tırnağıyla kazıyarak oralara gelmiş çok büyük cefalar çekmiş gibi solculuğu gözükara şekilde savunmaktadır. büyük çoğunluğu solcu olduğunu dile getirmekten ve sol partileri savunmaktan büyük zevk alır.devrimciyim sözünü dillerinden düşürmezler.. che guevera,deniz gezmiş,yılmaz güney gibi ikonları -ki onların hayat felsefesiyle taban tabana zıt yaşasalar bile- ebeveynlerinden çok severler..
son yıllarda sol söylemlerle iktidara gelebilen bir parti olmadığınıda hesaba katarsak
ülkem insanıda bazı şeylerin farkında olsa gerekki bu uygulanan modifiye solculuk gittikçe geçerliliğini yitirmeye yüz tutmuştur..
bir süre sonra Türkiye de nesli tükenecek olan siyasi düşünce
2050 TÜRKiYE
oğlu:baba solculuk ne demek
baba:bir zamanlar var olan bir düşünce
oğlu:peki ne oldu
baba:baykal sağ olsun nesli tükendi
oğlu:kelaynak kuşları gibi mi?
açılım çerçevesinde üniversitelerde yer alacak yeni bölümler arasında-imiş.
ilk sene teorik bilgiler üzerinde yoğunlaşılacak, önem arz eden kitaplar bitirtilecek,
ikinci sene, ön sınav 12 eylül mitingi, tek final de 1 mayıs olacak şekilde öğrencilerin basına yansıyan performansları dikkate alınacaktır.
üçüncü sene, ikiyi bitirenler olursa konuşulacak daha program yok ortada henüz hazırlayan doçent tatile çıkmış.
neden kendimi bildim bileli yakın hissettiğimi, sırrı süreyya önder'in cümleleriyle daha iyi anladığım kavram.
--spoiler--
mehmet ali birand'ın 12 eylül belgeselinde kenan evren'in bir beyanı var. diyor ki, "bize taraflı demesinler diye o zaman bir solcunun idam kararı önümüze gelmişti. bir de sağcınınkini imzaladık.
"şimdi sağ ne güne duruyor? tam da bu dengeye kurban giden idamlığın öyküsü, sinemanın, romanın konusu değil midir? onun yerine sağ bu ülkede daima yönetenlerin değnekçiliğine soyundu. en cesur çıkışı "fikrimiz iktidarda kendimiz içerideyiz" serzenişi oldu. sen o zaman bu insanları yarı yolda bıraktın. bugün ülkenin geleceğine talip olamazsın. başörtüsü meselesine kadar daima aynı koronun içinde aynı türküleri söylerken gördük sağı. ihlaslı solcuların hepsi bu başörtüsünün teessürünü de bir şekilde hissettiler. iş çığırından çıktığı noktaya kadar da bunların haklarına sahip çıkma erdemini gösterdiler. sağ biraz vicdanına sığınmalı."
--spoiler--
ne övüldüğü kadar iyi bir şeydir ne de eleştirildiği kadar kötü. ama bir düşüüncedir, bir fikirdir, bir vizyondur ve iyi ki vardır tıpkı sağcılık gibi. ama günümüzde tıpkı rock gibi sadece ama sadece kendine toplumda bir yer edinme aracına dönüştürülmüştür kimi kesimlerce. bir cafede arkadaşlarına 3 5 kitaptan ezberlediği cümleleri sıralayan adam solcu değildir mesela ve tabii ki yaptığı şey de solculuk. amerika savaş başlattığında okulda ilk sloganı ben attım, hakkımda işlem yapıldı oğlum demez mesela solcu ve bunla övünmez. aksine o savaş yine de çıktığı için üzülür. ve zaten savaşa hayır demek için ya da savaşlara üzülmek için solcu olmak da gerekmez, insan olmak yeterlidir.
sol insanı sevmektir. eşitlik olmasıdır, bencilliğin tamamen bünyesinden arındırmış insanlardır. umutlarımız uğrunda yolumuzda omuz omuza yürümektir. her türlü zorluğa göğüs germektir birlikte. kardeşliltir, ayırıt etmeden sevebilmektir insanını. halkın için yememek, halkın için uyumamaktır. fedekarlıktır. sol sözde değil, hayatında yaşamaktır idealini...
bazi noktalari haric tamamen zit kutbunda oldugum bir gorus olmasina ragmen, bu kadar sacma elestrilere de katlanamiyorum. e neymis converse giydigi zaman kolpa solcu oluyormus, iste taksiye binemezmis. adam tek basina devlet olup esit paylasim mi yapsin serveti ile? e maradona da konak'ta yasiyor ama fidel castro ile kanka, dunyanin en fanatik solcularindan, ha keza bakalim fidel'e converse giymiyor ama prada giyiyor, prada olur ama converse summe hasa olmaz .
80 sonrası türkiyede pek olmayan şeydir.aslında türkiyede şimdiye kadar asla orijinali bulunmamış fason üretimle karşımıza çıkmış bir paradigmadır.kah kemalizmle düşüp kalkan,kah atatürkü solcu zannedip ilkelerine tapınarak yüksek zümrelere gönül veren,kısıtlayıcı siyaset üreterek türkeşten ala faşistleşen,demokrasi algısını orduyu darbeye davet ederek ortaya koyan,liberallere ibne,dindarlara kara cahil diyen,fakiri ,kendi hayatiyetini sürdürmeye yarayan bir retorik vesilesi kılan,karşısına aldığı bütün paradigmaları ulaşmaktan çok etiketlemeyi öngören karakteriyle agresifleşen,agresifleştikçe marjinalleşen,marjinalleştikçe de slogandan öteye gidemeyen ve bu haliyle de bu ülkede asla güçlenmeyecek gibi görünen,eleştiriyi düşmanlık addeden,nedense üreticiliği teorinin ötesine geçmeyen,fıtratında özgürlükçü bir temel bulunmasına rağmen chp'yle flört eden bir dünyadır solculuk.türkiyede böyledir maalesef.
bir ülke düşünün;bütün dünyada mazlumun omuzladığı bir düşünce, elit tabaka tarafından desteklensin,burjuva tarafından takdis edilsin,kapital gücü temsil edenlerce muhafaza edilip özel koruma altına alınsın ve bunun adı solculuk olsun.bunu da mecliste chp temsil etsin.dünyanın kaç ülkesinde paralı çevrelerden ezici bir üstünlük sağlamış solcu parti var acaba?bu ne yaman çelişki anne?bu ne çıldırtan denge?bir yanımız döktüğü yaprağı yad edip sola özlemle kucak açarken neden bir yanımız hep bahar bahçe?
fransız ihtilali'nden sonra yeni oluşturulan mecliste sağ bölümde burjuvazi temsilcileri, sol bölümde işçi sınıfı temsilcileri oturdu, gerisi malumunuz.
Son gücünle inanmaktır elbet değişiklik olacağına.Bıkmadan,usanmadan,yılmadan sevmektir.Şevkattir,eşitliktir insanı insan olduğu için tanımaktır.Özgürlüktür esen rüzgarlar kadar özgür olmak istemeektir.Genci,yaşlısı,zengini,fakiri ayırt etmeksizin tek kalp olmaktır...AŞKTIR..Özgürlük ve eşitliğe olan aşktır.Öle bi aşktır ki en üstüne gelindiği anlarda bile,eziyet etseler bile son nefesine kadar seviyorum diye bilmektir.insani seve bilmektir.Denizin dalgalarının öfkeyle her seferınde daha hızlı carptığı gibi kıyıya gelselerde üstüne her yıkıldığında kalkabilmektir.Girdiğin o cam parçalarıyla dolu yoldu kanatsada her yerini o parcalar sızlasada kalbin eymemektir başını.Saklamaktır yarını ve dahada güçlü saldırmaktır kapitelist düzene.Hoş görüdür kalbinin her bir zerresinde.Dinlemektir karşındaki ister faşit olsun ister başka bi şey onu insan olduğu için dinlemektir.Kardeşine sırt dönmemektir.Umutsuzlukların içinde hayır artık bitti dediğin anda en ufak bi kıvılcım bulup tutuna bilmektir ona.inat etmektir bütün olumsuzlukların karşısında.Ne kırsalarda kalbini,ne kadar ağlatsalarda seni saklamaktır göz yaşını ondan ilaç yapmaktır yaralarına o damlacıkları ve her seferinde dahada ileriye atılmaktır.Yerinde saymamaktır,öğrenmektir,gelişmektir.Karanlığın o ürkütücü bilinmezlinde bile inanmaktır aşkına sarılmaktır sımsıkı ona.Bırakmamaktır asla ellerini.Düşen olduğunda eklemendir gücünü ve sevgini ona.Uyandırmandır onu farkında olmadan bile olsa uyuduğu kabuslara.Güzellikler ülkesini bulabilmektir her zaman herkes için.Beklemektir güneşin doğmasını.Unutmamaktır her gecenin bir sabahı olduğunu.Aç kalmaktır,halkı açken doymamaktır.Paylaşmaktır bir lokma ekmeği dahi olsa.Elinde ne varsa arkasında saklamamaktır sunmaktır insanlara köylüsüne,şehirlisine.Çalmamaktır,çalmaya izin vermemektir.Solculuk hepimizin içinde saklı olduğu bi güçtür.Kimilerimiz bakmasını bilir ve görür kimilermizse daha bakmadan yıkılır.Ama başa çıkamıycağımız hiç bir güç,hiçbir kuvvet yoktur.Karşı koyacak güç hepimizin içinde bazen çok derinliklerde ama içimizde bizi beklemekte...
lafla peynir gemisi yürümez sözünün doğrulayıcısıdır. solculuk diyalektiktir , hareket halindeki maddenin tarihsel gelişimidir. Dünyada kendisine bir tane dahi solcu demeyen kalsa bile solculuk sadece " bilimsel " olduğu için var olacaktır. Ancak solcu örgütlenip ait olduğu sınıf perspektifi içerisinde iktidar ele geçirmek için eyleme geçen insandır.