türkiye'de akla artık karşısında durduğu ya da durmaya çalıştığı faşizmi getirmektedir. öyle ki, incelediğinzde, solcuyum diyenlerin çoğunun aslında kürt faşizmi yaptığı ortaya çıkmaktadır. özünde güzel bir şeydir ama kapitalizmden kafasını kaldırıp gerçekten solcu gibi yaşayabilene...
ülkemizde, solculuğu totaliter bir geçmişi olan statükocu bir partinin sahipleniyor olmasından hareketle yanlış anlaşıldığını düşündüğüm, ırk temelli faşizan görüşlerin bile solculuk adı altında ifade ediliyor olduğunu görüp hayretten hayrete sürüklendiğim durumdur.
-ki zaten sol düşünceyi ortaya çıkaran sanayi devrimi ve sınıf mücadelelerini yaşamamış,sağlam bir eleştiri kültürü oluşturamayan bir halktan da modern anlamda bir sol felsefeyi oluşturacak argümanları sergilemesini beklemek saflık olurdu.
demokrat, iscinin yaninda , haksizliga karsi, rüsvete düsman, atatürkcü, dinine güya dincilerden gercekten daha cok önem veren kisiler bu gruba girerler.
bakın cumhuriyet gazetesi yazarı öztin akgüç solculuk hakkında ne demektedir.".
"solun amacı, toplumun yaşam kalitesini yükselmetir...yalnız yaşamın fiziki koşullarının iyileşmeisni değil, eğitim düzeyinin yükselmesini, kültür zenginliğini, özaygıyı, toplumun gerçek gereksinimlerini karşılamaya yönelik bi iş sahibi olmay da içerir.vatandaşların eşit olduklarına inanması demektir.
sol geniş kitlelerin yaşam kalitesini yükseltmesi açısndan kapitalizmi, kapitalizmin ileri bir aşaması olan emperyalizmi engel bir tehlike olarak görürü.
sol... refahın gönencin demokratikleşmesini, bireyin toplumsal, siyasal yaşamda etkin bir rol almasını savunur.
türkiyede solun AB'ye ve ABD'ye karşı tavır alması tutarlı bir davranıştr. serbest pazar , demokrasi, insan hakları alamaması ile dünyayı sömüren güçlere destek vermemek , onlarla birlikte harelket etmemek solculuğun gereğidir.
sol emperyal güçlere karşıdır.
her konuda oldugu gibi solculukta da sığlıktan, yalakalıktan kurtulmamz gerekir..."
*kesinlikle mensubu-yandaşı olan gençleri birşeyler yapmaya, çalışmaya, silah kullanmaya zorlamak değildir
*kesinlikle karşıt görüştekinin fikirlerine karşı tekme yumruk kullanıp kendini hayvandan aşağı bir mertebeye düşürmek değildir.
*kesinlikle ne idüğü belirsiz maocu-apocu-ulusalcı arası bir adama itibar etmek de değildir.* yada paso yurt murt geyikleri sıkıp her türlü it kopuğu içinde barındıran oluşumlara...*
*adında sosyalist* geçen herşeye itibar etmemek, düşünmek, bilgi sahibi olmak, ondan sonra o kuruma inanmaktır.
*herhangi bir savunma durumu ortada yokken silah kullanmamaktır.
*en önemlisi ise kendi doğrularının mutlak doğru olmadığını anlamaktır.
peki türkiye'de bu kriterlere uyan(hepsine birden uyan! dikkat!) kaç kişi vardır? varın siz düşünün...
Solculuk utopyadir, tatli bir ruyadir. insanin dogasina aykiridir. insanoglu bencil, ac gozlu ve hirslidir. bundan dolayi kapitalist sistem dogmustur. herkes bir isin ucundan tutup bir yerlere gelmeye cabalar, tutamayanlar ise ezilir. doganin kanunudur bu.
burda butun sorumluluk devletin sirtina biner. devlet toplum icerisindeki bu dengesizlikten bir denge olusturmak zorundadir. ingiltere'de bunun cok guzel orneklerini gorebilirsiniz. kazanandan 40% vergi alip, sosyal ve ekonomik acidan magdur olan kisilere, insanca yasamalari icin yardim edilir. bu yuzden ingiltere'de en fakir insan bile duzgun bir hayat surebilir.
gonul isterki her ulkede insanlar refah icinde esit sartlarda yasasin ama malesef insanlarin hirsli ve bencil yapilari bu tur bir ortam icerisinde yasamaya musait degildir. bir taraf zengilesirken, diger taraf fakirlesir.
vakti zamanında fransa kralının sol yanında oturan güruhtur. mevcut sistemin değiştirilmesi taraftarıdırlar.
örnekleyecek olursak;
ülkemiz ılımlı islam modelini uygulamaya kalkarsa, bunu istemeyen ve değişmesi yönünde fikir beyan eden kişiler ister sosyalist, ister komünist, isterse de salt ırk temeline dayalı sistem istiyor olsun hepsi solcu olur.
günümüzde küba komünizme yakın bir sosyalizm uygulamktadır. bu düzenin değiştirilmesini isteyen kübalılar solcu, bu düzenin devamını isteyen özünde komünist kübalılar da sağcı yani muhafazakardır.
demem o ki sayın okur, her solcu kimse kendi sistemi ülkesinde egemen olduğunda muhafazakar olacaktır.
ingilizce delisi olup ezanın türkçe okunmasını istemek
başörtülü ninenin başörtüsünü miting meydanlarında çekip almak
modernlik masallarıyla halka tepeden bakmak...
ezilenin yanında olmak, hak yememek her insanın içinde olandır. solculuğu sağcılıktan ayıran bir şey değildir. ayrım inanç noktasındadır.
edit: üstad attila ilhan, necip hablemitoğlu gibi bu ülkenin evlatlarına saygılar. onlar başkadır, bambaşka...
lafla peynir gemisi yürümez sözünün doğrulayıcısıdır. solculuk diyalektiktir , hareket halindeki maddenin tarihsel gelişimidir. Dünyada kendisine bir tane dahi solcu demeyen kalsa bile solculuk sadece " bilimsel " olduğu için var olacaktır. Ancak solcu örgütlenip ait olduğu sınıf perspektifi içerisinde iktidar ele geçirmek için eyleme geçen insandır.
Son gücünle inanmaktır elbet değişiklik olacağına.Bıkmadan,usanmadan,yılmadan sevmektir.Şevkattir,eşitliktir insanı insan olduğu için tanımaktır.Özgürlüktür esen rüzgarlar kadar özgür olmak istemeektir.Genci,yaşlısı,zengini,fakiri ayırt etmeksizin tek kalp olmaktır...AŞKTIR..Özgürlük ve eşitliğe olan aşktır.Öle bi aşktır ki en üstüne gelindiği anlarda bile,eziyet etseler bile son nefesine kadar seviyorum diye bilmektir.insani seve bilmektir.Denizin dalgalarının öfkeyle her seferınde daha hızlı carptığı gibi kıyıya gelselerde üstüne her yıkıldığında kalkabilmektir.Girdiğin o cam parçalarıyla dolu yoldu kanatsada her yerini o parcalar sızlasada kalbin eymemektir başını.Saklamaktır yarını ve dahada güçlü saldırmaktır kapitelist düzene.Hoş görüdür kalbinin her bir zerresinde.Dinlemektir karşındaki ister faşit olsun ister başka bi şey onu insan olduğu için dinlemektir.Kardeşine sırt dönmemektir.Umutsuzlukların içinde hayır artık bitti dediğin anda en ufak bi kıvılcım bulup tutuna bilmektir ona.inat etmektir bütün olumsuzlukların karşısında.Ne kırsalarda kalbini,ne kadar ağlatsalarda seni saklamaktır göz yaşını ondan ilaç yapmaktır yaralarına o damlacıkları ve her seferinde dahada ileriye atılmaktır.Yerinde saymamaktır,öğrenmektir,gelişmektir.Karanlığın o ürkütücü bilinmezlinde bile inanmaktır aşkına sarılmaktır sımsıkı ona.Bırakmamaktır asla ellerini.Düşen olduğunda eklemendir gücünü ve sevgini ona.Uyandırmandır onu farkında olmadan bile olsa uyuduğu kabuslara.Güzellikler ülkesini bulabilmektir her zaman herkes için.Beklemektir güneşin doğmasını.Unutmamaktır her gecenin bir sabahı olduğunu.Aç kalmaktır,halkı açken doymamaktır.Paylaşmaktır bir lokma ekmeği dahi olsa.Elinde ne varsa arkasında saklamamaktır sunmaktır insanlara köylüsüne,şehirlisine.Çalmamaktır,çalmaya izin vermemektir.Solculuk hepimizin içinde saklı olduğu bi güçtür.Kimilerimiz bakmasını bilir ve görür kimilermizse daha bakmadan yıkılır.Ama başa çıkamıycağımız hiç bir güç,hiçbir kuvvet yoktur.Karşı koyacak güç hepimizin içinde bazen çok derinliklerde ama içimizde bizi beklemekte...
fransız ihtilali'nden sonra yeni oluşturulan mecliste sağ bölümde burjuvazi temsilcileri, sol bölümde işçi sınıfı temsilcileri oturdu, gerisi malumunuz.
80 sonrası türkiyede pek olmayan şeydir.aslında türkiyede şimdiye kadar asla orijinali bulunmamış fason üretimle karşımıza çıkmış bir paradigmadır.kah kemalizmle düşüp kalkan,kah atatürkü solcu zannedip ilkelerine tapınarak yüksek zümrelere gönül veren,kısıtlayıcı siyaset üreterek türkeşten ala faşistleşen,demokrasi algısını orduyu darbeye davet ederek ortaya koyan,liberallere ibne,dindarlara kara cahil diyen,fakiri ,kendi hayatiyetini sürdürmeye yarayan bir retorik vesilesi kılan,karşısına aldığı bütün paradigmaları ulaşmaktan çok etiketlemeyi öngören karakteriyle agresifleşen,agresifleştikçe marjinalleşen,marjinalleştikçe de slogandan öteye gidemeyen ve bu haliyle de bu ülkede asla güçlenmeyecek gibi görünen,eleştiriyi düşmanlık addeden,nedense üreticiliği teorinin ötesine geçmeyen,fıtratında özgürlükçü bir temel bulunmasına rağmen chp'yle flört eden bir dünyadır solculuk.türkiyede böyledir maalesef.
bir ülke düşünün;bütün dünyada mazlumun omuzladığı bir düşünce, elit tabaka tarafından desteklensin,burjuva tarafından takdis edilsin,kapital gücü temsil edenlerce muhafaza edilip özel koruma altına alınsın ve bunun adı solculuk olsun.bunu da mecliste chp temsil etsin.dünyanın kaç ülkesinde paralı çevrelerden ezici bir üstünlük sağlamış solcu parti var acaba?bu ne yaman çelişki anne?bu ne çıldırtan denge?bir yanımız döktüğü yaprağı yad edip sola özlemle kucak açarken neden bir yanımız hep bahar bahçe?
bazi noktalari haric tamamen zit kutbunda oldugum bir gorus olmasina ragmen, bu kadar sacma elestrilere de katlanamiyorum. e neymis converse giydigi zaman kolpa solcu oluyormus, iste taksiye binemezmis. adam tek basina devlet olup esit paylasim mi yapsin serveti ile? e maradona da konak'ta yasiyor ama fidel castro ile kanka, dunyanin en fanatik solcularindan, ha keza bakalim fidel'e converse giymiyor ama prada giyiyor, prada olur ama converse summe hasa olmaz .
sol insanı sevmektir. eşitlik olmasıdır, bencilliğin tamamen bünyesinden arındırmış insanlardır. umutlarımız uğrunda yolumuzda omuz omuza yürümektir. her türlü zorluğa göğüs germektir birlikte. kardeşliltir, ayırıt etmeden sevebilmektir insanını. halkın için yememek, halkın için uyumamaktır. fedekarlıktır. sol sözde değil, hayatında yaşamaktır idealini...
ne övüldüğü kadar iyi bir şeydir ne de eleştirildiği kadar kötü. ama bir düşüüncedir, bir fikirdir, bir vizyondur ve iyi ki vardır tıpkı sağcılık gibi. ama günümüzde tıpkı rock gibi sadece ama sadece kendine toplumda bir yer edinme aracına dönüştürülmüştür kimi kesimlerce. bir cafede arkadaşlarına 3 5 kitaptan ezberlediği cümleleri sıralayan adam solcu değildir mesela ve tabii ki yaptığı şey de solculuk. amerika savaş başlattığında okulda ilk sloganı ben attım, hakkımda işlem yapıldı oğlum demez mesela solcu ve bunla övünmez. aksine o savaş yine de çıktığı için üzülür. ve zaten savaşa hayır demek için ya da savaşlara üzülmek için solcu olmak da gerekmez, insan olmak yeterlidir.