hiç bir zaman bir "örgüt" olamamalarından kaynaklanmaktadır. çünkü kendi içlerinde sürekli dağılıp, parçalanıp, gerçek bir topluluk oluşturamadıklarından, türkiye'nin bu durumda olmasının sorumluluğunu üzerlerindedir ve hala bir topluluk olmaya çalışmaktadırlar.
aslında, tüm bu türkiye'yi yozlaştırma, uyutma projelerine rağmen hala büyük bir grup olan sol kesim, adam gibi birbiriyle anlaşıp, tek bir ağız olamadıklarından, meydanı başkalarına bırakmışlardır. biri bi yandan "allah,kuran,peygamber,din elden gidiyor" demiş, biri bi yandan "vatan,millet,osmanlı,fetih,imparatorluk" demiş, göz boyamış ve ortalıktaki "malları" toplamıştır.
siyasetle hiç bir ilgisi olmayan "din" ve "vatan sevgisi" olgusu, klasik ve işlevsel bir uyutma, göz boyama, oy toplama, sömürme aracıdır. insanlarımız hala bu denli kişisel olan "din" ve "vatan sevgisi" olgusunu anlayamayıp, asıl dinsiz ve vatanını satan kimselerin yolundan gitmektedirler. türk milleti gibi uyutulmaya ve güdülmeye bu denli yatkın bir millete sahip olan bu ülkede, gerçekten aklı başında olan ve gerçekten vatanının iyiliğini düşünen insanların çabalaması ve emek harcaması gerekmektedir. sol kesimin örgütlenme merakı da, bu örgütlenmenin tek çözüm, tek doğru yol ve ihtiyaç duyulan tek yöntem olmasından kaynaklanmaktadır.
insanların kendini bir yere ait hissetme ihtiyacı vadır. Kendi gibi düşünen ve konuşan insanlar ile birlikte olmak her zaman keyif verir. sağ. sol hiç farketmez. insan insandır.
yanlış anlaşılmış meraktır. esası solcuların örgü merakıdır. hepsinde boğazlı kazak, bere ve atkı ayrıca eldiven mevcuttur kış aylarında. dişileri de örgü çanta neyim kullanır.
Mayoz bölünmeden kaynaklanan durumdur. sol akımın ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin hücrelere ayrılıp birbirlerini yemelerinin bir bilimsel sebebi vardır.
solcuların örgüt merakı diye bir kavramdan öte solcuların haksızlıklara karşı bilinçli,sistemli,bireysel değil çoğul ve planlı (örgütlü) direnme, hareket etme çabası durumu olarak tarif edilirse daha doğru olur.
solculuk zaten geldiği tabanı durumundan örgütlülüktür.
bilgi zübbesi gibi görünmek istemem ama bilmeyen arkadaşlar için;
Fransada işçi sınıfı hareketleri yükselmiştir.örgütlü işçilerin iktidarı alma korkusundan
yöneticiler bu işçilerden temsili bir grubu görüşme yapmak için çağırmıştır.grup temsili de
olsa kalabalıktır ve meclis bu konuşma için kullanılır.burjuvazi yanlısı bireyler sağa işçiler ise
sola oturur ve fransa sokaklarında insanlar soldakileri destekleyenler ve sağdakileri destekleyenler
şeklinde birbirine girmiştir.bütün dünyada bundan etkilendiği için bu akımı devam ettirmiştir.
tek insan nedir ki? sadece bir damla...
uçsuz bucaksız gökyüzünün
boşluğuna savrulmuş bir yağmur damlacığı
tek insan neye yarar
azgınca uğuldayan fırtınalar altında
dayanınca bağrına kanlı elleri yeryüzünün?
tek insan ne yapabilir sinip gizlenmekten başka?
yaşayan en yüce güç, en aşılmaz barikat
halkın örgütüdür
tıpkı bir okyanus gibi; kurumayan
örs gibi, çekiç gibi; şekil veren demire
kabaran dalgalarla karşılayan; uğuldayan rüzgarı
halkın örgütüdür
gücü güce ulanır, yükselir
derinleşir, arınır, dayanıklanır
denizde bir damla olunca insan
al ve savur benim de yüreğimi
ufkuna kat, ateşlendir, şekil ver bakışlarıma
beni yalçın güzelliklerle kuşandır
sarsılmaz yiğitliklerle donat
sevgimi yenilmez, evincimi ulaşılmaz kıl düşmana
öfkemi bile, gürleştir
bilgimi rüzgarınla aydınlat
örgütüm al beni halkımla yeniden yarat
kıtlıkta ve soğuklarda şehirde tarlalarda
lenin'in işaretiyle ayaklandı partizan
beyazların elinde kalan son kıyıya varmak için
dağlardan ve ovalardan ilerledi partizan
kan ve can bedeli bu zafer dokuzyüzonyedilerde
karlarda ve fırtınada sovyeti kurtardılar
beyaz ordu'yu yenerek ezerek atamanları
bitirdiler bu savaşı denizin kıyısında
şiir: nihat behram
söz: t. atourov
müzik: s. alimov
bak sana çok ilginç bir şey anlatacağım yeğen otur;
politika dediğin hede var ya hani ha o işte örgütlülükle yapılan bir hededir. insanlar bu yüzden politika yapacaklarında örgütlenir, iş ilerledikçe örgütlemeye de başlar.