olamaz mı?
sen havyarını yeyip, en afillisinden viskini yudumlarken göbeğini ovuşturuyorsun. parsellediğin şerefsizliklerle, tıpkı korkak bir it gibi yaşıyorsun şu hayatta.
bense;
ot ve içki içiyorum. üstelik küfür; ağzımda açan bir çiçek gibi.
içine sıçtığınız ülke, ayık kafa ile çekilmiyor sayın burjuva!!
solu sevin sevmeyin fark etmez, ama bu cahillik gerçekten ibretlik. tamamen dayanaksız, sadece karalama amacı güden, akıldan uzak olan her şey, ideolojisi fark etmez cehalet propagandasıdır.
sağcıların ot ve içki içerek kurtaramamalarından iyi olurdu, eğer böyle bir şey gerçekten var olsaydı.
söyleyenin cehaletini de kanıtlayan bir cümledir tabi bu.
azıcık bilgi ve fikir sahibi olunabilseydi solcuların uyuşturucu, içki gibi tüketmeye dayalı yaşam biçimleriyle nasıl bir savaş verdiğinin farkında olunurdu.
ne kadar kahraman olduğumuzun göstergesidir. şimdi, aranızda bu bizim nasıl yaşadığımızı bilmeyenler vardır. hemen anlatayım size.
yılın 363 günü, sabah kalkıp içki içmeye başlarız. saçlarımız ve sakallarımız birbirine girmiştir. kadınlar da dahil tabi. ideolojimizden ötürü efes pilsen içmeyiz. genelde kırmızı tuborgçuyuzdur. akşama kadar en az altı tane yuvarlarız. akşamdan sonra da cigara içme faslı başlar. düzenli olarak da kendi aramızda çiftleşiriz. aramıza yabancı kimseyi almayız. faşistlerin giydiği beyaz atletlerden giymeyiz. genelde kir göstermeyen siyahtır tercihimiz. pek nadir yıkandığımız için de avantajlıdır bizim için siyah atlet. yarımız ateist, diğer yarımız da agnostiktir. agnostik kelimesinin anlamını ise çoğumuz bilmeyiz.
yılın kalan 2 günü ise meydanlara dökülürüz. vatanı kurtarırız. resmen gövde gösterisi yaparız. bu iki günde bira ve cigara sayımız yarıya düşer. kolay değil çünkü devrim yapmak. kafa biraz ayık olmalı.
öyle işte. tanıyın bizi. az kaldı çünkü. geliyoruz..