türkiye'de böyle genel bir hava yavaştan ama sağlam bir kale gibi oluşturulmuş bulunmakta. solu eskiden solcular tasnif eder ve bir şekil vermeye çalışırlardı. günümüzde elbette siyasetin bir yasası olarak bir tarafın kendi alanının çerçevesini çizmesi devam ediyor. fakat genel olarak düzenin tahkimatını sağlayan ideolojik ve siyasal tercihler öylesine şişirilmiş bulunuyor ki; güçsüz ve sıradan görülen bir sol sürekli olarak ideolojik bir şiddete maruz kalıyor. "keşke şöyle olsalar", " aslında böyle diyorlar ama hiç öyle değiller" gibi tasniflere, çerçeve çizimlerine maruz kalıyor sol. haliyle ortaya çıkan bir anomali oluşturuyor yani bir gariplik. çünkü biliniyor ki; köksüz ilan edilen, marjinal sayılan bu sol, ülke toprağına kökünü kazımıştır. ülke toprağına ayağına basmayı ise uzun yıllar sonra tekrardan öğrenmiştir, bu ülke insanıyla sökülüp atılan bağlarını yeniden kurmaya çalışmıştır. şimdi ise yapılması gereken şey geçmişin marjinal ve önemsiz sayılan soluna benzer bir ideolojik şiddet uygulamaktır. orada burada " sol aslında şudur." sözlerinin sürekli olarak sağcılardan* gelmesi işte bu nedenledir. geriye ise şu soru kalıyor: " ne olacak bu sağın sol karşısındaki ezikliği?"
*bu kesimlerin önemli sayılabilecek bir toplamı üstelik kendini sağcı olarak bile görmez, farklı adlandırmalarda bulunurlar
sağcı solcu tartışmalarını ve kavgalarını hiç bir zaman anlamamışımdır. neden?
- şayet insan fikrinin doğruluğundan emin ise, her insanın kendi bulunduğu çatı altında bulunmasını istemeli ve bunu kavgayla dövüşle değil de, nasihat ve kendinden eminliğiyle sağlamalıdır. zaten doğruysa fikri, hayat ona kolay ve huzurlu gelecektir.karşı tarafa bir şey anlatması için başka da bir ıspata gerek yoktur.
kavga ve dövüş ile hiç bir şeyin ıspatlanamayacağı kesin olup, bilakis karşı tarafı itmekten başka bir şey değildir. fikrin sahibi kişiler, başkalarını kendi fikirlerinden uzaklaştırınca, üzerlerinde nasıl meshuliyet hissetmiyorlar, hayret ediyorum. eğer meshuliyeti hiç duymuyorlarsa davalarına hizmet etmiş olamazlar. hiç bir dava yoktur ki, dışındaki insanları kendine çekmek düşüncesini içinde barındırmasın. öyleyse bunlar dava adamları değil, dava adamcıklarıdır. fikir fahişeleridir.
paradoksun dibine vuran ironik gibi duran destrudo güdümlü sözde sağcı sözü.. 'o kadar çok solcu ile konuşmaya çalıştım ki anlamadım, anlaşılmıyorlar'. belki senin algı probleminin sorunudur. kim bile ki, kim duya ki.. la yörü get..
uzun uzun düşünülmüş tam bişeyler bulunacakken çin'i hala sosyalist sanma yanılgısına düşerek belki de yukarıda yazılanların önemli olmasa da önemini iyiden iyiye yitirmesini sağlayan yorumdur... kendi etrafındaki insanlardan yola çıkılarak yapılan genellemelerden biridir... hiç teslim töre, suavi ve bunun gibilerini dinlemeden çıkarılmış çözümlemedir... yanlıştır diyemem ama doğru da değildir dediğimdir..."solcular aslında da solcudur" diyerek son verilecek yoruma mahal olandır...
türkiye'de ki sol algılanmasından kaynaklanan yanılgıdır 'sol' kimliğinin zedelenmesi sonucunda ortaya çıkan yargıdır.her şeye rağmen emeğe saygı gösterilmelidir bu şekilde genelleme yapılmamalıdır.
geneli kapsamamakla birlikte dar bir kesim için doğrudur. bazı solcu geçinenler atatürkçülüğü kullanarak siyaset yapmaktadır. aslında içi dolu fikirleri boşaltmaktadırlar.