sermaye devletinin emri ve gözetiminde yapıldığı gün gibi ortada olan katliamlar sonrasında, sosyalist sol çevrenin buna, tepkisel nitelik, lanetleme ve teşhir içeriği taşıyan yaklaşımlarının ardından "kürtçü" olduğumuz ya da "kürt ulusal hareketini temsil ettiğimiz" yönünde çeşitli eleştiriler alıyoruz.
"enternasyonalist" marksist-leninistlerin görevi; ezilen uluslara ve halklara karşı gösterilen işgalci ezen ulus devletinin baskını teşhir etmek ve mutlak olarak karşı çıkmaktır. (buna ezilen ulus burjuvazisinin, ulusal hareketi sulandırmak amacıyla sergilediği kaypak davranışlarının eleştirisi de dahildir) ulusal hareket, "objektif olarak ilerici" bir hareket biçimidir ve kendini "komünist" olarak adlandıran her unsur, bu hareketi desteklemek, yapılan saldırıları teşhir etmek, ezen ulusun egemenlerinin inkarcı-işgalci uygulama ve politikalarına karşı çıkmak ve ukkth'nin işletilmesi için elinden geleni yapmak zorundadır. 5 haziran'da tıpkı geçmişte olduğu gibi kürt halkı yine ezen ulusun sermaye devleti tarafından katledilmiştir. hdp'nin seçim barajını aşma "olasılığı" dahi, sermaye devletini korkutmuş, sermaye devleti tıpkı geçmişte olduğu (akp iktidarının bir döneminde, 'dönek' liberaller kontrgerillanın 'tasfiye edildiğini' iddia etmişlerdi) katillerini harekete geçirmiş ve hedef olarak kürt halkını seçmiştir. öyle sanırız, lenin'in aşağıda alıntısını yapmış olduğum "enternasyonalizm" vurgusu, yöneltilen haksız eleştirilere yanıt olabilecektir:
"eğer ukraynalı bir marksist, rus kıyıcılara karşı duyduğu tamamen haklı ve doğal kinin bir parçasının, hafif bir düşmanlık duygusu biçiminde bile olsa, rus işçilerinin proleter kültürünü ve proleter hareketini kapsamasına izin verirse, kendisi bu yüzden burjuva milliyetçiliğinin bataklığına kaymış olacaktır. aynı şekilde, eğer bir rus marksisti, ukraynalıların tam hak eşitliği isteğini ya da onların bağımsız bir devlet kurma hakkını bir an bile unutursa, yalnızca burjuva değil, ama aşırı gerici milliyetçiliğin bataklığına kaymış olur. "
(lenin, ukth, s. 30, ulusal özümleme umacası, sol yayınları, onbirinci baskı)
Şimdi anladım. Türklerin ulus devleti kötü, kürtlerin ulus devlet kurması iyi, Türk marksistlerin kendi milletini desteklemesi kötü, kürt marksistlerin kendi milletini desteklemesi iyi.
MArksizm gerçekten de hainliğin ve vatansızlığın tanımıdır.
Boşu boşuna yıllardır biz solcuların vatan haini olduğunu söylemedik, Türk solcuları da bunun en önünde gidenleri.
Önümde bir PKK'lı ile bir Türk solcu olsa, ve tek kurşunum olsa, bunu Türk solcusuna sıkardım.
Solcular kürtçü olmasa bile, bu arkadaşın anlattıklarına bakılırsa, ki bunlar zaten bilgim dahilinde olan şeyler, haindir. Bir solcu istese de istemese de PKK'yı desteklemek, ve PKK'Ya arka çıkmak zorundadır, buna başka bir örnek olarak ispanya iç savaşında Solcuların bask ve katalan milliyetçilerine destek çıkmaları ve onlarla aynı safta yer almaları gösterilebilir.
Solcu mentaliteye göre dünya "ezen" ve "ezilen" diye iki ayrı kategoriden oluştuğu için, solcular her daim "ezilen" tarafta yer aldıklarını iddia ederler. Ezilen bir taraf olmasa bile yaratırlar. O yüzden hiç bir zaman bir Türk askerinin şehadetine ağıt yakmazlar, çünkü o asker kötüdür, ezici Türk'ün askeridir, ve PKK, Türk kıyıcılara karşı duyduğu tamamen haklı ve doğal kinin bir parçası olarak, devrimci şiddet sergilemektedir.
Ama Türklerin buna karşılık vermesi, ya da memleketinde milli ve tarihi hakkını icra etmesi, onlara göre yanlıştır.
PKK kürt milliyetçiliğini de savunsa, solcuların görevi onlara destek vermektir. Bunu bir sosyalist arkadaşa sormuştum, niye PKK'yı destekliyorsunuz diye, verdiği cevap ise "ülkedeki kürtlerin ezilmişliğine dikkat çeken tek örgüt PKK olduğu için" demişti. O yüzden Kürtçü olmasalar bile, Kürtçülüğe sırf Türk milletine zarar verdiği için destek vermek ihtiyacı hissederler.