bir kere dinlendiğinde binlerce kez vurulmuşa dönülen şarkılardır bunlar.
en güzel örneklerden biri de Haziranda Ölmek Zor 'dur kanımca.
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Yaralı bir şahin olmuş yüreğim
Uy anam anam haziranda ölmek zor
Çalışmışım onbeş saat
Tükenmişim onbeş saat
Yorulmuşum acıkmışım uykusamışım
Anama sövmüş patron
Sıkmışım dişlerimi
Islıkla söylemişim umutlarımı
Sıcak bir ev özlemişim
Sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler
Çıkışım bir dalgada
Vurmuşum sokaklara
Sokakta tank paleti
Sokakta düdük sesi
Sarı sarı yapraklarla
Dağlarda insan iskeletleri
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Uyarına gelirse tepemde bir de çınar demişti
Yıllar önce
Demek ki on yıl sonra
Demek ki sabah sabah
Demek ki manda günü
Demek ki şile bezi
Bir de memedin yüzü
Bir de saman sarısı
Bir de özlem kırmızısı
Demek ki göçtü usta
Kaldı yürek sızısı
Yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü
Bıraktım acının alkışlarına
Üç haziran altmış üçü
Bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
Okşar yanan alnını Nazım ustanın
Bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
Yatıyor oralarda bir eski gömütlükte
Yatıyor usta
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir kuş ötüyor
Haziranda ölmek zor
Müzik zevkini çıstak ritimlerle ve ulumalarla düşünsel platformda birleştirmeyi başaranların tekrar tekrar aptal ritimler ve detone sesli külhanbeyi naraları eşliğinde fikirlerine istinaden milliyetçilik ya da fikirden bağımsız hedonizm katan pop-star bozmalarının aynı şeyleri farklıymış gibi defalarca yeniden üretmesine ve bunları dinleyecek saflık derecesine ulaşmış dinleyici portfolyesine karşı kendisi ve tüm dünya için daha anlamlı ve daha insanca müzikleri dinleyen kitlenin tercihidir.
Sabah kalkınca inti-illimani'den venceremos , akşam yatarken grup yorum'dan venceremos'tur.*