türkiye'de anlamını iyice yitirmiş bir kelime. düşünün, ülkede "sosyal demokrat" geçinen arti daha 3 sene önce askeri muhtıraları sevinç çığlıklarıyla karşılıyor, üniversitelilere nasıl giyinmeleri gerektiğini öğretiyordu.*
ama genelde de aslında çok geniş bir yelpazedir. Liberal sol'undan, komünistine ve anarşistine değin çook geniş insan grupalrını içerir. Bu grupları birleştiren temel nokta, belirli bir sınıfsal bakış çerçevesinde, toplumdkai gelir adaletsizliğini düzeltmek istemeleri, ve her alanda halkın katılım kanallarını genişleterek siyasal gücü topluma paylaştırma isteğidir.*
dünyada pek çok ülkede sol iktidardadır, veya iktidarın en büyük adayıdır. Özellikle Avrupa ve Güney Amerika'da sosyalist hareketler hep iktidarın en büyük adaylarındandır. ABD'de de demokratlar, bir çeşit liberal sol örneği sergiler. bizim ülkemizde ise çok bilmiş sağcı kafalar, "sol teoride iyi güzel de pratikte olmaz bu" falan diye gezinirler. şeytan diyor koy bir koliye, hepsini gönder isveçe...*
ülkücülerin ıq seviyesi 20 civarı ise bu adamların ki de o civarlarda bir yerlerdedir.
bir ülkücü ne kadar malsa bir solcu da o kadar maldır. lenin che falan derler nike'dı, converse'ydi ugg'ydi dinlemeden anlamadan giyerler. bir bakarsın nike'larıyla miting meydanında amerikayı protesto ederler.
alevilerin elbette yolundan gittiği ve bunu yapmakla özüne ters düşmediği düşünce akımı.
ya ne olacaağıdı?
"arap islamını kıblesi yapmış sünniler" gibi sağcılık denen "insan erdemlerine aykırı fikirsizliğe" mi kapılacaklardı?
çok beklersiniz!
alevilik ezilenin yanında, hakça insanca bir yaşamı şiar edinmiş bir felsefedir, "soldan başka yöne dönen" zaten alevi değildir!
kapiş?
türkiyedeki alevilerin ne mecburiyetleri varsa, kendilerini bu ideolojinin taraftarı olmak zorunda hissettiği ideolojidir, bu da göstermektedir ki aleviler sanıldığı ve söylendiği gibi eleştirel düşünen aydın insanlar olmak yerine sürünün ezberini ezber eden bir topluluktur.
bir meslek olmasının yanında sanırım her dişi bir sol kelimesinin yapım eki histerisinden doğan boşvermişliğine kendini kaptırmak rüyasını kurmuştur ki bu genelde son tahlil itibariyle macera ve tiksinti gergeflerinin gergin anı tanımlamalarında yaşanırki sigara kokusu ve afra safranın, afro amerikan kökenli ruhların paranyosından doğmuş yalnızlık gezegenin aptalımsı gezginleridir ki ortada yumurta olabilir tef teferruat sayılır ama esası eğlenmek olan bu işin, horman seviyesini yükseltmek noktasında ametemde tedavi gerektiren adrenalin keşliği olarakta geçer kadim zamanlarda, bu noktada önce akla sonra duyu organına üst perdeden ilahimsi bir sesle cemil meriç cümleleri geldiğinden genelde iki şey gelir akla bu paradigmanın aorosındaki cerahate dair: biride sol/cu
ülkücü değilim ama bir kaç çevre edinmek için ülkücü olan tipleri bütün ülkücülere mal eden ve benimde bir kaç tane görüp bütün solculara mâL edeceğim gürültülü güruh.
efendim bu solcu dediklerimiz yıllarca çalışıp didinen bir yere gelmiş insanlara sokaklarda bağırıp çağırarak söz geçireceğini sanırlar.şekilcidirler.özentidirler.milliyetçi olduğunu sanırlar ama türk milletini ayakta tutan en önemli unsurlardan gelenekleri hep atlarlar. bunların üniversitede iki belirgin tipleri vardır.birincisi uzun saçlı ,dayak yemeye alışık,rock dinleyip herkesin bir taraflarına koyacağını sananlarla ikinci olarak normal saçlı,deniz gezmiş montlu eller cepte'' tek yol devrim'' diye lak lak yapan insanlardır.sırf o yeşil kabanı d.gezmiş giydiği için giyer.son ders aşk ve üniversite filminde dediği gibi'' adam havuz başında donla poz verse okula öyle mi geleceksiniz?''
devrime inanmayı kutsal sayanlar ekibi. *tek yol devrim meşhurdur. ben gerçekten bi soru soruyorum burada: devrimden kasıt nedir? yani şu ülkede 8000 insan soğuktan kırılırken kimsenin gıkı çıkmazken devrim yapıldığında ne olacak merak ediyorum. sakın şaka algılamayın cidden sorarım sözlüğe.
ülkemizde solcu nadir bulunan bir elementtir. çoğu insan kendini solcu zanneder. mesela deniz baykal ve partisi. en son kılıçdaroğlu bugün itiraf etmiş. türkiye'de sol öldü demiş. çok güzel şeyler söyleyerek açılım yapıyorlar, seçim maratonuna başladılar şimdiden demek ki... solu ben öldürmedim, halk öldürmedi.
aslında ben türkiye solcularını tarfi edeyim. solu öldüren insanlara solcu denir.
bizim ülkemizde kendine sol diyenler sermaye basınının sözünden çıknaz, devleti sermaye sahipleri, sahip oldukları basın ve kendine solcu diyenler birlikte soyarlar. gerekirse (bkz: hüsamettin özkan). işin garibi sağcı dedikleri basın ise çoğunlukla büyük sermaye karşıtıdır.
solcu halka iner, onlarla birlikte davranır. bizim solcu ise ordu ile kolkola gezer. halkın iradesine karşı darbe ister. ayrıca türk solcuları halkla değil sermaye sahipleriyle kolkoladır.
rusya komunizmin başarılı olması için köylülere toprak vermişlerken, bizim ülkemizin solcuları; fakire bir torba kömürü, pirinci vermeyi çok görmektedir. rus köylüleri komunizmi iyi bildikleri için mi destek veriyorlardı sanıyordunuz?
Fransız ihtilalinde Etats Generaux denilen meclis toplantısında müfrit, antiruvayyalist ve muhalif milletvekillerinin meclisin sol tarafında oturmalarından çıkmıştır.
sürekli meydanlarda slogan atan, hiçbir şeyden memnun kalmayan, şükretmesini bilmeyen, insandan çok hayvana değer veren ve kendinden olmayana gerici diyen, kendisini çok ilerilerde ve muasır medeniyet seviyesinde sanan kişi.
otlakçı bir insandır kendisi. her şeyi devletten bekler. o parasız olsun şu beleş gelsin. kıç ancak miting yapmak için kalkar, utanmasa mitingi de devlet yapsın diyecek kadar aymazdır.
düşüncelerinde insanı hatta canlıyı ve doğayı baz alan özgürlükçü, eşitlikçi, tepkili ve bir o kadar bilgili, hükümetlerin korkulu rüyası olmalası gereken, çoğunlukla haklı insan profili...